İbrahim Halil Okuyan
11 Ağustos 2006
Ağaç dikmenin sevabı tariflere sığmaz. Genç ağacı, fidanı kırmanın, kesmenin günahı da çoktur, yine tariflere sığmaz. Bütün insanların bunun bilincinde olması ne güzel olur. Ama zaman içerisinde ağaç diken de çok olmuş, kesip kıran da.. Nasibimizde ne kalmışsa onunla yaşayıp gidiyoruz. Birinci Dünya Savaşında Suriye cephesinde savaşan askerlerimiz birgün bakmışlar bulundukları bölgenin gölge veren koca ağaçları yok olmuş. Araştırmışlar; ıttihat Terakki taraftarları “Bu ağaçların Sultan Abdülhamit zamanında dikildiğini” öğrenince kızıp kesmişler.. ışte affedilmez koyu bir cehalet. Dünyada bu zihniyet galip gelse ne çevre kalır, ne tarihi miras.. Zaman zaman üste çıkınca bu kafa neler oluyor, görüyoruz. Allah bunları töretmesin. Bir Cuma gününde Karameydan Camiinde namaz kılan 45-50 yaşlarında bir vatandaş Hutbe okunduğu sıralarda hüngür hüngür ağlıyordu. Konu; ağaç sevgisi idi. Kendisinin bir gün önce 600 adet yetişmiş zeytin ağacını kestikleri için ağaç katillerinin yaptığına dayanamamıştı. Sahibine kızıp ağaç kesmek, ekin yakmak, hayvanını öldürmek veya sakat bırakmak ne kadar insanlık dışı bir uygulama, ne affedilmez hatalar… ınsanlar yaşadıkça inşallah ağaçlar da dikilip bakımı sağlanarak, çoğalıp yaşayacaklar. Peygamberimizin, ulu nebilerin, büyük zatların ve gönül adamlarının gösterdiği yol en doğru ve insanlık için gerekli olandır. Bu yolun yolcuları dünyayı yaşanır hale getirirler ve geliştirerek gelecek nesillere bırakırlar. Çok şükür ki sayıları artar, eksilmez. Urfamızda da çok örnekleri vardır. Yeri geldikçe bahs’ederiz. Bugünlük sözü Sivaslı bir pir-i faniye, 100 bin ağaç diken bir ağaç sevdalısını tanıyan dostlarımıza bırakıyoruz. Neticede cümlesinin emelleri ve sevdaları birdir. Allah eksik etmesin. “Sivas’ın Yıldızeli ilçesinde yaşayan 79 yaşındaki Osman Akgül, kendi imkanlarıyla 19 yılda 100 bin ağaç dikti. Geçmişte yılda bazen 2 bin bazen 4 bin fidan diken Osman dedenin, son yıllarda diktiği fidan sayısı yılda ortalama 900. 1980 yılında ıstanbul’a yerleşen ve üst üste geçirdiği 4 ameliyat sonrasında memleketi Sivas’a dönen Osman Akgül, bir gün Hz. Peygamber’in “Kıyametin kopacağını bilseniz de ağaç dikin” hadisini okuyunca Yıldızeli ilçesine yerleşerek ömrünü kıraç dağlara ağaç dikmeye adamış. ılçede bulunan dağlara 1984 yılından beri kendi imkânlarıyla 100 bin ağaç diken Akgül, ağaçların sulanması için artezyen kuyusu ve sulama kanalları da yaptırmış. Kıraç dağlara çam, kavak ağaçlarının yanı sıra vişne, elma ve armut gibi çeşitli meyve ağaçları da diken Akgül’ün hedefi bu rakamı 120 bine ulaştırmak. Ağaç dikmenin çok önemli olduğunu söyleyen Osman Akgül, amacının kıraç toprakların yeşillendirilmesi olduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu. “Ben, Peygamber Efendimiz’in hadisinden yola çıkarak, 1984 yılında ağaç dikmeye başladım. 19 yılda 100 bin ağaç diktim. Kuruyan ağaçları süküp, yerlerine yenisini dikiyorum. Bunun için kimseden yardım almadım. Tamamen kendi çabamla ve kendi bütçemle ağaç dikiyorum. Amacım kıraç arazileri yeşillendirebilmek. Bu hareketle Sivas’ta değişik ağaçların yetişebileceğini göstermek.” En çok çam ağacını sevdiğini; ancak bunun yanında kavak, sögüt, vişne, armut ve elma gibi meyve ağaçları da diktiğini belirten Akgül, “Umarım benim yaptığım tüm insanlara bir örnek olur.” temennisinde bulunuyor.”