İbrahim Halil Okuyan
22 Şubat 2011
Seçimlerin yaklaştığı günlerde, Milletvekilimizi seçerken hangi noktaları göz önünde bulundurmalıyız.
Tamamda Milletvekillerini biz mi seçiyoruz?
Hayır.
Üstelik 3 kilosu 2 TL olan ve kullanımı en fazla 1 hafta sürecek kuru soğanı pazardan alırken gösterdiğimiz itinayı gösteremeden.
Ülkeye Demokrasi getirmeyi vaat edenlerin,
En büyük eksikliği partilerine getiremedikleri demokrasidir.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki;
Mevcut Siyasi Partiler Kanunu değişmeden,
Seçimlerde baraj en azından %5lere çekilmeden,
Aday belirlemeleri ön seçimle yapılmadan özlediğimiz parlamentoyu göremeyiz.
Kendi istikballeri ve koltuk sevdalarını,
Parti içindeki güçlerine bağlayıp,
Parti içi muhalifleri konuşturmayan ya da halk deyimi ile “Ayağının altına karpuz kabuğu” koyan pek çok parti lideri gördük.
Hatta rakiplerini iftiralarla rezil etmeye kalkışanları bile.
Bu durum, bence siyaset dışında da var :
İşyerlerinde, ışık saçmaya başlayan personel,
Yakın rakipleri ve bir üst kademe tarafından,
Yararlanılmak yerine ışıltısı karartılır.
“Ne me lazım, onun yanında sönük kalmayayım, eksiklerim belli olmasın ” diye düşünülerek.
Aynı durumu, Akademik Kariyer arenasında da düşünebiliriz. Üst kademeye çıkacak Öğretim Görevlilerinin çeşitli bahanelerle önleri kesilerek,
Üst kademenin kendi varlıklarının idamesini sağlamaya çalışması gibi.
Birey olduğunun farkında olanların,
Asla kabullenemeyeceği bir durum bu.
Yukarıya kayıtsız şartsız şekilde itaat.
Kanımca, bu durum az gelişmişliğin bir tezahürü olsa gerek. Ya da yerini almasın, ülke içinde karışıklıklara sebep olmasın diye “Kardeşlerin icabına bakmak” alışkanlığı.
Birçok kişiye fırsat vererek onların gelişimine katkı sağlamak yerine;” Buyrun Benim adayım Sayın……. Diyerek”, Liderin kendi büyüklüğünü arşa kadar ilan etmesi gibi.
Milletvekili aday adayı olabilmek için bile önce partiye yapacağınız yüksek meblağlı bir bağıştan sonra,
Eğer birde listeye girip aday olursanız harcayacağınız küçük çaplı bir serveti de hesaba katacak olursanız sistemin ne kadar adaletli işlediğini anlayabilirsiniz.
İsterseniz bir partiye müracaat edin ve görün.
Adaletli bir önseçimin bile olmadığı ve ağırlıklı olarak çok parası olanın daha çok reklam yapabildiği böyle bir sistem bana doğru gelmiyor.
Türkiye senelerce laf ve polemik üreten parti ve parti liderleri ile gerekenden çok fazla vakit kaybetti.
Yıllarca halkın önüne belli “korkular” sunuldu,
Hep onun üzerine siyaset yapıldı.
Bence milletvekili seçerken, laf ve polemik üretene değil de, bu laf ve polemiklere kulak asmadan iş üretene dikkat etmemiz gerekiyor.
Milletvekili secimi bizde lokantada yemek ısmarlama gibidir. Yani önünüze bir menü gelir sizde belli kriterlere göre seçersiniz.
Peki bu menü önümüze nasıl gelir?
Tanınmış simalar (ağa, artist, zaten politikacı, diğer tanınmış partiye oy getirebilecek simalar)
Hem partiye oy getirecek hem de yüklü miktarda yardım edecek simalar.
Parti başkanına yakin yalakalar ya da yalaka potansiyeli yüksek parti içi muhteremler
Azda olsa, yıllardır partide belediye başkanı, ilce, il başkanı olarak çalışmış, kendince etkili üzerine fazla gidilmemesi gerekli isimler (bunlarda listede 3,, 4. sıraya konulur ki çok çalışırsa hepsi girsin ve de iki sırayı itsin, tabi ilk iki sıra fazla çalışmaz bu durumda),..
İşte size bizim politikanın dinamikleri, mizah gibi.
Daha ilk başvurularda şu kadar TL bağış diyerek çıkılan yolda mesafe kat ettikçe bir servet harcanmakta,
Amaç kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez ilkesi !!
Yani RANT !!
Bu nedenlerden dolayı çevresi tarafından sevilen saygın kültürlü ve dürüst kişiler,
Var olan itibarını kaybetmemek için,
En önemlisi de kirlenmemeyi istemedikleri için siyasetten uzak kalmayı tercih ediyorlar ve maalesef bizim de önümüze içinde çiğ köfte partileri düzenlenen,
Kavganın ve çirkefliğin eksik olamadığı nahoş bir parlamento portresi çıkıyor.
Halkın milletvekillerini seçemediğinden dolayı, milletvekili seçilme şartlarının düzenlenmesi görünen en uygun yoldur. Devlete bir memur alırken bile bazı kriterler aranırken, milletvekillerinde hiçbir vasıf aranmaması vahimdir.
Türkiye Millet Meclisi yolgeçen hanı değildir, olmamalıdır.
Günümüzde görüyoruz ki, sağ görüşlü bir parti ile sol görüşlü parti arasında fazla bir fark kalmamıştır.
Tek takıldıkları nokta, hizmet vatandaşa mı, devlete mi olacak?
Vatandaş mı zenginleşecek, yoksa devlet mi?
Herkes pastadan eşit mi pay alacak, yoksa bazı kesimler imtiyazlı mı olacak?
Devletin vatandaşa hizmet odaklı çalışmasını,
Hantal yapısından kurtulmasını,
Para savuran değil verimli hizmet üreterek vatandaşa zaman kazandırmasını,
Dünyadaki gelişmeleri takip ederek,
Ülkenin bu gelişmelere ayak uydurmasını sağlayacak Programlar her zaman bizler ve ülkemiz için kazançlıdır.
Bu tür bir programı olan ve onu yürütecek yetenekte olan partileri seçmekte,
Mevcut durum nedeniyle fayda görüyorum.
Partilerin de, dürüst, iş üreten ve azimli milletvekillerini aday göstermeleri gerekmektedir.
Kaliteli partiler, bunu yapacaklar, kaliteli seçmen de yapılanı görecektir.
Tek sorunumuz, genel kalite katsayımızın ne olduğudur. Okuma ve araştırma oranları düşük bir ülkede bunun cevabı da açıktır.
Seçimden önce hafızamızı tazeleyelim.
Dokunulmazlık zırhını kazanmak için aday olanları görelim.
Bu adaylar içinde hırsız, kalpazan, tecavüzcü, terörist, hortumcu olanları fark edelim.
Sadece duyduklarımıza inanmayalım,
Duyacaklarımız duymamız istenen şeylerdir.
Biraz araştıralım.
Vaat edilenlerin gerçekliğini sorgulayalım.
Ne yapacağını anlatanlara itibar edelim,
Başkalarının ne yapmadığını anlatana değil…
Toplumdaki hassas değerleri kendine basamak olarak kullananları fark edelim.
Her şeyden önemlisi mutlaka oy verelim.
Küçük işleri bile görmek gücünde olmayan kişiler devlet hizmetinde büyük işler görmek hevesine kapılırlarsa,
kendi harikalarını yaratabilirler ancak bunun bedelini milletimiz öder..
Siyasi Partiler Kanununun 37.maddesi;
Milletvekili aday adayı belirleme işini genelde partilere
( parti tüzüklerine bırakmış).
Bu sisteme çanak tutansa maalesef o çok sevdiğimiz
Siyasi Partilerimiz.
Seçim Kanunun değişmesine (Baraj, Tercihli oy, dar çevre vs) engel olan yine Meclisteki Siyasi Partilerdir.
Biz milletvekili değil parti seçiyoruz.
Milletvekili adaylarını partiler belirler.
Bu günümüzün temsili demokrasisiyle bağdaşmayan bir durum da değil bence.
Milletvekillerini tek tek seçmemiz herhalde mümkün bir durum değil.
Genel seçimlerde biz şahıslara göre değil partiye onların uygulayacakları politikalara oy veriyoruz.
Sonuç olarak bu seçim şimdilik görünen odur ki iki parti arasında bir seçim olacaktır.
Başbakanın yapmak istediği yeni projeler vardır.
Tunus’ta başlayarak tüm Arap coğrafyasında giderek yayılan gelişmeler sonucu,
Türkiye’nin bölgedeki etkinliği hızla artmaktadır.
Görünen o ki seçimde Başbakanın işi kolaydır.
O zaman bu seçimde aday ölçütünü daha üst bir skalaya çekmesini ve daha seçici davranmasını beklemek hakkımızdır diye düşünüyorum.
Bana göre bir milletvekili adayında en azından aşağıdaki vasıflar aranmalıdır.
1-Bugüne dek bulunduğu siyasî oluşumlar ve sivil toplum hareketlerini içindeki faaliyetleri dikkate alınmalı,
2-Aday olduğu ilde ikamet edip etmediğine bakılmalı,
3-Söz, davranış ve yaşam biçimi uyum içinde olmalı,
4-Ülke ve yerel sorunlar için çözüm üretecek kadar uzmanlaşmış olmalı,
5-Çeşitli menfaat guruplarıyla ilişkisi olmadan görev yapabilecek olmalı,
6-Üniversite mezunu olan, okuyan, düşünen, bilimden ve sanattan yana olduğunu kanıtlamış olmalı,
7-Dokunulmazlık zırhına bürünmek için aday olmak istememeli,
8- Korkmadan fikirlerini açıklayabilen ve gerektiğinde istifa edebilme cesaretini gösterebilecek biri olmalı,
9-Kendini seçenlere karşı her zaman hesap verebilecek olgunlukta ve sorumlulukta olmalı,
10-Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti kuralları çerçevesinde ülkemizin bölünmez bütünlüğü için her şeyi göze alabilecek olmalı,
11-Adı üstünde milletvekili olarak bizi en iyi şekilde temsil edecek biri olmalı…
12-Genç olmalı kendini kanıtlayabilen ve ileriye dönük projeler yapan biri olmalı..
13-İleride Başbakan ve Cumhurbaşkanı olabilecek kapasiteye sahip biri olmalı..
14- Milletvekilleri yasaları yaptığına göre, yasa yapacak nitelikte olmalı.
15- Mutlaka Milletin emanetine sahip çıkıp; Çalmayıp, çaldırmayan biri olmalı.
Diğer iyi özellikler nasılsa zamanla kazanılır.
Gerçekleri görebilme dileğiyle;İyiler ve iyilikler sizinle olsun..
Saygılarımla.
İbrahim Halil Okuyan
İnşaat Yüksek Mühendisi
21.Şubat.2011 Şanlıurfa