İbrahim Halil Okuyan
5 Mart 2015
Zordur
Türkiye’de siyasetçi olmak.
Ülkenin
menfaati için defalarca parti değiştirebilmelisiniz(!).
Daha
bir sürü meziyet gerektirir.
Her
isteyenin siyasetçi olamaması da bundandır.
Çünkü bu kadar meziyet her insanda bulunmaz.
Onlar
ayrı bir ırkın temsilcileridir ve kolay kolay yetişmez.
Bu
nedenle de bir defa buldunuz mu en az 50 yıl onlarla idare etmek
zorundasınızdır.
Arada
bir bu meziyetler ve donanım bende var mı diye Düşünmeden siyasete atılmaya
kalkanlar olur ki, hepsi tam bir ibretlik vak’adır.
Siyasetin
Altın Kuralları:
1-Türkiye’de
siyaset “Tekelci” ve “Ben merkezcil” bir zihniyetle yürütülür.
2-En
ilerici geçinen partilerde bile yeni insanlara,
yeni düşüncelere, Farklı açılımlara ve teknolojiye itibar edilmez.
Bu
yaklaşımlar genelde gerici olarak tabir edilen partilere mahsustur.
3-Siyasette;
“Her doğru her yerde söylenmez” mantığı hâkimdir.
Zaten
sizin adınıza genel başkan denilen o yüce insan her şeyi düşünüp, Her türlü
düşünceyi ifade ettiği için sizin bırakın doğruları söylemeyi, Zaten bir şey
düşünmenize bile gerek yoktur.
4-Siyaset Kurumu memleketin en katı hiyerarşik
oluşumuna sahiptir. Tam teslimiyet
esastır.
5-Siyasette
vücudunuzun bütün aksamlarını kullanmanıza gerek yoktur.
Düşünmek
için beyine, görmek için göze, duymak için kulağa ihtiyacınız olmaz.
Bunu
sizin adınıza sizi ve maalesef bizi yönetenler zaten yapar ve sizin ihtiyacınız
kadar olanı size verirler.
Mevcudiyetiniz
sadece oylamalarda önem kazanır ve ne olduğunu anlamasanız bile size verilen
talimat gereği en hızlı şekilde ellerinizi ve kollarınızı kullanmak
durumundasınızdır.
6-Siyasette
nezaket ve efendilik sökmez.
Avazınız
çıktığı kadar bağırmak, hakaret içeren keşfedilmemiş sözcükler bulmak ve
kabadayılık jargonunu öğrenmek zorundasınız.
Ancak
kabadayılığı parti içinde yapmaya kalkmayın kendinizi kapının önünde
buluverirsiniz.
7-Yeni
fikirler ve projeler üretmek gerekmez.
8-Siyasette
yer edinmek için sadece bilgi ve birikime sahip olmak yetmez.
Ağa
olmak, Ağa çocuğu olmak,
Para
babası olmak ve cin fikirli olmak,
Ali-Cengiz
oyunlarında ihtisas yapmak gibi ekstra özellikler gerektirir.
9-Seçime
kadar boş olsun, Dolu olsun atmak, Vaatler savurmak, Her şeye eyvallah demek,
Herkese mavi boncuk dağıtmak, Kanaat önderlerinin sürekli sırtını sıvazlamak ve
her ortamda onları sağ başınıza oturtmak şarttır.
Kime
ne salladığınız önemli değildir.
Çünkü
nasılsa 10. madde vardır.
10-Balık
hafızalı olmak olmazsa olmazlardandır.
Seçim bitene kadar savurduğunuz vaatleri hemen unutmalı Ve bu boş şeylerle zihninizi meşgul
etmemelisiniz. Önceleri sırtını
sıvazlamak zorunda kaldığınız insanları Ve de özellikle garibanları seçimden
sonra asla yanınıza yaklaştırmamalı,
Danışman
diye yanınızda taşıyacağınız şemsiyecileri bir duvar olarak kullanmalısınız.
11-Bayramlarda
seyranlarda seçildiğiniz şehre bir uğrayıp,
En azından yaşadığınızı ve ölmediğinizi göstermeli, kutlamalarda
seçildiğiniz il ve hemşerileriniz için yaptığınız büyük çalışmalar ve
gösterdiğiniz insanüstü gayretlerden bahsetmelisiniz.
12-Özellikle
yerel medyadan ve gücünüz yetiyorsa ulusal medyadan, askerliğini borazancı
olarak yapmış ya da hobi olarak borazan çalmaya merak salmış köşe yazarları
bulmalı, onların en kadim dostu gibi davranmalısınız. Hatta gerekirse arada bir
iki işlerini de halletmelisiniz ki, onların da havası bozulmasın ve
gerektiğinde borazanı var gücüyle üfleyebilsin.
13-Kentinizdeki
iş adamlarıyla kanka olmalısınız. Onlar
çok yoğun olduğu ve siz de zaten nasılsa Ankara’da yaşadığınız için sadece
dostluk ve insaniyet namına onların işlerini de takip edivermelisiniz. Hatta
sadece şehir ekonomisi gelişsin,
İstihdam yaratılsın diye gerekirse onlarla ortak yatırımlara girmeli,
Ama şaibe olmasın diye adınızın resmi kayıtlarda geçmemesine dikkat
etmelisiniz.
Zira
herkes sizin kadar insani ve iyi niyetli düşünmeyebilir ve size iftira
atabilirler.
Buna
da genel başkan ya da başbakan kızabilir.
14-Başbakanı,
Genel Başkanı, bakanları, partinin üst kademe yöneticilerini kızdırmamalısınız.
Onlar
için yalama olmayacak diller,
Alkışlamaktan
yorulmayacak eller bulmalı ve her an hazır kıta olarak bekletmelisiniz.
Aynı
fonksiyonlara siz de sahip olmalısınız.
15-Şu
sözlerin en kararlı ve inanılır söyleniş biçimlerini beyninize yerleştirmeli,
dilinizi alıştırmalısınız.
“Emredersiniz
efendim”,
“Nasıl
tensip buyurursanız sayın genel başkanım”,
“Vallahi ne kadar güzel düşünmüşsünüz.
“Allah
sizi başımızdan eksik etmesin” ,
“Efendim
o konuda bir endişeniz olmasın”,
16-Davranış
kalıplarıyla ilgili mutlak surette ders almalı,
Boş
zamanlarınızda egzersiz yapmalısınız.
Örneğin
Genel Başkanınızı gördüğünüzde hemen ellerine atılmalı, öpmeye çalışmalısınız.
Ya
da herkes samimiyetinizi anlasın diye mutlaka boynundan çekmeli, yanaklarından
öpmelisiniz. Siyasette istikbalinizin yegâne temeli budur.
17-Sürekli
vatan-millet-Sakarya edebiyatı yapabilmeli,
Ve
iki damla da gözyaşı akıtmalısınız.
Her
ne kadar boşa geçirdiğiniz zamanlar,
Görmezden
geldikleriniz,
Unuttuklarınız
ve uyuttuklarınız bu söylemlere aykırı düşse de Türk Milleti affedicidir
affeder.
Hatta
çoğu zamanda unutur.
18-Vekil
olur olmaz hemen arabanızı değiştirmeli,
TBMM
araç giriş kartı alıp arabanın ön camının soluna itina ile yerleştirmelisiniz.
Polis
çevirdiğinde “sen benim kim olduğumu biliyor musun” diye her seferinde sormak
zorunda kalmayasınız.
19-Arada
bir de olsa Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne mutlaka uğramalısınız.
En
azından genel başkanınızın katıldığı oturumlarda kendinizi göstermeli,
Sataşanlara
ya da dil uzatanlara ilk yumruğu siz atmalısınız.
Eğer
bunları hatta daha fazlasını yapamayacaksanız hiç şansınızın olmadığını
söyleyebilirim.
Halen
bir koltuk sahibi olup ta seçimden sonra daha iyi Bir koltuğa kurulma hayali olanların şansının
daha yüksek olduğunu belirtmeliyim. En kârlı çıkacak kesim bu grup olacaktır.
Siyaseti milli bir görev bilinciyle ve layık-ı veçhile yerine getirenlerin
hoşgörü ve affına sığınırım.
İyiler
ve iyilikler sizinle olsun..