Konuk Yazar
27 Mart 2014
Urfa çeşitli nedenlerle sürekli göç alıyor, doğum oranı yüksek bu nedenle nüfus hızla artıyor. Şehir tek cadde üzerinde yoğunlaşmış, etrafını gecekondular sarmış. Urfa şehri, sıkışmış boğuluyor. Bu nedenle yıllardan beri Urfa için tek çözüm “Yeni Urfa” diye yazıyorum, fırsat buldukça konuşuyorum. Yazacağım ve konuşmaya devam edeceğim.
Divanyolu, Sarayönü Caddesi, son zamanlarda Demokrasi Caddesi (Eski 12 Eylül Caddesi)‘ndeki çalışmalar, 11 Nisan Stadyumu, Bahçelievler Güzergahında yapılan düzenlemeler. Kaldırım genişletme çalışmaları geçici (palyatif) çözümlerdir. Urfa’yı rahatlatmadı, rahatlatmaz da. Hatta bazen sıkıntı verir. Kaldırımları genişletme yayaları rahatlatır, bu kez sürücülere sıkıntı verir. Tersini yapsanız sürücüler rahatlar, bu kez de yaylara sıkıntı verir. Yani ölçüsü 48-50 beden olan kişiye, 38-40 beden elbiseyi giydiremezsiniz. Giydirseniz orası burası patlar, yırtılır. Yıllardan beri Urfa’nın orta yerinden geçen tek caddesinde yapılanlar da budur. Boşuna para kaybı, zaman kaybıdır. Urfa için köklü çözüm eski Urfa’daki yoğunluğun azaltılmasıdır. Caddeleri, bulvarları, cazibe merkezleri, alışveriş merkezleri, yeşil alanları meydan ve parkları ile Yeni Urfa’nın kurulmasıdır.
Yazılarımı okuyanlar bilir “Yeni Urfa” konusunu yıllar önce yazdım. Dilim döndüğünce televizyon programlarında anlattım, Belediye başkanı, Vali gibi yetkililerle sohbetimde bahsettim. Dağ Eteği, Sırrın-Karşıyaka, Süleymaniye-Direkli, Maşuk bölgelerinde yapılan çalışmaları takip ediyorum, Şanlıurfa Belediyesi 2010-2014 stratejik planını okudum fakat benim düşündüğüm ölçüde ve çerçevede Yeni Urfa projesini görmedim, duymadım.
Abide’den başlayıp Balıklıgöl’e kadar olan mevcut cadde üzerine bir proje yapılacağı zaman bu derdim yine depreşir.
Türkiye’de imar planlarının yapılması ile uygulaması yıllar sürmektedir. 1974 yılında yapılan çalışma ile Valilik, Mahkeme, Bağkur, Ticaret odası, Esnaf Birliği ve daha birçok kurum kuruluşun yeri Koşu Meydanı denilen yerde belirlenmişti. Planlama üzerinden 38 sene geçti. O bölge alım-satım sitesi, Küçük sanayicilere verildi. Çevresi gecekondularla çevrildi. O alan Urfa’nın içinde kaldı.
Boğuldu. Planlama yapılan yıldan bu güne Urfa’nın nüfusu yaklaşık 7 kat arttı. (TUİK 2011 Adrese dayalı Nüfus: Şanlıurfa ili 1.716.254, Merkez 763.090) Buna rağmen Vilayet binası, Özel idare Binası, Mahkeme, Ticaret Odası ve daha bir kurum ve kuruluş 1974 yılında yeri belirlenen o bölgeye (Paşabağı) yapıldı. Bazı inşaatlar halen sürmektedir. Orada yapılanları görünce içim sızlıyor. Üzülüyorum. O bölgedeki alım-satım esnafını, sanayicileri başka yere alıncaya, gecekonduları ıslah edinceye kadar yıllar yıllar geçecek. Orası yine de bir şeye benzemeyecek. Şehrin yükünü kaldırmayacak..Yazık değil mi bize, yazık değil mi şehrimize? Yani 38 sene önceki planda orası tahsis edilmiş diye, şimdi gidip orada boğulmak doğru bir uygulama mı? Allah için söyleyin. Bu nedenle eski Urfa’ya yoğunluğu arttıracak bir yapı yapılırken üzülüyorum, kahroluyorum.
Paşabağı civarında evi, işyeri olanların gayrimenkulleri değer kazanmış olabilir. Fakat mesele bu değil, mesele şehrin, Urfa’nın geleceği. Kişilerin menfaati değil, toplumun menfaati.
Bilindiği gibi hemen hemen bütün şehirlerde Valilik, Belediye, Mahkeme, Tapu, Vergi Dairesi, SGK, Hastane gibi Devlet kurumları nerde ise şehir orada yoğunlaşır. Yeni Urfa yeri belirlense ve Valilik, Belediye ve diğer devlet kurumları orada kurulsaydı meydanları, parkları, bahçeleri de o tarafta yapılır şehir de o tarafa giderdi. Merkezden 5-10 Km öteye yapılacak böyle bir Valilik binası için bir müddet sıkıntı çekilirdi. Belki birçoğu “Bu kadar uzak yerde Vilayet binası yapılır mı diye” sızlanırdık fakat Urfa’nın hayatı 50-100 sene kurtulurdu.
Urfa’da birçok yerleşim tarım alanlarına yapılmıştır. Yeni Urfa tarım arazileri dışındaki bölgede kurulmalıdır.
Toprağın oluşumu binlerce yıl sürmektedir. 40 santim derinlikteki tarım toprağı 20 bin yılda oluşmaktadır. Bu nedenle tarım arazileri çok değerlidir ve imara açılmamalıdır. Bilindiği gibi geçen günlerde Harran Üniversitesi karşındaki Gülveren Köyündeki 800 dönümlük arazi imara açılmıştı. AK Partili Uğur Beyazgül ve BDP’li üyeler karşı çıkmasına rağmen mevcut il genel meclisi üyelerinin “evet” oyu ile imar izni çıkmıştı. Valimiz Celalettin Güvenç, isabetli bir karar vererek kararı onaylamadı ve tekrar görüşülmek üzere il genel meclisine iade etti. Umuyorum meclis üyeleri karalarını düzeltir ve Harran Ovası’nın yapılaşmasına müsaade etmez.
2014 yılında belediye seçimleri var, kulislerde aday isimleri konuşulmaya, köşe yazılarında bahsedilmeye başkandı.
Bizim söylediğimiz pek olmuyor fakat tarihe bir not düşmek adına şimdiden şunları söylemek istiyorum.
Umuyorum; Ufku açık, vizyonu geniş Urfa’yı en az 100 sene sonrasına taşıyacak bir başkan adayı çıkacağını umuyorum.
Bekliyorum; Tarım alanı olmayan bir bölgede Yeni Urfa için bir yer belirlenerek imar planı yapılacağını, Valilik, Belediye ve diğer kurum binalarının buraya taşınacağını, park problemi olmayan, geniş cadde ve bulvarları olan, yeşil alanları, parkları, meydanları, modern evleri, iş ve alışveriş merkezleri, metro ve benzeri modern ulaşım projeleri ile temiz ve yeşil Yeni Urfa kurulacağını bekliyorum
Eski Urfa’daki %70’i gecekondunun ıslah edilmesini, Bedesten, Gümrük Hanı gibi tarihi çarşıları, sokakları, Balıklı Gölü, Kalesi, Halepli Bahçesi, Dini mekanları, Camileri, Konukevi ve eşsiz güzellikteki geleneksel evleri ile Tarihi Urfa mekanların bütün güzellikleri ile korunmasını ve Urfa geleneklerinin bozulmadan, yozlaştırılmadan yaşatılmasını diliyorum.