Köşe Yazısı

Kıskanılmayan zenginlik nedir?

Mehmet Göncü

Mehmet Göncü

Tüm Yazıları Gör

Kıymetli
okuyucularım, bildiğiniz gibi kıskançlık tüm canlıların yaşam olgusunu
sürdürebilmesi için gerekli olan ‘İçgüdüsel’ davranışlardan biridir.

İnsan
da iç güdülerinden soyut değildir. Ancak Ademoğlu şuurlanmaya başladıktan
sonra, yani düşündüğünün farkına varıp ona yorum getirmeye başladıktan sonra
medeni olma yoluna girmiştir.

Medenileşmede
ise kişiler ve toplumlar, aldıkları çok boyutlu eğitimlerinin oranına göre
ancak içgüdülerinin etkisinden kurtulabilmişlerdir.

Hal
böyle iken günümüzde insanlık, en yüksek seviyede bile, henüz yüzde yirmi
seviyelerinde uygarlaşabilmiştir.

Bu
hususu öğrendiğimde gerçekten çok 
üzülmüştüm.

Sevgili
okuyucularım, şimdi kendi kendime soruyorum; eğer insanlık aleminin tümü istenilen
düzeyde uygarlaşabilselerdi , başta dünya gelir dağılımındaki bu adaletsizlik
olmak üzere küresel ısınma, mülteci akınları gibi daha sayamayacağım bir çok
olumsuzluklar meydana gelir miydi?

Hiç
kuşku yok ki gelmezdi.

Bu
tabloya rağmen gönül temennim odur ki; insanlık alemi bir gün istenilen düzeyde
uygarlaşır ve böylelikle de bütün dünyadaki canlılar mutlu olurlar.

Aziz
okuyucularım, yazımın konu başlığında belirttiğim kıskanılmayan zenginlik ise
tevazudur. Tevazu sahibi bir kimse, bilmediğinin ve öğrenmeye mecbur olduğunun
farkında olan kimsedir.

İşte
bu kimse yaşam olgusundaki çok boyutlu eğitimi arar ve bulur.

Sonuçta
da istenilen düzeyde uygarlaşmış olur.

O
uygar oldukça kendisi ile birlikte insanlık alemi de mutlu olmaya başlar.

Dürüst
ve şeffaf bir toplumda; engin gönüllü dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın
sağlıcakla. 

1.144 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Köşe Yazısı

Kıskanılmayan zenginlik nedir?

Mehmet Göncü

Mehmet Göncü

Tüm Yazıları Gör

 

Kıymetli
okuyucularım, bildiğiniz gibi dünya nimetleri arasında, sayısız miktarda
zenginlik vardır.

Bu
zenginlikleri bize kerim sıfatı ile sunan Yüce ALLAH’a sonsuz hamd ve şükürler
olsun.

Sevgili
okuyucularım, yine bildiğiniz gibi bütün canlı ve cansızlara ikram edilen
anasır-ı erbaa dediğimiz güneş, hava, su ve toprak dışında kalan diğer
nimetleri elde edebilmek için bütün canlıların say-u gayret göstermeleri
gerekiyor.

İşte
bu say-u gayret karşılığı elde edilen nimetlerin fazlasına zenginlik denir.

Diğer
canlılar için bu zenginlik pek önemli değildir ve de fazla da bir anlam ifade
etmez.

İnsanoğlu
ise; düşündüğünü düşünebilme yeteneğine sahip olduktan sonra elde ettiği bazı
nimetleri zenginlik saymıştır.

Ben
şahsen bu zenginliklerin neler olduğunu saymayacağım. Çünkü sizler birçoğunu
benden çok daha iyi biliyorsunuz.

Ama;
isterseniz yine de birkaç örnek verelim.

Bunlar;
Varlıklı olma, genç ve güzel olma, bilgili âlim olma, bu fani yaşamda emanet de
olsa mal-mülk, mevk-i makam sahibi olma ve de akıllı olma, akıllı olduğu için
de tevazu sahibi olma gibi zenginliklerdir…

Aziz
okuyucularım, işte bu zenginliklere izafi de olsa sahip olan kimseleri henüz
yüzde seksen ilkel içgüdüleri ile hareket eden bir kısım insanlar tarafından
kıskanabilinir.

Bu
doğal bir dürtü olayıdır.

E…
Peki kıskanılmayan bir zenginlik var mıdır?

Evet
vardır. O da tevazudur.

Bir
kimse engin gönüllüdür diye kıskanılmaz.

Çünkü
tevazu faydalı aklın bir ölçüsüdür.

Bu
manada Cenabı mevlam tüm tevazu sahibi, faydalı akıla malik olan kimselerden
binlerce kez razı olsun.

Dürüst
ve şeffaf bir toplumda engin gönüllü dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın
sağlıcakla.

 

1.121 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Köşe Yazısı

Kıskanılmayan zenginlik nedir?

Mehmet Göncü

Mehmet Göncü

Tüm Yazıları Gör

Kıymetli
okuyucularım, bildiğiniz gibi yaşam olgusu ve döngüsü içerisinde, başta insan
olmak üzere bir başka canlıda olan üstün nitelikleri kıskanmak içgüdüsel bir
olaydır.

Örneğin;
şuurlu bir canlı olan insan, kuşları kıskandığı için uçaklar yapmış. Bugün
artık uzaya çıkmakta, aya bile gitmeyi ve de denizaltılar yaparak balıklar gibi
yüzmeyi başarmıştır.

İşte
bu pozitif örnekleri yüzlerce defa çoğaltmak mümkünken, kıskanmanın bir de
negatif yanları var.

Bana
göre, bunları şöyle sıralayabiliriz. Gençlik, fiziki güzellik, maddi (yani
ekonomik zenginlik) ses güzelliği, boy güzelliği, el becerisi, mal mülk
güzelliği sosyal yaşamdaki konum gibi birçok zenginlik bir başkası tarafından
kıskanılır.

Kaldı
ki bütün bu güzellikler yaşam gerçeği karşısında fani, yani sonludurlar ama
bunlar yine de kıskandırıcı zenginliklerdir.

Aslında;
kıskançlık içgüdüsel ve ilkel bir davranış biçimidir

Bütün
canlılarda olan bu içgüdüsel davranışın, insan uygarlaştıkça etkinlik gücü de
azalır.

Onun
yerini akıl ve mantık süzgecinden geçmiş, daha sağlıklı davranış biçimleri
alır.

Aziz
okuyucularım, yazımın konu başlığında belirttiğim kıskanılmayan zenginlik
konusuna gelince…

Bana
göre kişi ister ilkel, ister uygar olsun, bir kimse tevazu sahibidir diye bir
başkasını kıskanmaz.

İşte
bu nedenle; tevazu yani engin gönüllü olmak kıskanılmayan en büyük
zenginliktir.

Bu
manada, yüce Mevlâ bizleri tevazu sahibi engin gönüllü kimselerden eylesin.

Sevgili
okuyucularım, bu konuda şahsi acizanem olarak yıllar önce bir şiir kaleme
almıştım. Değerli yorumlarınıza sunulur:

 

İSTERİM

Zenginlik isterim gönül
dolusu.

Bir lokma ekmeğinden bana da
sunsun.

Yücelik isterim,
kıskanılmayan,

Tevazu gibi de parasız olsun

 

Bir sevgi isterim gönül
bağından.

Dalından kopmamış bir çiçek
olsun.

Hoşgörü isterim yüceden yüce.

Dikenli bir gülü koklayan
olsun

 

Mehmedim isterim ben bir
bütünü

Güneşler, yıldızlar hep
birden olsun.

Nefes alıyorken güzel dünyada

Kardeşlik, barış, sevgiler
olsun

 

                           Mehmet Göncü/1996-Urfa

 

Dürüst
ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan engin gönüllü
dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın sağlıcakla.

965 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir