Köşe Yazısı

Urfa turizminde gün acil olarak ‘Ne yapılabilir’i tartışma günüdür/Hüseyin Yektaş

Ülkesel
Profesyonel Türkçe –  Fransızca  Turist 
Rehberiyim. Kırk  yıldan  bu 
yana araştırmalarımla, makalelerimle 
ve projelerimle  Şanlıurfa  turizmine 
katkıda  bulunmaya  çalıştım. 

Harran’ın
Soğmatar’ın, Şuayb  Şehrinin,  Hanel 
Bağrur’un ilk  siyah  beyaz fotoğraflarını 1970’li  yıllarda 
çekerek,  ulusal  gazetelerden 
birinde  yayınlanmak  üzere Rahmetli  Fikret 
Otyam’a  gönderen  benim.

Her
ne kadar kendi adına yayınladıysa da, daha sonra  görüştüğümüzde, amacımın  Urfa nın 
değerlerinin  dünyaca  tanınması olduğunu  belirterek, onun  adına 
olmasının  da  benim 
için  çok  önemi 
olmadığını belirtmiştim.

Bu
gün,  ülkemizin geldiği bu sıkıntılı
günlerde, turizmin nerdeyse  bitme  noktasına 
geldiği  bu  tabloda, Urfa mız da  bu 
olumsuz  gelişmelerden  fazlasıyla etkilenmiştir. 

Oteller
boş.  Lokantalar boş.  Esnaf kan ağlıyor. Ne B planı kalmış, ne de C
planı.  ‘Gün, acil olarak, neler
yapılabilir’i  tartışma  günüdür…

Geçen
yıl İtalya’nın Milano kentinde  EXPO 2015′ e  katıldım; 
Otuzun  üzerinde  ülkenin 
katıldığı fuarda,  her  gün, 
yüzbinlerce kişi, kırk  kadar  elektronik 
kapıdan içeri  giriyor, gece geç
saatlere  kadar  ülke 
stantlarını geziyor,  gösterileri  izliyor ve şehre  dönüyorlardı. 
Her ülke kendi kültürünü, zenginliklerini tanıtmak için, çeşitli etkinlikler
yapıyor, ticaret turizm ve diğer alanlarda pazarlama  çalışmaları sabahın  erken 
saatlerinden,  gece  geç vakitlere kadar  devam 
ediyordu.

Orada
Türkiye standını da gezdim. Diğer ülkelerin yaptığı, tanıtım,  folklorik ve kültürel etkinliklere göre, bizim
aktiviteleri yeterli bulduğumu keşke söyleyebilseydim.   Şöyle ki: iki salonda sergi vardı.

 Gaziantep kendine ait iki bölümde ayrıca sergi
açmıştı. Bir de girişte solda bir köşede, 

Göbeklitepe
tanıtımı için, iki T  stel le,  bir 
kaç fotoğraf  vardı. Davul
zurnamız,  yoktu. Folklor ekipleri sabah
akşam gösteri yapmıyordu.  Sıra gecemiz
yoktu. Çiğ köftemiz yoktu. Urfa ya has fıstık ve kırmızı mercimek yoktu, TSE’li
KIRMIZI PUL BİBERİMİZ ve biber reçelimiz yoktu. Halı tezgâhlarımız yoktu. Bire
bir tanıtım için,  çeşitli dillerden rehberler
yoktu. Sine-vizyon, sesli gösteriler yoktu. 
Meyve ve sebze kuruluklarımızı göremedim.

Sadece
Türk mutfağını tanıtan ve satış yapan bölümü çok beğendim. Önünde uzun kuyrukların
oluşması göğsümü kabarttı.

Bu
tür dünya çapındaki organizasyonlar, turizm açısından çok çok önemlidir. Orada yapılacak
etkinliklerle,  ülkenize gelen turist
sayısını,  ikiye katlayabilirsiniz. Alternatif
turizm projeleri ile, yeni destinasyonlarla, 
en ücra  köşelere  kadar, turizm 
faaliyetlerini yayabilirsiniz.

Şimdi
önümüzde çok önemli bir fırsat var.

İyi
bir çalışmayla Urfa turizmini,  yeniden ayağa
kaldırabiliriz. “ ANTALYA   EXPO   2016”

23  Nisan’ da 
açılacak  olan ve aylarca  devam 
edecek    bu fuara, çok  iyi 
hazırlanırsak,  bunu  başarırız…

NELER   YAPABİLİRİZ?

1-
GÖBEKLİTEPE ile ilgili ayrı bir 
bölümde,  İngilizce,  Fransızca, 
Almanca  görsel etkinlikler,  profesyonel 
rehberlerimiz  tarafından,  bire 
bir  bilgilendirmeler, tur  operatörlerinin  rehberlerle birlikte hazırladıkları,  günü birlik 
BUTİK  URFA ve  bir 
gece  konaklamalı, Gaziantep,
Halfeti, Urfa tur    programları…

2-        Şimdiden Büyükşehir Belediyesinin  bünyesinde oluşturulacak komitelerle, TÜRKÇE,
İNGİLİZCE, FRANSIZCA, ALMANCA, RUSÇA,ARAPÇA, ÇİNCE TANITIM  BROŞÜRLERİ HAZIRLAMAK projeler  üretmek 
ve ANTALYA  EXPO  2016   
alanında alt  yapı çalışmalarını
izleyerek iyi  bir  yer 
tesbiti  yapmak.

3-        Vilayet ve Belediye iş birliği ile,
İl  Kültür  Müdürlüğünde de ikinci  bir 
çalışma  grubu  oluşturularak, yapılabilecek  ne 
varsa, masaya  yatırmak,
etkin  bir  çalışmayla, 
geçmiş yıllardaki  İstanbul  EMİT 
fuarındaki   havayı
yakalayabilmek.  

4-        Şanlıurfa’daki turizm şirketleri,
oteller, turizmle ilgili  kurum  ve kuruluşlar, sivil  toplum 
örgütleri ile, 23  Nisan’a  kadar 
rutin  toplantılar  yaparak, 
sorunları ve  yapılacakları
tespit  etmek. Çözüm için  hızlı bir 
çalışma  içine  girmek. Herkese düşen görevleri tespit etmek.
Eylem planı yapmak.

5-
Ziyaret yerlerindeki alt yapı sorunlarını çözmek. Gelen misafirlerin güvenlikleri
konusunda en ufak bir kaygıya meydan vermeyecek 
güvenlik  önlemlerini almak. Bunu
önceden anlatan duyuru ve görseller hazırlamak. Hz. İbrahim den gelen Urfa misafirperverliğini
anlatan anekdotlarla turistleri bilgilendirmek.

6-        Üç semavi dinin atası Hz. İbrahim in
doğduğu  bu  Peygamberler 
şehrinde  dili  dini, 
ırkı ne  olursa  olsun, insanların Allah’ın  yarattığı en 
kutsal  varlık  olduğunu, insanların kardeş olduğu temasını
sürekli işleyerek,” önce  insan”
düşüncesini  ön  plana 
çıkararak, misafirleri  rahat
ve  huzurlu  bir 
şekilde bölgemizde 
dolaşabilmelerini  sağlamak  için, 
gerekli  çalışmaları yapmak.  Tedbirleri almak.

7-
Sosyal aktiviteleri arttırarak turiste hizmet sunarken, memnun kalan bir
turistin döndüğünde en az on turist göndermesi için, kalitesiz ürünleri ederinden
fazla fiyata  satarak, turistlerin  kandırılmasını önlemek  için 
gerekli  çalışmaların  yapılması.

Ülkemin
insanları, her ne kadar ülkemi güzel ve huzurlu günlere taşıyacağını umduğum 1 Kasım
seçimlerine kilitlenmişse de, Bu binlerce insanın aşını, ekmeğini,  nafakasını ilgilendiren turizm konusunun da göz
ardı edilmemesi, ilgili ve yetkililerin duyarlı olacağı ümidiyle; İdamlık birinin
son sözünün: “ BU DA BANA DERS 
OLSUN  “ dediği  gibi. Geç kalmamak  dileklerimle, huzurlu  ve esnafın 
yüzünün  güleceği  günlerin 
geleceği umuduyla, kalın 
sağlıcakla…

1.131 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir