Mehmet Göncü
28 Nisan 2010
Gerçekten 24 Nisan 1915’te meydana gelen bazı olaylar, tarihimizi ve bazı gerçekleri bilmemiz bakımından çok önemlidir.
Şöyle ki;
Osmanlı devleti, Doğu vilayetlerimizde çeşitli terör faaliyetleri içerisinde bulunan ve işgalci Çarlık Rusya ordularına yardım ve rehberlik eden, ayrıca o bölgedeki devlete sadık, o bölgede yaşayan Ermenileri isyan etmeye zorlayan ve bu manada isyana katılmayanları da çeşitli şekillerde cezalandıran silahlı Ermeni terör örgütü üyelerini işlemiş oldukları suçlardan dolayı yargılamak üzere tutuklama için 24 Nisan 1915 tarihinde bir karar alır ve aldığı bu kararı da uygulamaya koyar.
Bu silahlı terör örgütlerinin en acımasız olanları, Taşnak, Hıncak ve Ramgavar isimli olanlardır.
Ancak, Osmanlı devletinin aldığı bu karar, Ermeni terörünün azalmasını ve bitmesini sağlayamamıştır.
Bunun üzerine o günlerde Osmanlı devletinde iktidarda olan İttihat ve terakki hükümeti, Meclisi Mebusandan üç maddelik bir İskân yasası çıkarmış ve 15 Mayıs 1915 tarihinde de bu kanunu yürürlüğe koymuştur.
Bu yasaya göre; imparatorluk bünyesinde bulunan bazı bölgelerdeki Ermeni ahalinin savaştan zarar görmemeleri ve Ermeni terör örgütlerinin saldırılarına maruz kalmamaları için imparatorluğun hudutları içinde ve o gün için daha sakin ve daha güvenli olan Suriye bölgesine sevkleri amaçlanmıştır.
O tarihte Suriye’de Dördüncü Ordu Komutanı Cemal Paşadır. Cemal Paşa bir Ermeni dostudur. Yani Ermenileri seven ve koruyan bir kimsedir.
Nitekim, Suriye ve Lübnan’a göçerek gidenler, gayet iyi karşılanmış ve kendilerine çeşitli yardımlarda bulunulmuştur.
Bu tehcire bazı illerin dışında yaşayan Ermeniler tabi tutulmamışlardır.
Mesela; Edirne, İzmir, İstanbul, Antalya gibi bir çok ilde yaşayan Ermeniler göç ettirilmemişlerdir.
1915 tarihinde Osmanlı İmparatorluğu bir çok cephede düşmanla savaşmaktadır. O günlerde ülkede genel bir seferberlik var. Jandarma ve polis dahi, her eli silah tutan genç, yaşlı askerdedir. Ortalık karma karışıktır. Kıtlık vardır. Başta tifus olmak üzere, Kolera, Dizanteri gibi paraziter hastalıklar yaygın ve salgın bir haldedir. İşte bu savaş koşullarında meydana gelen olumsuz ortamda gerçekleşen göçler de, bazı istenmeyen olumsuz olaylar meydana gelmiştir.
İşte bu olaylar nedeniyle ihmali görülen bazı görevliler o tarihlerde Osmanlı devleti adli mercilerinde yargılanmış ve suçlu olanlar çeşitli cezalara çarptırılmışlardır.
Sevgili okuyucularım, 1915 yılında meydana geldiği söylenen sözde Ermeni soykırım iddiası ile ilgili 24 Nisan ve Ermeni tehcir olayı özetle bu şekildedir.
Ancak bu gerçeği bile bile anlamamakta ısrar eden Ermeni diasporası ve bazı Batılı devletler konuyu bile bile çarpıtıyorlar. Yalan, yanlış ve düzmece hikâyelerle ve iftiralarla kanunla tarih yazmaya kalkıyorlar ve bana göre de gülünç duruma düşüyorlar. Bunların asıl amaçları ülkemizin kalkınmasını ve güçlenmesini engellemektir. Bunu da biz çok iyi biliyoruz. Gerisi lafı güzaftır.
Aleyhimize karar alan ülkeler kendi tarihlerini bir incelesinler.
Zira bir atasözünde olduğu gibi, “Çatısı camdan olanın başkasının damına taş atmaya hakkı yoktur.”
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileği ile kalın sağlıcakla…