İbrahim Halil Okuyan
21 Aralık 2006
Cumhuriyetimizin kuruluşunun yüz’üncü yılını 2023’de inşallah Milletçe kutlayacağız. Bu kutlama sosyal, kültürel, ekonomik yönüyle her alanda farklı olacak. Türkiye “muasır medeniyet seviyesine ulaşma”nın heyecanını yaşayacak, doruğuna erişmenin gururunu taşıyacak… Dolayısıyla her alanda önümüzdeki yılları dolu dolu geçirmemiz, başarılara koşar adım gitmemiz lâzım. Bilindiği üzere, 2006 nın son günlerini yaşıyoruz. Kurban Bayramı günleri ile birlikte 2007 yılına da kavuşmuş olacağız. Bu yıldan itibaren her geçen yılı 100.yıla kapı aralığı gibi düşünürsek, en ciddi ve samimi duygularla değerlendirir, hedeflerimizi gerçekleştirirsek, 2023’te müstesna bir kutlama olur. Aksi takdirde şimdiye kadar olduğu gibi mazeretleri sıralayıp durma mecburiyetinde kalırız ki, bu da hoş bir şey olmaz. Buna normal bir kutlama gözüyle bakılmaz. Zaman 2023’e doğru ilerlerken, önümüzdeki 2010 yılının önemli bir durak olduğunu unutmayalım. 1970 li yıllardan beri peşinden koştuğumuz “Türkiye’nin Prestij Projesi” olan GAP, 2010 da tamamına erecek. Gidişat öyle görünmüyor ise de “Çılgın Türkler”in başaramıyacağı iş olmaz. Bir de bakarsınız hızlı ve randımanlı bir çalışma ile Proje kapsamındaki 1,7 milyon hektar alan sulanıyor, 7500 megawatlık kurulu bir kapasiteyle 27 milyar kilowatsaatlik elektrik üretimi yapılıyor, yüksek tarım ve sanayi potansiyeli GAP’ın bünyesindeki illerde 5 kat artıyor, işsizlik azalıyor. Türkiye genelindeki refah artışına büyük ölçüde tesir eden bu gelişme ile doğan refah sayesinde 2023 en güzel bir 100. Yıl oluyor ve huzur içinde kutlanıyor. GAP hedefine ulaştırılmazsa 2023 ün beklenen refah yılı olması da şüpheli duruma düşer. Onun için GAP’ın nemalarından Türkiye için yararlanmak zorundayız. Ancak bu imkânla büyük hedeflere ulaşılabilir. GAP’ı tamamladığımız takdirde Türkiye’nin sorunları büyük ölçüde halledilmiş olur. Başta Bölge illeri ve Türkiye olmak üzere GAP’ın bütün nimetlerinden yararlanılacak, bunun aydınlığı her tarafta hissedilecek, görülecektir. Yalnız Ülkemiz değil, bu Prestij Projesine yakın Ortadoğu Ülkeleri de bundan yararlanacak, 2007 Ocak ay’ında Havalimanının açılması ve akabinde Kargo uçaklarının da bu alana inip-kalkacak duruma gelmesi ile ürünlerin ihtiyaç olan yer sevki bahis konusu olacak, o zaman ihracatın tadına varılacak, sorunlardan kurtulma devri yaşanacaktır. Yüzüncü yıla doğru ilerlerken önemli durağımız olan 2010’un hakkını verebilirsek denebilir ki, 100.yıl hedefine 13 yıl önce varmak mümkün olur, erken kutlamayı başlatabiliriz. Olmayacak şey mi? GAP’ı bu şekilde hayalle-gerçek arasında yaşadıktan sonra Cumhuriyetimizin 100.yılına doğru ilerlerken 2010 da yine önemli bir durak yapıyoruz. ıstanbul bu tarihte “Avrupa Kültür Başkenti” olarak ilân edilmiş bulunuyor. Bu olay da Ülkemizin kültürü açısından önemli bir etkinlik. Tabii ıstanbul bu etkinliğe bugünden hazır gibi. Ama yine de dünya çapındaki bu kültür hadisesine geniş çapta hazırlanmak gerekiyor. Avrupa Birliği Koınseyi’nin “ıstanbul’un 2010 Avrupa Kültür Başkenti” olmasını onaylaması Ülkemiz için büyük sevinç ve övünç kaynağı oluyor. Kültür ve Turizm Bakanı Sayın Atillâ Koç daha önceki yıllardan hazırlıklara başlandığını hatırlatarak ıstanbul’da 20 ayda 1300 antik eserin restorasyonunun yapıldığını, bunun için ıstanbul Büyükşehir Belediyesi ile ılçe Belediyeler, ıstanbul Özel ıdari ve Bakanlık Bütçelerinden müştereken olmak üzere 250 trilyon Liralık bir yatırım ayrıldığını, yapılanlardan başka daha fazla kültür merkezi, tiyatro ve konser salonları ve müzelerin açılacağını müjdeledi. Turizmle ilgili çalışmalar da tabiiki ön plânda yürütülecek. ıstanbul “Avrupa Kültür Başkenti” olmanın hakkını en güzel şekilde verecek. 100. Yıla doğru GAP’tan yayılan huzur ve refahın, ıstanbul’dan yayılan Kültür ve Turizm’in sağlıklı ve bilinçli bir şekilde Yurdumuzu kapsamasını ve ebediyyen sürmesini diliyoruz.