İbrahim Dülger
20 Şubat 2008
Hepimiz topu topu bir avuç insandık koca sinema salonunda. Filmde, henüz delikanlılığını süren, “120” kahraman şitil (fidan), çocuğun üçte biri kadar. Oysa gösterime bugün girmişti film. Günlerce öncesinden reklâm panolarında afişlenmesine rağmen. Kahramanların yaştaşları olan seyirciler; tarihi filmi pek tercih etmeyip; komedi veya şiddet içeren filminin gösterildiği salona dalıp, yaratılmış, üstün hayali varlıklar ve elektronik ürünler üzerinde yarı Türkçe, yarı ıngilizce konuşmalar yapıp, oturdular, koltuklarına kurularak..
Onları hiç mi hiç ilgilendirmiyordu “120” filmindeki yaşanmış gerçek hikâye. şu anda yaşadıkları hayat önemliydi onlar için. Geçmiş anlamsızdı. Acı onları sıkar, mutsuz kılardı. Kulağına takılı volkmeninde, ağzındaki sakızı çıklatarak dinlediği metal ve rak müzik, onun yaratılıp sunulan, güçlü kahramanlarla bütünleşmesini sağlıyordu.
Sinema müdürü: ”Beklediğimiz ilgi yok” dedi. ılk 4 günde toplam 780 kişi izlemişti, daha çok yaşlılar tercih ediyordu filmi..
Filmde anlatılan; yıllarca barış içinde birlikte yaşayan Müslümanlarla Ermeniler arasındaki, ayrışma ve düşmanlık; Anadolu’da yaşayan insanlar arasında hep üretildi veya üredi. ışgallerle son buldu; Kan, gözyaşı ve acı yaşattı yıllarca.
Anadolu da kurulan ilk büyük devlet; (M.Ö.2000) Hititlerin, Batıdan gelen Friglere boyun eğişinin nedeni, şehir devletleri arasındaki birliğin bozulmasıyken, Aynı akıbete Kimmerlerin saldırısı ile uğrayan Frigler. Güneydoğu’da Asur saldırıları ile yok olan uygarlıklar, Urartuları yok eden Medler, onları alaşağı edip, Zengin Lidya uygarlığını yakıp yıkan, insan başlarından taklar yapan Persler; hep kan ve gözyaşı yarattı. 200 yıl boyu. Persleri; M.Ö. IV. yy da Yunanistan da birliği sağlayan Büyük ıskender çıkartabildi Anadolu’dan. Bu arada kültür işgali yaşadı Anadolu, doğu ve batı bilginlerinin yarattığı Helenistik kültür ile.
Ardından Anadolu’da bölünme ile meydana gelen Helenistik krallıklar ve Roma işgali. Denetimi elde tutabilmek için, Romalılar güzel yollar yaptılar tümü Roma’ya çıkan. ‘Bütün yollar Roma’ya çıkar” Sözü bu nedenden
ıç çalkantılar, Kavimler göçü, Roma’yı da zayıf düşürüp Anadolu Doğu Roma’nın eline düştükten sonra zorla Hrıstiyanlaştırıldı. Ağır vergiler kötü yönetim, Oğuz Türklerinin kolayca Anadolu’yu işgal edip yurt edinmesini sağlar 11. yüzyılda.
Çatışmalar, savaşlar, işgaller hep Anadolu’daki insanları vurur, kültürleri yok eder. Haçlı saldırıları karşısında büyük kayıplar verip direnmeye çalışan Anadolu insanı, bir kez daha büyük acılar yaşar.
Birliğin sağlanıp, ticaretle refahın yakalandığı Anadolu Selçuklu dönemi uzun sürmez. Doğudan yakıp yıkarak gelen Moğolların önünde hiçbir güç duramaz. Kaçışıp Anadolu’ya sığınan Türkmenler, artan nüfus, ekonomik refahı bozarken bir kargaşa yaratır. Ayrışma ve devleti köklerinden sarsan Baba ıshak isyanı, küstürülen Türkmenler; başkaldırırlar kötü yönetime. Bu durumu kollayıp fırsat bilip saldıran Moğollar için Selçuklu Devleti kolay bir avdır artık . ışgal yılları ve kılıçtan geçirilen 200 bin insan işgale başkaldıranlara ödetilen acı bir bedeldir. Bozulan birlikle, her yörede kurulan; Moğollara ödediği haraçla yaşamaya çalışıp güvenliği sağlamaya çalışan beylikler…
Osmanlı Devleti ile başlayan süreçte, Anadoluda güçlenen devletin üç kıtaya yayılması, mevcut koşulların etkisi ile de olsa gerçekleşir. Sünnileşen Osmanlı ile ıran’da şii Safevi devletinin Türk hanedanları arasında Doğu Anadolu için egemenlik savaşları. Binlerce Türkmen ve bölge insanının katli, mezhepsel ayrışma ve acıları günümüze kadar unutulmayan anılar.
18.yy da hızla gelişen Avrupa karşısında toprak kaybederek geri çekiliş ve savaşlar, ımparatorluk topraklarında çıkan isyanlar. Cepheye sürülenler, Osmanlı’nın asker deposu kabul ettiği Anadolu insanlarının gençleri. Kırılıp kırılıp gelemezlerken Yemen, Hicaz, Mısır, Libya çöllerinden 300 bin asker kaybeder Osmanlı; Müslümanlara dayanan ümmet devleti kuracağım diye.
şark sorunu diye belleyip: Önce Balkan ülkelerini alırlar Osmanlı’dan tek tek. Ama bugün hala kanlıdır Balkanlar. Sonra Millet-i Sadıka sayılan Ermeniler ayrıştırılıp azdırılır milliyetçi söylemlerle, Araplar bağımsızlık vaadi ile kandırılıp sırtından hançerletilir dindaşı Osmanlı. I. Dünya Savaşı macerası ile Anadolu’nun son delikanlıları da harcanır, Alman yayılmacılığının amaçlarını yerine getirmek için. Büyük Türkistan’ı kurma hayalleri ile birlikte.
Doğu Anadolu’yu Büyük Ermenistan için ayıran Batı ve Ruslar hep kendi amaçlarını düşünüp yarattılar bu hayali: Ruslar; Ak Denize inmek, ıngilizler, kokusu yeni yeni yayılan petrol bölgeleri için. Bu gün bu rolü ABD alıp, Irak’ta; kan, gözyaşı, esaret yaratmadı mı?
Kürtleri gözardı edip, Ermenileri kayıran Batı, Sunni Türkler ve Kürtler arasında da ayrılık yaratıp, işi kolaylaştırmaya çalıştıysa da; Ermeni Taşnak ve Hınçak örgütlerinin kıyımına uğrayıp acılar yaşayan Müslüman Kürtler; düşmedi bu tuzağa.
Birlik olunca kazanılır Kurtuluş Savaşı, hem de Anadolu’nun doğusundan başlayan örgütlenmeyle Oyun bozulur bozulmasına ancak, iki taraflı acılar yaşanır yok yere, bölge zenginliklerini sömürmek isteyenlerce.
Dünya savaşı öncesinde Ermenilerle Türkler arasındaki ilişkilerin bir kesitini, gerçek bir olaya dayalı olarak anlatan “120” filmi; haklı olduğumuzu savunup, sadece kendimize kabul ettirdiğimiz; Ermenilerle Müslümanlar arasındaki olayları anlatan ilk film olması bakımından önemlidir.
Oldukça zorlu kış şartlarında çekilen bu filmin, bütün oyuncularını kutluyorum. Birinci bölüm biraz ağır kalsa da dönemin yaşamını ve ilişkilerini anlatması bakımından gerekliydi. Savaş taraftarı olmayan Ermenilerin tepkileri daha fazla işlenebilirdi. Dekor ve kostümler özenliydi. Türk milliyetçiliği söylemlerinin o günlerde bu kadar etkili olmadığı halde öne çıkarılması, ticari amaç veya senaristin tercihi olsa gerek. Saygı duyulmalı. Bu filme yatırım yapmak, bir idealin sonucudur sanırım. Çokça işlenip anlatılmalı o yıllar; barış içinde bir arada yaşayıp giden halkların, çıkarlar için birbirilerine nasıl düşürüldüğünü…
Ne tuhaf değil mi? Belgeler elimizde deyip, haklılığımızı veya savaş yıllarında yaşanan bu olaylarda her iki milletin acı çektiğini; yaşananları, filmler, kitaplar, yayınlarla, sayıları her gün artan parlamentolarda soykırımdan sorumluluğumuza dair kararlar çıkarılırken, yeni yetişen çocuklarımıza bile gerçek anlamı ile anlatamayışımız.
Tarih ve Sosyal Bilgiler kitaplarının sayfalarında anlaşılır bir ifadeyle veremediğimiz yakın tarihimizle ilgili olayları , böylesi yapımlarla anlatmalıyız. “120” bu konuda insanlarımıza ve öğrencilerimize salık verebileceğim bir film. Unutmayalım ki ”Bir resim binlerce kelimeye bedeldir.’’
Urfa’da 1915 yılında Germuş köyü ve şehirde çıkan, aylarca süren Ermeni isyanı da ayrıntıları ile belgelidir. Nusret Beyin idam edilmesi bu tür bir filme konu olmalıdır. Film için Belediye, Kültür ve Turizm Müdürlüğü, ıl Özel ıdare, Ticaret ve Sanayi Odası ortaklaşa bir bütçe ayırabilir.
Kurtuluş Müzesinin açılması sevindirici bir gelişmedir. Dokümanı bulunan herkesin katkıda bulunması gerekir.
Anadolu insanlarının yıllarca yaşadıkları acıları; türkü, şarkı, hoyrat, gazel, bozlak ve barak havalarında hala bir ağıt ve inleme şeklinde söylemez mi ozanlarımız, dengbejlerimiz?