Sabri Dişli
20 Eylül 2006
“Vekilimizin telefonu 24 saat açık ve yıllardır numarayı değiştirmedi. Milletvekilimizi gözetim altına alan ise şanlıurfalılar.
‘Seni Meclise Gönderdik Bakalım ne yapıyorsun?’ diyen seçmen ‘Alo Vekilim neredesin?’ diye sormak için arıyor”
10.09.2006 tarihli H:O Tercüman gazetesinde böyle yazıyor….
Bizim seçmenimiz öyle işte…
-Alo vekilim orda mısın?
Evet ordayım.
-ıyi tamam…
Üstelik gecenin geç saatinde arayıp iddiaya giriyor, sonra da hadi sana “ıyi uykular” diyorlarmış…
24 saat gözaltında tutulan vekilimiz bu duruma “Benim için büyük iltifat” diyormuş…
şimdi bu haberi yazan Mehtap Gökdemir hanımefendiye sormak lazım:
Telefon… Görüntülü mü? Hayır! Bu nasıl bir gözaltı?
Varsayalım ki; ben bir vatandaşım ve vekilimi telefonla arıyorum.
ALO! Vekilim orda mısın?
Evet.
“Bahçelievler’in ortasında resmi bir bina var ya! ışte o bina şehrin ortasında Köye Destek Müdürlüğü mü ne? PTT de var içinde… Bina atıl gibi bir şey… Yani okul olabilir… Yeşil alan olabilir… Biliyorsun Bahçelievler’in okula ve yeşil alana şiddetle ihtiyacı var”
ALOOOO! ALOOOO! Kesildi.
Benim telefonun tüpü bitti galiba, benimki tüple çalışıyor da… Niye gülüyorsunuz canım, telefonla gözaltı oluyor da, tüplüsü neden olmasın(!)?
Söylediklerimi duymuştur değil mi? Seçmen olarak hep “orda mı” diye soracak değiliz ya! Arada bir de memleket sorunu için de arayalım değil mi?
Ha! Vekilimizin adı Yahya Akman…
Konuyu duymuşsa, ilgilenip bize dönecektir?