Halit Güllüoğlu
24 Şubat 2009
Yardım sözcüğü kullanılırken; arkasında çok ulvi maksatların olduğunu hatırlarız. Maddi yardım, manevi yardımda olduğu gibi. Velhasıl çok çeşitli dayanışmaların bir özetidir yardımlaşma. Tabiidir ki karşılıklı olunca yardımın sanki özelliği zedelenmektedir. Yahutta biz öyle sanırız. Ancak her yardımın anında ve zamanında olması en güzel olanıdır. Örneğin Kurban Bayramlarında muhtaçlara et dağıtımı. Ramazanlardaki sadakalar,yedirip içirmeler hep dini insani ve sonuçta ”SOSYAL” yaşamın gerekleri olduğu malumdur.Bunlara bir diyeceğimiz yok.Çünkü her yardımın bir başka anlamı ve yararı vardır inkar edilmez.
Şimdi gelelim Milletlerin Devlet olarak toplumuyla ve bireyleriyle olan yardımlaşmasına. İşte işin önemine binaen neden tartışıldığıdır. Fertler vatandaş olarak teorik anlamda Devletiyle bir “İçtimai Sözleşme” yapmıştır. Yani malıyla bedeniyle Devletine hizmetin karşılığında canı malı özgürlüğü korunacaktır. Anayasamızda Devletin rejiminden bahsedilirken bir çok vazgeçilmez ilkenin yanında “Sosyal Bir Devlet” olduğumuz açıkça yazılıdır. Öyleyse yardıma muhtaç olsun olmasın ayırım yapmadan Devletin güvencesindeyiz. Bunun sınırları yasalarla çizilmiştir.
Amma her Anayasal yükümlülüğün yerine getirilmesi yasanın uygulanması toplumun kültürel ve ekonomik gücüyle ölçülür. Devletlerin el verdiği derecededir ferdin refahı. Öyleyse başka yöntemlerin yardım adı altında kullanılması acaba bundan mı kaynaklanıyor? Gelişmiş Devletlere baktığımızda, işsiz kalanlar hastalar sakatlar muhtaçlar Devletini sosyal güvencesinin kanatları altındadırlar. İşsizlere iş bulununcaya kadar hayat standardına uygun bir maaşla geçimi sağlanmaktadır.
Bizde ise işsizliğin her geçen gün artışıyla geçim endeksleri ters orantılıdır. Çeşitli Derneklerin kuruluşların değişik adlarla sadaka mahiyetindeki yardımlarının bazen suistimal edildiğini görmekteyiz. Sosyal Devletin yapamadıklarını yapmaya çalışırlar.Daha sonra rahmetlik Turgut Özal’ın icadı olan Fak-Fuk yardımlaşma Dernekleri Devleti de bu işlere bulaştırmıştır.Doğru dürüst tarafsız çalışıldığı taktirde elbetteki yararlı olmuştur.Valiliklerin Belediyelerin Kömür, nakdi yardım,beyaz eşya evlilik muhtaçlık ve sair yardımları daima müspet veya menfi sesler getirmiştir..Özellikle bu yılın Mahalli Seçim arifesinde olduğu gibi.
Bakınız şimdi; yardımların zamanlamasına. Kurban etlerinin bazı bölgelerde muhtaca dağıtımı taktirle karşılandı. Kimse buna menfi bir şey söylemedi. Fakat sosyal Devletin Valilikler eliyle yasal mevzuata uygun olsa dahi yaptığı yardımlar neden eleştiri konusu oldu. Çünkü bu yardımların “ZAMANLAMASI” yanlıştır. Elbetteki yardımın vakti zamanı olmaz diyenler olabilir. Keşke her zaman olsa. Fakat seçim öncesindeki aleni yardımların Devletin eliyle olması sorun yaratmıştır. Çünkü yardımın güzelliği zamanlamasındaki isabetle ölçülür.Bunu keşke anlayabilsek…
Hoşça kalın.