K. Eren Akalın
3 Temmuz 2012
Hafta sonu günü birlik Mersin’e gittim,
Çeşmeli otoban çıkışına varmıştım ki, trafik polisleri arabamı durdurdu,
“İyi günler beyefendi, evraklarınız lütfen”
Araban inip evrakları verdim,
“Radara girdiniz”
“Çok da dikkat ederim aslında” dedim ama sanırım artık çok geçti.
* * *
Ceza yazarken ehliyetimin arkasını çevirdi
“Urfalı mısınız?”
“Evet” dedim,
Tebessüm etti
“Siz de mi Urfalısınız ?” diye sordum gayriihtiyarî,
“Yok” dedi, “Bizim Mersin Valisi Urfalı”
Zaten ceza yemişim keyfim kaçmış, adam bizimle matrak geçiyor diye düşündüm,
“Akrabalık falan yok mu Valimizle?” diye sordu,
“Yok” dedim son derece soğuk ve mesafeli bir ses tonuyla,
“Hayret, ilk kez bir Urfalı bizim Vali’nin akrabası değil”
“O ne demek ?” dedim
“Yanlış anlamayın ama, bu otobanda Urfa’dan kime ceza kesmeye kalksak, ‘Sen benim kim olduğumu biliyor musun? Valiniz benim şuyum, buyum, hemen telefon edelim, bize ceza kesmeyin’ diye atıp-tutmaya başlıyor. O yüzden siz valimizin akrabası olmadığınızı söyleyince şaşırdım ! Sizin hemşeriler kendilerini çok akıllı sanıyor”
* * *
Olay açıklığa kavuşmuştu
O anda n’apacağımı bilemedim açıkçası,
Güleyim mi, Ağlayayım mı ?
Yoksa bu numara benim niye aklıma gelmedi diye hayıflanayım mı ?!