Nejat Karagöz
4 Ekim 2015
Siyasette dil ve üslûp kadar
inandırıcılık da önemlidir.
Seçimlerin milli egemenliğe giden
en emin yoldur olduğu ileri demokrasilerde… Bizde artık kimsenin bundan emin
olmadığı ise ağlanacak halimizdir.
İleri demokrasi dediğimiz şey ise
halkın iradesinin herhangi bir oran veya baraj ile sınırlandırılmadan sandığa,
dolayısıyla meclise yansıması ve milletin idaresinde söz sahibi olmasıdır.
Türkiye’de( ve benzeri üçüncü
sınıf ülkelerde) bunun böyle olmadığı bilindiğine göre biz şimdi elimizdeki
kırık-dökük demokrasinin imkânlarını olabildiğince verimli kullanmak
durumundayız.
Bunun için de seçimlerde
karşımıza çıkan vekil adaylarının vaatlerine,
söyledikleri kadar söylemediklerine de bakarak bir karar vermek
durumundayız.
2011 seçimlerinde, o zaman bile
büyük bir yalan olduğu açıkça belli olan 4 yılda 400 proje vaadiyle % 64 oy almış, 10 milletvekili çıkarmış olan
parti, hemen ertesi yıl yapılan mahalli seçimlerde de hızını alamamış 763
proje(!) daha vaat etmişti seçmenine…
Seçim kazanılmış, zafer kutlamaları
yapılmış ama bu hayali vaatler de ardı sıra birer birer suya düşmüştü… Gele gele yeni bir seçimin eşiğine gelinmiş.
Daha 4 ay önce yapılan ve fakat umulan
sonucu vermeyen seçimin yerine, kendilerini kesin olarak iktidara taşıyacak her
türlü akıl almaz Bizans entrikalarını barındıran, hatta onları bile mumla
aratan kanlı bir süreç başlatılmıştır.
Bütün bu dökülen kanlara, kamu
kaynaklarının dağa taşa bomba olarak yağdırılmasına rağmen umulan sonuç
alınacak mıdır? Göreceğiz!
Tam bu sırada düşük iktidarın
vekil adayı, 400 hayali projenin mimarı olan zatın afişlerinde yer alan
“Sözümüzün eriyiz, Urfa’nın neferiyiz…” diye bir vecize (!) dikkatimi çekti
İşte şimdi yeri ve zamanı
gelmişken kafamıza takılan soruları sormadan geçmek olmaz.
Geçen üst üste iki seçimde sözünü
verdiğin projelerden ne haber. Bu projelerden kaçını yaptın?
Dahası bu memleketin kaç
insanını, kaç mahallesini, kaç sokağını tanıyorsun?
Sen kimsin, kimin nesisin, aslen
nerelisin?
Urfa’ya olan bu aşkın(!) nereden
kaynaklanıyor?
Vekilliğin ve bakanlığın
döneminde hemşerilerimizden kaçının Ankara’da sıkıntılı işlerini hallettin?
Bu iş kime, neye mal oldu?
Şimdi Urfa’nın neferi olmaktan
neyi kastediyorsun?
Bu seçimleri de kazanırsan
Urfa’nın neferi(!) olarak kaç bin proje vaat ediyorsun? Bu soruları herkes ama
özellikle de bunlara oy veren insanların sorması ve cevabını beklemesi onların
en doğan ve vazgeçilmez hakkıdır.
Sen ne diyorsun?