Abuzer Akbıyık
16 Şubat 2018
Abuzer Akbıyık
Bazen hayıflanırız “Urfayı ve Urfalıyı bilen” kaç kişi kaldı ki?” diye.
Var, var, az da olsa Urfa’nın ruhunu, kılcal damarlarını, hassasiyetlerini, geleneklerini, göreneklerini, hikayelerini, mahallelerini, sokaklarını, köşe başlarını, tetirbelerini, kabaltılarını, kesme taştan yapılmış ünlü evlerini, yerli ailelerini, edebiyatçılarını, şairlerini, sanatçılarını, ziyaret ve adak yerlerini, dini şahsiyetlerini, velilerini, her çarşının veya mahallenin delilerini tanıyan bilen insanlar var… Yeter ki siz merak edin, arayın.. mutlaka bulursunuz…
İhsan Şenocak dostumuz, değerli abimiz (bizden bir kuşak önce olduğu için abimiz diye hitap ediyorum) mühendis ve aydın bir Urfalı olarak, Urfa’yı ve Urfalıyı çok iyi bilen bir kişidir. Kültürlüdür, sanata meraklıdır, çevreye duyarlıdır. Sohbeti hoştur, sizi alır nereden nereye götürür. Onu dinlerken Urfa’da o kadar çok yer dolaştığınızın, o kadar renkli kişilerle tanıştığınızın farkında bile olmazsınız. Kelimeler, cümleler, hikayeler, anekdotlar akar akar gider… İhsan Bey, Harran Üniversitesi, DSİ gibi pek çok kurumda üst düzeyde görev yapmıştır. Gerek görev yaptığı kurumlarda gerekse gönüllü kuruluşlarda Urfa ile ilgili pek çok faaliyette katkıda bulunmuştur.
İhsan Şenocak Bey, geçenlerde Facebook sayfasında Urfalı Nezif ile ilgili bir anekdotu aktarmıştı. Urfalı değerlerle ilgili bir anıyı paylaştığı için kendisine teşekkür ediyorum. Ben de konu ile ilgili yıllar öncesinde bazı çalışmalar yapmıştım. Şanlıurfa Televizyonun yeni yayına başladığı 90’lı yıllarda Urfalı Nezif ile ilgili bir araştırma yapmış ve yayınlamıştım (1993). Daha sonra Urfalı Nezif konusunu hikaye şeklinde yazdım ve bir-iki dergide yayınladım. Bu hikaye TRT için “Urfalı Robin Hood” adı ile belgesel film çekildi ve olarak yayınlandı.
İnanıyorum ki “Bilgiler paylaşıldıkça büyür”.. Bu bakımdan Bilhassa Urfa ile ilgili herkesin bildiği şeyleri yazması, paylaşmasın gerektiğine inanıyorum. Bazen küçük bir hikayeden, bir ayrıntıdan çok şeyler öğrenebiliyoruz.
İhsan Şenocak beyin Nezif İle ilgili anekdotu üzerine, konu ile ilgili ben de bazı bilgi ve düşüncelerimi aktarmak istedim.
İhsan Şenocak şöyle anlatıyor;
“NEZİF Yetmişli yıllar, kalıplı iri yarı bir delikanlı, yaklaşık yirmibeş yaşında filan. İnsanların toplu olarak vakit geçirdiği kıraathane, çaybahçesi gibi yerlere, yalnız takılır. Çayını yudumlar, yüksek sesle yaptığı kahramanlıkları anlatır… Fakat aklı eksik olduğu için, senaryoları mantık hatalarıyla doludur. Kimse adını bilmez. Lakabı “Nezif”tir. Nezif; Urfa Şivesi’nde “Nazif” demek (Türkçe ses uyumu kuralına göre, daha doğru galiba). Bir isim yani… Peki niye bu ismi takmışlar? Çünkü daha önceleri Urfa’da “Nezif” diye bir kahraman yaşamış. Haksız kazanç elde edenlerden haraç alır, ihtiyacı olan fakir fukaraya dağıtırmış. Yüreği ve bileği sağlam gerçek bir kabadayı. Bu nedenle “Nezif”; yiğit, cesur, güçlü kelimelerinin yerine geçen bir deyim halini almış. Bu çay bahçelerinde yüksek sesle icraatlarını anlatan vatandaşa da, halk “Nezif” lakabını takmış. Çünkü anlattıkları da tam Nezif’lik. Çok uygun. Genellikle konferanslarının sonu da hep aynı şekilde biterdi. Konsantre olup, hararetle ve bağırarak yaptıklarını anlatırken garson gelir, “Hadi lan yürü git, milleti rahatsız etme!” derdi. Bizimki de sessiz sedasız sıvışıp giderdi.”
Bazı ünlü markaların taklidi “çakması”, çıktığı gibi, toplum tarafından sevilen, kahraman olarak anlatılan kişilerin de (onun şöhretinden istifade etmek üzere) “çakması” oluyor. Tarihte de bunun örneklerine çok rastlanmaktadır. Mesela, babası kör olan pek çok kişi, kendisini “Köroğlu” olarak tanıtmak istediğinden söz edilir. İhsan Bey’in anlattığına göre bu garip kişi de belli ki Urfalı Nezif’in hikayelerini çok dinlemiş, öykünerek ve kendisine mal ederek anlatıyor….
Köroğlu, Dadaloğlu, Çakırcalı Mehmet Efe gibi halk arasında yaşayan isimler pek çoğu haksızlığa uğramış (bilhassa devlet düzenin zayıf olduğu dönemlerde) padişaha, valiye, düzene karşı gelmiş, dağa çıkmış, zenginlerden para-mal toplamıştır. Bu kişiler, bu yönleri ile toplumun bir kesimi tarafından “Eşkiya” olarak anlatılır. Fakat bu kişilerin pek çoğu topladıkları paraları ceplerine değil de fakir halka dağıttıkları, haksızlığa uğradığı, zalimin-zulmün karşında oldukları, mazlumların ve kimsesizlerin haklarını savundukları için de, halk tarafından çok sevilir ve yaptıkları (bazen de abartılarak) anlatılır. Anlatıla anlatıla bu kişiler zaman içinde “Halk Kahramanı” olur.
İşte Urfalı Nezif’de, zenginden alıp fakirlere dağıtan, haksızlağa uğramış kişilerin hakkını savunan, yiğit, güçlü bir Urfalı delikanlısıdır. 27 Yaşında en yakın adamı Deveci Mehmet tarafından Akabe çıkışındaki Hayrat’ta (Firuz Paşa Hayratı-Halk Nezif’in Hayratı olarak bilir) kalleşçe öldürülmüştür. Urfalı Nezif’in hikayesini yeğeni, kızkardeşi ve diğer yakınlarından ve duymuş olanlardan derledim ve bu hikayeden TRT için “Urfalı Rubin Hood” belgeseli çekildi. Urfalı Nezif’in Kişiliği renkli, hayatı çok meceralı. Nezif’in yaşadığı yıllar Urfa’nın işgal edildiği ve kurutuluşu ile eş zamanlı. Film içinde Urfa kurtuluş mücadelesi de işlenir.
Bu nedenlerle; “Urfalı Nezif” çok güzel bir sinema filmi veya 12-13 dizilik bir televizyon dizisi olabilir. Urfa’da çekildiğinde, Urfa’nın tanıtımına da çok önemli katkılar sağlar, Urfa’nın turizm geliri artar.
Urfalı Nezif ile ilgili hikayeyi ve film çekilmesi konusunu, 5-6 sene önce sinema ve Televizyonlara dizi yapan önemli birkaç firmaya ilettim. Örneğin, Pana Film (Kurtlar Vadisı Polat Alemdar, Eşref Saati, Ekmek Teknesi, Ben Onu Çok Sevdim, Yol Ayrımı gibi televizyon dizilerinin yapımcısı firma. Bu firmaya, dizilerine müzik yapan önemli bir kişi ile dosyayı gönderdim). Ayrıca Erler Film (1960’dan beri Yılmaz Güney, Ayhan Işık, Kartal Tibet, Sadri Alışık Cüneyt Arkın gibi pek çok ünlü oyuncu ile pek çok sine filmi yapan, Arka sokaklar, Dostlar Mahallesi gibi pek çok TV dizisi çeken Yönetmen ve Yapımcı Türker İnanoğlu’nun kurduğu şirket), Ay Yapım (Karadayı, Ayşegül’ün suçu ne, Aşk-ı Memnu, Ezel, Yaprak Dökümü gibi diziler yapan), Takdim Ajans (Lale Devri dizini yapan) , Tims Film (Muhteşem Yüzyıl dizini yapan firma) gibi firmalara da Urfalı Nezif Dosyasını mail ile gönderdim. Fakat bu güne kadar bir dönüş olmadı.
“Fetih 1453” sinema filmini yapan Aksoy film sahibi Fatih Aksoy Urfalıdır. (kendisi ile tanışmıyoruz) Bu hemşerimizi veya başka yönetmenleri, yapımcıları yakından tanıyanınız varsa konuyu iletin. “Urfalı Nezif” konusu ile ciddi olarak ilgilenen olursa beni telefonla arayabilir, mail gönderebilir. (Abuzer Akbıyık 0.532.2314585 E-Posta:[email protected])