Remzi Mızrah
15 Mart 2007
EDESSANIN KUDRETLı KADINLARINDAN TÖRE VE BERDEL MAğDURLARINA: URFALI KADINLAR. Ne kadar kötü… Her töre cinayeti ve berdel olayında Urfa’mızın da alt başlık olarak yer alması. Dünyanın en eski kentlerinden biri, birçok uygarlıktan kültür izleri barındıran bu koca şehir neden hâlâ berdel ve töre diye tanımlanan kurallara teslim olmuş durumda. Geçmişe şöyle bir bakınca 2000 yıl öncenin şartlarında bile Urfa kadınlarının toplumsal yaşantıda nispeten daha iyi durumda olduğunu görebiliyoruz. Edessa krallığı döneminden günümüze kadar gelebilmiş sanat harikası mozaiklere bakınca, kadınların saygın pozlarda gösterilmesi ve günümüze kalan çeşitli kalıntı ve heykellerin kadınları konu edinmesi, kadınlara karşı daha özgürlükçü bir düşüncenin hâkim olduğunu göstermesi bakımından önemlidir. Edessanın o dönem kudretli kadınlarından biri olan Kraliçe şalmeth’in her ne kadar sütunların üzerinden şehri seyreden heykeli günümüze kalmasa da, kale üzerinde onun adına dikilen ve bir anıtsal mimari örneği olan sütunların üzerindeki kitabe, o dönemde kadınların durumunu göstermesi bakımından önemlidir. Bir diğer kudretli kadın ise bölge halkları tarafından Athar’atha veya Tar’atha olarak bilinen Atargatis’tir. Temel motifi su ve balık olan bu tanrıça çok önemli bir yer tutmaktaydı Edessanın inanç haritasında. Tabiî ki, bu seçkin ve ilahi güç taşıyan kadınların yanında halktan kadınlarda baskıcı bir davranışla karşılaşmamaktaydı. Özellikle aile içinde kadının kesin otoritesi vardı. Her ne kadar evlendikten sonra koca koruyucu ve son sözü söyleyen durumunda idiyse de, kadının da söz hakkının olduğu kesin. Kadının mülkiyet hakkının olduğu, en azından mülkiyet devrinde kocasının imzasının yanında kendisinin de imza atma hakkı olduğu 243 tarihli bir köle satış belgesinde görülmüştür. Gelelim günümüze… 21 yüzyılın Urfası, gazetelere televizyonlara hâlâ töre kaynaklı kadın cinayetleri ve mülkiyet hakkının ihlal edildiği haberler ve zılgıt zılgıt berdel hikâyeleriyle yansıyor. 9 Mart tarihli Hürriyet gazetesinde Gila Benmayor, köşesinde şanlıurfa’dan bir kadın okurunun gönderdiği mektuba yer verdi. Kadının temel haklarından biri olan miras hakkından nasıl yoksun bırakıldığını anlatan önemli bir belgeydi o yazı. Her ne kadar hukuk kadına mülkiyet hakkı vermiş ve bunu yasayla güvence altına almışsa da, Urfa’da bu hak, ahlaki ve ekonomik bazı değerlerin yüklendiği yaptırımlarla gasp ediliyor. Bunu hepimiz biliyor ve yaşıyoruz. Bir diğer haber ise 13 Mart tarihli Hürriyet gazetesinden başlık aynen şu: Silahların gölgesinde Çağdışılık: Berdel Düğünü. Habere göre, Berdel evliliğini yapanlar, çok yüksek olan başlık paralarını ödemeye güçleri yetmediği için berdel evliliğini tek çare olarak görmüşler. Birde Töre cinayeti olarak bilinen ve kişinin yaşam hakkını elinden alan bir hukuk sitemi var bu coğrafyada, ‘Aile Meclisi Hukuku’ bunun verdiği kararlar neler mi? Anlatmaya gerek yok sanırım, adli dosyalar bunlarla dolu. Son olarak ”Kadın Dostu Kent Projesi”ne şanlıurfada dâhil edilmiş. Acaba Kadınları Dost edinmeyi becerebilecek mi? Bu şehir. Bilemiyorum…