Mehmet Göncü
12 Kasım 2008
17.yüzyılın ikinci yarısında yaşamış olan Büyük ozan Nabi’yi bilmeyen ve onun şiirlerini sık sık dile getirmeyen hemen hemen hiçbir Urfalı yok gibidir diyebiliriz.
Nabi’nin hayatını, eserlerini okuduğumuzda, şu gerçeklerle karşılaşırız.
Nabi; oldukça mütevazidir ve engin gönüllüdür. Şiirlerinde esas ismini yazmaz, Nefi, edatları olan Na ve bi’nin birleşik hali olan “NABİ” mahlasını kullanır ve bu ad için şöyle der:
“Ne bende sabru sukûn, Ne sende vefadan zerre,
İki yoktan ne çıkar, fikir edelim bir kere”
Nabi; Biliyorum gibi bir yanlışın içine de hiç düşmez.
Beşikten mezara kadar, kişinin öğrenmeye mecbur olduğunu belirtir biliyorum diyerek, ilmin kapısını kapatmaz. Bu hususu bir beytinde şöyle dile getirir:
“İlm bi-lucceyi be-sahildir,
Anda alim geçinen cahildir.
Yani; İlim sahili olmayan bir denizdir. Böyle bir denizde ise biliyorum demek cehalettir.
Nabi; Allahtan (cc) başka tüm canlı ve cansızların zevale ereceğini, her yokuşun bir inişi, her inişin de bir yokuşu olduğunu sık sık şiirlerinde belirtir. Her ne konumda ve her ne boyutta olursa olsun emanet ve geçici olan; mevki-makam ve güç şansına sahip kimselerin ikbal meyhanesinde sarhoş olup, mağrurlanarak yanlış işler yapmalarını da çok açık bir dille eleştirmiştir.
Nitekim; Avcı Mehmet lakaplı Osmanlı Padişahının vezirlerinden Murat Paşayı kutsal topraklara girdiğinde lisanı münasiple uyarmıştır. Urfa’da bu şiir Cuma akşamları bazı camilerde sabah ezanından önce hala okunmaktadır.
“Sakın terki edepten, koyi mahbubi hudâdır bu,
Nazargahi ilahidir, makamı Mustafadır bu”
Ya hele Nabi’nin bir şiiri vardır ki, bizim gençlik dönemimizde hemen hemen herkes tarafından ezbere bilinir, sohbet meclislerinde ve sıra gecelerinde sık sık okunurdu:
“Bâğ-ı dehrin hem hazânın, hem bahârın görmüşüz.
Biz neşatın da gamın da ruzigarın görmüşüz.
Çok da mağrur olma kim meyhane-i ikbalde
Biz hezârân mest-i mağrurun humârın görmüşüz.”
Evet kıymetli okuyucularım, bugünkü yazımızı da değerli yorumlarınıza sunarken, Büyük şairin üç yüz yıl önce yazdığı çok anlamlı bir beyitle bitirelim:
“Kitab-ı kainat esrar-ı hikmetle lebâlebdir.
Şikâyet cehlden feryad bî- idrakliklerdendir”
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileği ile kalın sağlıcakla…