Fuat Rastgeldi
13 Mart 2011
Ulusal basında, görsel yayınlarda Urfa haberlerini okumak ve seyretmek istemiyorum. Okuyunca bir Urfalı olarak üzülüyor, dahası utanıyorum. Arkadaşlar arasında basını konuşurken, aydın Urfalıların çoğunun benimle aynı fikirde olduklarını görüyorum. Bir çok haberler Urfa’yı kötüleyen, küçük düşüren, aşağılayan bilgiler. Urfa’yı bilmeyenlere bu yönde kötü propaganda ile tanıtıyorlar.
Geçen yıl Kurban Bayramında sahibinden kaçan bir dananın cahil bir kasap tarafından arka ayaklarının diz mafsallarının kesilmesi, hayvanın kan revan içinde dizleri ile yürümesi bütün televizyon kanallarında defalarca gösterildi. Bu vahşeti yalnız Türkiye değil, bütün dünya izledi.
Bakıyorsun sıra gecesi, bir yer sofrası, kaba saba bir kişi köfte yoğuruyor. Hijyeni hiç bilmiyor. Konuşurken, ağzından tükürük çıtırıkları, yüzünün teri, burnunun damlası, oyuncuların zıplamasından çıkan tozlar leğene giriyor. Birileri kirli elleriyle köfte leğeninden alınan bir parça çiğköfteyi başkalarına ikram ediyor. Bize normal gibi görünen bu görüntü yabancılar tarafından hiç hoş karşılanmıyor.
Basını özellikle düğünlere çağırıyorlar. Gösteriş olsun diye eline on-onbeş dolar alanlar, gelin-damat ve oyuncuların üzerine çalgıcılara bahşiş olsun diye sepiyorlar. Toplanan paraları bir bir çantaya koyuyorlar. Basında büyük haber olarak veriliyor. Düğünde takılan takılar haber olarak gösteriliyor.
Barış yemeği modası çıktı. Milletvekillerimiz veya isimli kişiler gösteriş olsun diye bilmem kaç koyun, kaç kilo pirinç, kaç kilo yağ ile kaç kişiye yemek verdikleri haberi çıkıyor. Barışa karşı değiliz ama bu bir ilkelliği gösteren haberdir. (Eskiden kan davası cinayetlerine direk idam cezası verilirdi. Ben idama karşı olan birisiyim. Ama bu uygulama hem caydırıcı sebep, hem de kan karşılığını devlet hukukla, adaletle sağlamış olurdu. Dava biterdi. Mağdur olan taraf rahatlardı. Şimdi adalet katili bir-iki yıl sonra bırakıyor. Kanlısı gözü önünde geziyor, tahrikçi kişiler de, “Şimdi kanın yerde mi kalacak? Haydi adam vurma sırası sende” diye tahrik ederek, kan davasını sürdürüyor.)
Bir marifetmiş gibi kuma getirme evlilikleri, çok çocuk sahibi olma haberleri, töre cinayetleri, Fırat’a atılan kadınlarımız, hırsızlık olayları, toplu kavgalar gibi abartılarak verilen haber örneklerini çoğaltabiliriz.
Bazı muhabirlerimiz bu tip haber vermeyi seviyor. Haber bulamazsa iki şalvarlı, puşulu kişiyi bulup, GAP Arena stadyumu önünde haber yapıyor.
Urfa’nın kötü propagandasını yaptığının farkında değil. Bu tip asparagas haberi yapan muhabirlere gazeteci cemiyetleri müdahale etmeli.
Gaziantep senelerdir ulusal büyük trajlı gazetelere şehirlerini, turizmini, sanayisini tanıtan 8 sayfalık ekler veriyor. Haydi bürokratlar, sivil toplum kuruluşları, sanayicilerimiz toplanarak 11 Nisan’da Türkiye çapında ulusal gazetelere Urfa’yı tanıtan geniş bir ek gazete yayınlatmaya çalışalım.
Bu güzelim tarihi Urfamızla iftihar edeceğimiz, göğsümüzü kabartan, Urfa’yı yücelten haberler de yayınlamalıyız. İyi yönleriyle memleketimizin reklamını yapmamız gerektiğini düşünüyorum.