
Sabri Dişli
13 Mart 2007
“ASAFIN MıKTARIN BıLMEZ SÜLEYMAN OLMAYAN BıLMEZ ıNSAN KADRıNı ÂLEMDE ıNSAN OLMAYAN”
Urfa şivesinin en ince ayrıntısı narin hecelerle ağzından dökülür…
Urfa müziği onun sesiyle mıh gibi çakılır zihinlere…
Müziğinin ahenginde; doğunun unutulmuş egzotik kelimelerinin manası, çözülüverir ezgilerde…
Buram buram Urfa kokan Urfa sesinin ta kendisidir…
Hani der ya türkü de “begler daim beg olur…”
O türkülerin begidir, beg-efendisidir.
O, MEHMET ÖZBEK’tir…
Urfa’nın Kültürel yayınların da yetirince yer vermediğimiz; Kadirini bilmediğimiz memleket evlatlarından biridir o…
Oysa o, araştırmalarıyla müzik icraatıyla Türk Halk Müziğin de ülkede sayabileceğimiz az sayıdaki sanatçılardan biridir.
TRT nin THM bölümlerinde Müdürlük yapmış… Yüzlerce program hazırlamış, yönetmiş, sunmuş, söylemiş. Bütün dünyaya Urfalının Türkçeyi mükemmel kullanabileceğini örnekleriyle sunmuştur. Üçyüzden fazla Halk ezgiyi derleyerek repertuarlara kazandırmış, folklor ve türkülerimizle ilgili beş tane yazılı eser vermiştir.
Bu istisna insanla ömrüm boyunca toplam 15 dakika birlikte olma şansını elde ettim.
Bu methiye neden diyeceksiniz?
Son zamanlarda; sosyal, sanatsal payelerini kullanarak; şanlıurfa’dan siyasal itibar isteyenler öne çıkarıldığını görünce bir hatırlatmada bulunmak istedim
Bu memleket sadece sanatıyla değil, özel yaşamıyla da gurur duyacağımız Urfa’nın gerçek kültür ve sanatını icrasıyla birlikte, kişiliğinde de taşıyan ve yaşayan bir sanat adamımızın da var olduğunu hatırlatmak istedim.
Temsilciliği istemekten ziyade halk tarafından verilmiş olanı, görev addedilir.
Tabi bütün bunları yaparken; feodalizm kalesini, hava da uçuşacak parasal gücü, aşmayı başara bilir miyiz bilemem?
Üstadın Urfa divanında söylediği gibi;
“RISKINA KANı GERDUNE MıNNET EYLEMEZ
ÂLEMıN SULTANIDIR MUHTAC-I SULTAN OLMAYAN.”