Mehmet Göncü
24 Mayıs 2013
Geçtiğimiz hafta sonu Balıklıgöl’ü gezmeye gitmiştim. Abartmıyorum; çoğunluk olarak yerli ziyaretçiler ve çok az da olsa yabancı turistten adım atmakta adeta zorlandım. Büyük bir kalabalığa rağmen Emniyet taşkilatının aldığı önlemler sayesinde asayiş bakımından hiçbir aksaklığa rastlamadım.
Çok şükür bu günleri de gördük. Son yıllarda ilimizi, tüm kurum ve kuruluşlarımızla ve çeşitli araçlarla değişik boyutlarda çok iyi bir şekilde tanıtma imkânımız oldu.
Kuşkusuz Valiliğimizin tanıtım yönündeki çok boyutlu faaliyetleri de yadsınamaz. Emeği geçenleri yürekten kutluyorum.
Gerçekten Şanlıurfa, gerek inanç ve gerekse tabiat ve kültür varlıkları bakımından dünyanın en önemli kentlerinden biridir. Bu bağlamda URFA, inanç turizminde Mekke, Medine ve Kudüs’ten sonra dünyada dördüncü konumdadır.
Kültür turizminde ise, 11 bin 500 yıllık geçmişiyle yalnız Göbekli tepe kazılarında bulunanları saysak bile, bu durumda; dünyanın en eski kültür hazinesine sahip olduğumuz bilimsel olarak kanıtlanmaktadır.
Bu hesaba göre de; kültür turizminde, en eski olma bakımından dünyada birinciyiz.
Son yıllarda kentimizde faaliyete geçen Hilton Grand Inn Oteli, Dedeman, El Ruha, Hotel Rabis, Manici, Yıldız, Çardaklı Köşk, Gülizar, Cevahir ve Pınarbaşı gibi isimlerini sayamadığım Konukevlerinden müşteri ağırlamada ve misafir memnuniyeti bakımından çok güzel haberler alıyor ve seviniyoruz.
Ayrıca turizmimizi pozitif yönde etkileyen bazı önemli gelişmeler de var.
Örneğin Balıklıgöl 4. Murad kapısı bitişiğindeki metrük halde bulunan yapılar Valiliğimiz tarafından aslına uygun biçimde restore edilerek hizmete açıldı. Keza; Eski Babil emir kapısı, yani Beykapısı’nda bulunan Mahmutoğlu Kulesi de Belediyemizin Karacadağ Kalkınma Ajansından temin ettiği hibeyle onarıldı. Millet Hanı güneyindeki metrük hamam aslına uygun olarak onarıldı. Lekler caddesinde, yani Kızılkoyun’da onlarca gecekondu yıkılarak tarihi mağaralar (kaya mezarları) ortaya çıkarıldı. Haleplibahçe müzelerinin yapımı devam ediyor. Belediye burada büyük bir park çalışması yapıyor. Tarihi İpek Palas Oteli Karacadağ Kalkınma Ajansı hibesi ve işletmecinin büyük katkılarıyla modern bir görünüme kavuştu. Aslında daha bir çok önemli proje var. Zamanı geldikçe bunları köşemizde paylaşacağız.
Esasen Urfa’nın kültür hazinesi kent merkezinin dışındaki alanlardadır. Mesela Han-el Ba’rür, Bazda mağaraları, Soğmatar, Şuayb şehri, Cimdin kalesi ve adını sayamadığımız insanlık tarihine tanıklık yapacak ören alanlarımız var. Harran’daki Yakubun kuyusu, Emeviler zamanında yapılmış kale ve daha nice eserler. Samimi olarak itiraf edeyim ki, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğümüz ve Vakıflar Bölge Müdürlüğümüz bu yıllardır ihmal edilmiş tarihi hazinelerimizi kurtarmak için canla başla çalışıyorlar. Buna örnek olarak Vakıflar tarafından Camilerimizin restorasyonunu ve Valiliğimizin 58 Meydanındaki bir tarihi külliye durumundaki binaları aslına ve ruhuna uygun olarak onarılmalarını gösterebiliriz.
Turizm anlamında karşılaştığımız sorunlara gelince; en çok şikâyet edilen konuların başında dilenci ve akıl hastalarının kentin en önemli yerlerinde toplumu rahatsız edecek şekilde dolaşmalarıdır.
Sayıları az da olsa bazı esnafların etiketsiz eşya ve yiyecek satmada ısrar etmesi, dolayısı ile adamına göre fiyat söylemesi, tutturduğuna göre fiyat belirlemesi müşteriyi güvensizliğe itmektedir. Maalesef az da olsa böyle satıcılar diğer esnafa da dolaylı yoldan zarar vermektedirler. Kaldı ki bilmiyorlar ki;
‘Aldatan aldanır’ atasözüne geçmişinde bir Ahilik merkezi olan Urfa’da çok itibar edilir. Aslında esnafımızın çok büyük bir bölümü de dürüst insanlardır..
Bana göre; esnaf örgütlerinin saygıdeğer yöneticileri etiket koymayan ve bir malı değerinden çok fazlaya, fahiş fiyata satan satıcıları da uyarmalı ve gerekli yaptırımları da uygulamalıdır.
Özellikle yıkanması mümkün olmayan, isot ve kuruyemiş gibi yiyecekleri satanlar bu maddeleri toz, toprak almasın diye ağızları kapalı torbalarda saklamalı, bu mallar cam kaplarda teşhir edilmeli ve satışa sunulmalıdır.
Bu konuya özen gösteren esnafımıza özellikle teşekkür ediyorum. Kaldı ki bu hususlara uyulması da çok zor şeyler değil, turizmimizi geliştirmek ve devamlı olmasını sağlamak istiyorsak ilimize gelenleri evimize gelmiş misafir gibi kabul edip, onları memnun etmeliyiz.
Umarım ki bu konuda görev almış olanlar Urfa’nın mevcut turizm potansiyelini dinamizme çevirmede önemli bir rol üstlenirler.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileği ile kalın sağlıcakla..