İnsan, hayvan ve araçların kara, hava ve denizdeki hareketlerine “trafik” denildiğini hepimiz biliyoruz.

 

İhtiyaç anında bu hareketlerin vuku bulduğunu ve bütün bunların bir takım kaide ve kurallara bağlı olarak cereyan de ettiğini bilmemiz gerekir.

 

Hiç kuşkusuz bazen bu kaide ve kuralların ihmali ya da farkına varılarak veya varılmayarak yapılan bir takım yanlışlıklar bazı trafik hadiseleri meydana gelir. Bu yanlışlıkların faturası bazen de çok ağır olabilir. Şu bilinmeli ki, kurallar uyulsun diye tespit edilir. Ancak, kimi insanlar için kaide ve kural her hangi bir şey ifade etmez.

 

Her hangi bir kötü kasıt ve kötü niyet olmadan meydana gelen durumlar ise karşılıklı anlayışla halledilip atlatılması gerekirken bazen taraf ya da taraflar her hal ve şartta kendilerini haklı iddia ederler. Hatta bazen bu iddia sahipleri tamamen suçlu ve kusurlu iken tam aksine kendilerini haklı görmek isterler. Adeta, “sen trafiğe çıkmasaydın ben gelip seni arkadan çarpmazdım” türü trajikomik beyanatlar ileri sürerler.

 

Bazen, siz ana caddede kendi yolunuzda seyir halindeyken; ara sokaktan kontrolsüz çıkan biri trafik kazası yapmanıza sebebiyet verir ancak şu şekilde çıkışır ve der ki: “Dikkat etsene kardeşim!” Oysa öncelikle dikkatli olması gereken kendisidir. Ya da bir tarafa kırmızı ışık yanmakta iken siz yolunuza devam edersiniz bakarsınız ki, aradan kırmızı ışığı hiçe sayarak fırlayan bir motorlu hızla önünüzü keser ve akışınızı alt üst eder; ancak, suçlu yine sizsiniz.

 

Bazen de hadiselere karışan bir kısım insanlar, gürültü-patırtı yapmayı marifet sayarlar. Özellikle karşılarında gariban birisini görmeyiversinler.

 

Oysa doğrusu şudur ki:

 

a) Makul olan hiç kimse bilerek kendisine zarar vermez.

b) Kasıtlı olmayan olayları normal karşılayıp hadiseleri sükunetle karşılamak gerekir.

c) Hadiseleri akl-ı selim ile değerlendirip lüzumsuz ses kirliliğine meydan vermemek, en doğru davranıştır.

d) Belirlenen kuralları bilerek çiğnemek cinayete davetiye çıkarma anlamına geldiği gibi bu durumdaki olumsuzların baş müsebbibi olduğu hususu unutulmamalıdır.

e) Şunu bilmek gerekir ki, kaide ve kurallar herkes için gereklidir.

 

Kazasız ve belasız günler dileğiyle…

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İnsan, hayvan ve araçların kara, hava ve denizdeki hareketlerine “trafik” denildiğini hepimiz biliyoruz.

 

İhtiyaç anında bu hareketlerin vuku bulduğunu ve bütün bunların bir takım kaide ve kurallara bağlı olarak cereyan de ettiğini bilmemiz gerekir.

 

Hiç kuşkusuz bazen bu kaide ve kuralların ihmali ya da farkına varılarak veya varılmayarak yapılan bir takım yanlışlıklar bazı trafik hadiseleri meydana gelir. Bu yanlışlıkların faturası bazen de çok ağır olabilir. Şu bilinmeli ki, kurallar uyulsun diye tespit edilir. Ancak, kimi insanlar için kaide ve kural her hangi bir şey ifade etmez.

 

Her hangi bir kötü kasıt ve kötü niyet olmadan meydana gelen durumlar ise karşılıklı anlayışla halledilip atlatılması gerekirken bazen taraf ya da taraflar her hal ve şartta kendilerini haklı iddia ederler. Hatta bazen bu iddia sahipleri tamamen suçlu ve kusurlu iken tam aksine kendilerini haklı görmek isterler. Adeta, “sen trafiğe çıkmasaydın ben gelip seni arkadan çarpmazdım” türü trajikomik beyanatlar ileri sürerler.

 

Bazen, siz ana caddede kendi yolunuzda seyir halindeyken; ara sokaktan kontrolsüz çıkan biri trafik kazası yapmanıza sebebiyet verir ancak şu şekilde çıkışır ve der ki: “Dikkat etsene kardeşim!” Oysa öncelikle dikkatli olması gereken kendisidir. Ya da bir tarafa kırmızı ışık yanmakta iken siz yolunuza devam edersiniz bakarsınız ki, aradan kırmızı ışığı hiçe sayarak fırlayan bir motorlu hızla önünüzü keser ve akışınızı alt üst eder; ancak, suçlu yine sizsiniz.

 

Bazen de hadiselere karışan bir kısım insanlar, gürültü-patırtı yapmayı marifet sayarlar. Özellikle karşılarında gariban birisini görmeyiversinler.

 

Oysa doğrusu şudur ki:

 

a) Makul olan hiç kimse bilerek kendisine zarar vermez.

b) Kasıtlı olmayan olayları normal karşılayıp hadiseleri sükunetle karşılamak gerekir.

c) Hadiseleri akl-ı selim ile değerlendirip lüzumsuz ses kirliliğine meydan vermemek, en doğru davranıştır.

d) Belirlenen kuralları bilerek çiğnemek cinayete davetiye çıkarma anlamına geldiği gibi bu durumdaki olumsuzların baş müsebbibi olduğu hususu unutulmamalıdır.

e) Şunu bilmek gerekir ki, kaide ve kurallar herkes için gereklidir.

 

Kazasız ve belasız günler dileğiyle…