Mehmet Göncü
26 Kasım 2014
Kıymetli okuyucularım, bildiğiniz gibi TEMA Vakfı,
Harran Üniversitesi’nde görev yapan öğretim elemanlarının katkılarıyla
Erozyonla Mücadele Haftası etkinlikleri çerçevesinde “Toprağa Saygı” yürüyüşü ve ‘Çevre etkinliği’ 22 Kasım 2014
Cumartesi günü gerçekleşti.
Bu konuda basını ve toplumu çok faydalı bir şekilde
aydınlatan ve bilgilendiren TEMA Vakfı Şanlıurfa ilgililerine yürekten teşekkür
ediyorum.
Sevgili okuyucularım, Türkiye Erozyonla Mücadele ve
Doğal Hayatı Koruma Vakfı yani TEMA gerçekten ülkemizde uzun yıllardan beri konusunda
çok faydalı işler başarmıştır.
TEMA yayınlarından bu hususu teyit ve takip
edebilirsiniz.
İlimizde de TEMA’nın çok güzel çalışmaları var.
Nitekim Cumartesi günü gerçekleşen ‘Toprağa Saygı’ yürüyüşü de bu
faaliyetlerden biridir.
HAYAT
SUDA BAŞLADI, SUDA DEVAM EDİYOR
O gün toplumu bilinçlendirme anlamında dağıtılan
yayınları siz okuyucularımın bilgi ve yorumlarına sunmak üzere aşağıya
aktarıyorum:
*
Kuraklık dünyada 4 milyar hektardan fazla alanı ve 110 ülkede yaşayan 1,4
milyar insanın yaşamını tehdit ediyor.
* Erozyon, arazi yüzeyinin koruyucu bitki örtüsünden
yoksun bulunduğu bölgelerde sıklıkla görülüyor.
*
Erozyona en hassas araziler, bitki örtüsünden en yoksun alanlar olan tarım
arazileridir. Dünyada tarım arazilerinin yıllık ortalama 24 milyar tonu erozyon
sebebi ile yok oluyor.
* Tarım alanlarımızın % 5,9’unda, meralarımızın %
64’ünde ve orman varlığımızın % 54’ünde erozyon yaşanıyor.
* En
yaygın ve etkili erozyon türü olan su erozyonuna Türkiye topraklarının % 90’ı
maruz kalıyor.
* Toprak ekosisteminin en hayati kısmı, toprağın
üst kısmıdır. Çünkü beslenmesinde büyük önemi olan organik maddenin biriktiği,
ayrıştığı ve su ile birlikte bitkinin köklerine ulaştığı yer burası. Türkiye
her yıl ortalama 1 mm,
10 yılda 1 cm
toprak kaybediyor. 1 cm
kalınlığında bir toprak tabakasının oluşması için en az 300 ile 1000 yıl
arasında bir süre gerekiyor.
*
Türkiye, tatlı suyunun % 70’ini tarımsal üretimde kullanıyor ve bu suyun %
80’ini tasarruflu olmayan ‘Vahşi sulama’ sistemleri ile tüketiyor. Yüksek
oranda su kullanımı nedeniyle topraklarımız tuzlanıyor ve su varlıklarımız
hızla azalıyor.
* Su varlıklarının sürdürülebilir olmayan kullanımı
ve iklim değişikliği gibi insan faaliyetinden kaynaklı etkiler hem kuraklığın
sıklığını ve şiddetini artırıyor, hem de yağış rejimlerini değiştirerek ani
yağışların artmasına neden oluyor.
*
Kuraklık, toprağın yani toprak içindeki yaşamsal döngünün bozulmasına neden
oluyor. Bozulan toprak, erozyona karşı daha hassas hale geliyor.
* Ani yağışlar ise, toprağın su erozyonu ile akıp
gitmesine neden oluyor. Bitki örtüsünün zayıf olduğu alanlarda ise daha fazla
su erozyonu yaşanıyor.
Sevgili okuyucularım, yukarıda belirtilen hususlar
TEMA Vakfı çalışmalarının bir bölümünün özetidir. Çok geniş bilgiler bu konudaki TEMA Vakfı
yayınlarından takip edilebilir.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride,
kahırda önde olan engin gönüllü dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın
sağlıcakla.