Ahmet Karavelioğlu
28 Ekim 2015
İnsanoğlu,
varoluşundan bugüne zamanı yıllara, aylara, günlere ayıran yöntemler arayıp
bulmuştur. Biz buna Takvim diyoruz. Yüz yılda takvimlerdeki zaman sürelerinden
biridir.
Zamanın
akışını değerlendirmek için kullanılan ilk sistemlerin temeli, Tarım ve
Hayvancılığın gelişmesiyle ilintilidir.
Bu
durum tarih öncesi insanın yağışlar, kuraklık gibi iklimsel olayların veya
hayvanların çiftleşmesi, üremesi, yaprakların yeşermesi, dökülmesi, meyvelerin
olgunlaşması gibi bitkiler dünyasına ait olayların dönemsel olarak
tekrarlanması ile aynı evreleri, güneşin gökyüzünde konumunun değişmesi,
yıldızların 24 saat içinde zaman zaman gözükmesi veya kaybolması gibi astronomi
olaylarının rutin olarak tekrarlanışı arasında benzerlikler kurmuş olması
düşünülebilir. Ancak bu doğa olaylarının takvim düzenlenmesinde kullanılması
neolitik çağda gerçekleşmiştir.
İnsanın
zamanı bölmek için ilk olarak izlenmesi en kolay olan ayın hareketlerinden
yararlandığı sanılmaktadır.
Meselâ
ayın evrelerinden olan iki dolunay veya iki yeni ay arasındaki zaman parçası
olan ay kavramına buradan gidildiği sanılmaktadır. Bu dönem yaklaşık 29 gündür.
Hafta
kavramı da, ayın evrelerinden birine uygun düşen bir dönem olarak tekrarlanmış
olabilir (Yeni ay= birinci dördün; Dolunay= İkinci dördün)
Tarihte
geçmişten bugüne pek çok takvim kullanılmıştır. Günümüzde de takvimlerde
çeşitlilik mevcuttur.
Geçmişteki
takvimlerin adlarını kısaca yazacak olursak, bunlar; Mısır takvimi, Yunan
takvimi, Jülyen takvimi, Gregoryen (Miladi) takvimi, Yahudi takvimi gibi.
Günümüzde
kullanılan takvimler ise;
1-Hicri
takvim;
Ayın
dünya çevresindeki dönüşümünü temel alan ve Hz.Muhammed’in 622 yılında
Mekke’den Medine’ye göçünü başlangıç kabul eden takvimdir. Yıllar 12 aya
bölünmüştür. Aylar sırayla bir 30, bir 29 çeker ve yaklaşık olarak yeni ayla
başlar. Yıl normal olarak 354 gündür. Bu yüzden güneş yılına göre her 32 1/2
yılda bir kaybedilir. Dokuzuncu ay oruç ayı olan Ramazan’dır. Bugün İslam
ülkelerinin çoğunda kullanılan takvimdir.
Hicri
takvimin başlangıcı 1 Muharrem Miladi (16 Temmuz) 622’dir. Hicret Muharrem
ayında gerçekleştiğinden bu ay yılın ilk ayıdır.
Osmanlı
döneminde 1089 yılında (Miladi 1678 yılı) başlayarak sınırlı biçimde 1089
yılında (Miladi 1678) yılı başlayarak sınırlı biçimde 1256’dan (Miladi 1840)
başlayarak da yaygın biçimde, 1256’dan (Miladi 1840) başlayarak da yaygın
biçimde kullanılmış, Cumhuriyet’in ilanından sonra Miladi takvim kullanımına
geçerek hicri takvim terk edilmiştir. (1926)
2-
RUMİ Takvim:
Hz.Muhammed’in
Mekke’den Medine’ye göç tarihi başlangıç olmakla birlikte, güneş yılına göre
düzenlenmiştir. Bu nedenle Hicri takvimden daha ileridir. Rumi yıl M.S. 584
yılında başlar. Bu nedenle Rumi yılı bulmak için Miladi yıldan 584 çıkarılır.
“Rumi
takvim”, Miladi 1840 (Hicri 1256) yılına kadar ‘Hicri Takvim’ üzerine, bu
tarihten sonra ise dünyanın güneş etrafında dönüşünü temel alan ‘Şemsi Takvim’
sistemi üzerine kurulmuş karma bir takvim sistemidir. Yılbaşı 01 Mart olup bir
yıl 365 gündür.
3-
MİLADİ Takvim:
İsa
Peygamber’in doğumunu başlangıç olarak alan takvimdir. Ülkemizde 1 Ocak 1926’dan başlayarak
kullanılmaya başlamıştır. 24 saat bir gün olarak kabul edilmiştir.
Dünyada
en yaygın olarak kullanılan takvimdir.
Dünyanın
güneş etrafındaki dönüş süresi olan 365 gün 6 saatlik zamanı ‘1 yıl’ olarak
kabul eder.
Yukarıda
takvimler konusunda bilgi vermeye çalıştım. İçinde bulunduğumuz Muharrem ayının
acılardan uzak, ailemize, milletimize, tüm İslâm âlemine, insanlığa hayırlar
getirmesini diliyorum.