izlerini silmeye, acılarını dindirmeye uğraşa dursun;
elleriyle ikbal ve itibar sunduğu on binlerce kamu görevlisini açığa alma,
derdest etme, içeri tıkama, toplumun (suçluluğu kanıtlanmamış olanlar da dâhil)
bir kesimini acımasız bir intikam hırsı ile yok etme, sindirme harekâtı ve
bunun hırgürü ülke sathını kaplamıştır.
hemen bütün alan ve meydanlarında milyonlarca insanın talep ettiği
seslendirdiği demokrasi bu değildi elbet. Aslında bu insanların demokrasi talep
ettiklerini söylemek de çok isabetli olmaz.
Zira demokrasilerin en basit ve olmazsa olmaz kuralı kendinden
olmayanlara tahammül ve saygı esasıdır ki bunu Türkiye’de esamisi bile okunmaz.
yok ki;
öncesinden daha mı iyi işletilmektedir?
saygıda, aykırılıklara, farklılıklara tahammülde 15 Temmuz öncesinden daha iyi
bir noktada mıyız?
olanlara karşı aidiyet duymayan insanlara gösterilen yaklaşımda bu mahut
tarihten daha ileri bir yerde miyiz?…
o tarihten bu yana nerede olduğumuzun kanıtlarıyla dopdoludur.
eylemler karşısında sıradan bir vatandaş olarak sizden beklenen tavır, sanki bu
eylemleri gerçekleştirenleri siz vazgeçirebilirsiniz havasında… Siz bu
eylemleri, cinayetleri yüksek sesle kınarsanız, bir daha olmaz. Bu paranoya,
“Kınamıyorsanız, sizin de eliniz kanlıdır” bedbahtlığının kıyısına vurmuş bir
ülke haline getirdi bizi…
dışında; sözgelimi kötü muamele, açlık, hastalık gibi nedenlerden ölmesine bile
ürperen bir kalbinizin olması, sizi bu “Kınama” sınavından geçer not almaya
yetmez.
varsa bunu tıpkı bir Kalaşnikof gibi kullanmalı, bununla birilerinin
beğenmediği her türlü söylem ve eylemi yaylım ateşine tutmalısınız.(?)
baştan aşağı ikiye yaran bu ürküntü verici sergerde anlayış, bütün ülkenin
sathından yükselen birlik ve beraberlik çağrılarını geçersiz, itibarsız, boş ve
anlamsız bir lakırdı mesabesine indirgemeye yöneliktir. Daha üzüntü ve elem
verici olanı ise bunun ta en tepelerden tabana kadar yayılıyor olmasıdır.
konuştuklarında “Sen kimsin, kimden yanasın?..” gibi hakkı da haddi aşan
serseriliklere muhatap oluyor.
kendimizi “kırk katır mı kırk satır mı” ikileminden müstağni sayıyoruz.
1.339 Yorum