Köşe Yazısı

ŞİİR KARALAMALARIM

Mehmet Göncü

Mehmet Göncü

Tüm Yazıları Gör


 

Kıymetli
okuyucularım, bildiğiniz gibi şiir sözün özüdür.

Şiir
bir konuyu kısa anlatımlarla ve ahenkle yazma ve söyleme sanatıdır.

Zaman
zaman ben de şiir diye bir şeyler karalıyorum.

Çocukluğum
ve gençlik yıllarımda kıymetli şairlerin şiirlerini çeşitli ağızlardan
dinledim.

Bu
arada bir çok şiir de ezberledim.

Sevgili
okuyucularım, bildiğiniz gibi zaman hızla ilerliyor. Yaşımız yetmiş beşe
dayandı.

Bazı
dostlarım, yahu kardeşim bu yazdığın, arada sırada da bizlere okuduğun bu
şiirleri bir kitap haline getirip yayınlasana diyorlar.

Bütün
içtenliğimle söylüyorum. Ben şahsen şiirlerimi yayınlanacak kadar önemli
bulmuyorum.

Dostlarımın
gönlü hoş olsun diye bu günkü köşe yazımda üç tanesini yorumlarınıza sunacağım.


İSTERİM

Zenginlik isterim gönül dolusu.

Bir lokma ekmeğinden bana da sunsun.

Yücelik isterim, kıskanılmayan,

Tevazu gibi de parasız olsun

 

Bir sevgi isterim gönül bağından.

Dalından kopmamış bir çiçek olsun.

Hoşgörü isterim yüceden yüce.

Dikenli bir gülü koklayan olsun

 

Mehmedim isterim ben bir bütünü

Güneşler, yıldızlar hep birden olsun.

Nefes alıyorken güzel dünyada

Kardeşlik, barış, sevgiler olsun

 

                           Mehmet
Göncü/1998-Urfa

 

OLURSUN

Terk edip şöhreti insan olursun

Cengiz gibi olsan da mezarınla birlikte yok olursun

Evi olmayanın evi yıkılmaz

Kâşane olsan da Viran olursun

Hor görme garibi, sen de olursun

Güller bahçesinde diken bulursun.

İskender namında, cihan da sende

Neron gibi öze ateş olursun

Mehmedim aklında neler bulursun

Tatlı acılarla ne hoş olursun

Harunlar karunlar olsan ne çıkar

Akibet sende bir hiç olursun

                                                  Mehmet Göncü

                                   
Şanlıurfa/2002

 

SONBAHAR

Hem kış geçti, hem ilkbahar.

Yaza doymadım, çok çabuk geldi son bahar

Sararmış bir kuru yaprak misali

Sürüklüyor beni rüzgar.

 

Nerede kaldı o canlar, o güzeller

Gözümden eksilmiş onlar

Yalan yalan olmuş o gerçekler

Neden bu kadar çabuk geldin ey sonbahar 

 

Nerede kaldı o şen şakrak kahkahalar

Nerede o gülen yüzlü dost ahbaplar

Nerede o ak, al, mor çiçekler

Neden bu kadar çabuk geldin ey sonbahar

 

 Evet, hem kış
geçti, hem ilkbahar

Yaza doymadım, çok çabuk geldi sonbahar

Onun sararmış kuru yaprağı misali

Sürüklüyor beni rüzgar.

                                   

                                       Mehmet
Göncü

                                    10
Ağustos 2010

                                          Şanlıurfa

 

 

 

1.183 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir