Cihat Kürkçüoğlu
15 Nisan 2010
Atatürk Barajı gölü altında kalan Nevalı Çori’de 1980’li yıllarda yapılan arkeolojik kazılarda bulunan taş heykel ve kabartmalar, Göbeklitepe’de 1995 yılından bu yana Alman Arkeoloji Enstitüsü adına Prof. Dr. Klaus Schmidt tarafından yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkartılan onlarca heykel ve taş kabartma, plastik sanatların dünyada ilk kez Urfa’da ortaya çıktığını, Göbeklitepe’nin dünyanın ilk heykel atölyesi olduğunu kanıtlamış bulunuyor.
Günümüzden 12.000 yıl öncesine ait bu sanat ürünleri görenleri hayrete düşürecek nitelikte ustalığa sahip. Göbekli Tepe’deki stellerin (dikili taşlar) birinde, başları stelin dar yüzüne işlenmiş yılanların gövdelerinin geniş yüze dönerek su dalgası şeklinde kıvrımlı bir biçimde devam etmesi ve buraya işlenen turna kuşu ve leylek kabartmalarının sanki su kenarındaymış gibi izleyiciye algılattırılması 12.000 yıl önceki Urfalı heykeltıraşın müthiş grafik zekâsı olarak karşımıza çıkıyor.
Başka bir dikili taşın yan tarafına, adeta taştan fışkırırcasına yüksek kabartma olarak son derece ustalıkla işlenmiş leopar figürü seyredenleri hayrete düşürüyor.
Güzel Sanatlar Fakültelerindeki Heykel ve Taş Kabartma Sanatı Tarihi ve Grafik Sanatı Tarihi ile ilgili derslerin bu kompozisyonlarla başlaması gerektiğini slayt sunumlarımda ve Göbekli Tepe’yi gezdirdiğim herkese anlatıyorum.
Balıklıgöl çevre düzenlemesi sırasında bulunan ve literatüre “Balıklıgöl Heykeli” olarak geçen insan heykeli Urfa müzesinde dünyanın gerçek boyuttaki ilk heykeli olarak gezenleri karşılıyor.
Urfa’daki heykel ve taş kabartma sanatı, Assur ve Babil dönemlerinde de devam etmiş, o dönemlerden başlayıp İslami dönem başlarına kadar süren Pagan (putperestlik) inancının gereği olarak bu sanat çok özgün örnekler vermiştir.
4000 yıl önce yaşayan İbrahim Peygamber’in babası Azer’in bir heykeltıraş olduğunu biliyoruz.
Soğmatar’daki Pognon Mağarası’nda gezegen tanrılara ithaf edilmiş insan kabartmalarına imzasını atan Şila oğlu Şila ile, Soğmatar Kutsal Tepede’ki ay tanrısı Sin ve güneş tanrısı Şamaş’ı temsil eden iki insan rölyefine imza atan Şila oğlu Male kardeşler adlarını bildiğimiz en eski Urfalı heykeltıraşlardır.
Urfa’daki taş heykel ve rölyef sanatı, İslami dönemde kendisini “taş süsleme” sanatı olarak devam ettirmiş ve bu sanat, özellikle geleneksel Urfa evlerinde taşın adeta dantel gibi işlenmesiyle en özgün örneklerini vermiştir. Anadolu’nun en zengin taş süslemeli eseri olan Harran Ulu Camii, aynı zamanda İslam taş süsleme sanatının en ünik örneklerini barındırmaktadır.
Urfa’nın 12.000 yıl öncesine dayanan heykel ve taş süsleme sanatını uluslar arası düzeye taşıyarak turizm potansiyelimize çok büyük katkılar sağlayabileceğimizi düşünüyorum.
Bu amaçla, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Şanlıurfa Valiliği, Şanlıurfa Belediyesi, Harran Üniversitesi ve Şanlıurfa İli Kültür Eğitim Sanat ve Araştırma Vakfı (ŞURKAV) işbirliği ile her yıl “ULUSLAR ARASI GÖBEKLİTEPE TAŞ HEYKEL VE RÖLYEF FESTİVALİ” adı altında bir etkinlik düzenlenmeli ve bu etkinliğe ülkemizden ve dünyanın dört bir yanından ünlü heykeltıraşlar davet edilmelidir.
Göbeklitepe’nin bağlı olduğu Örencik köyü içerisinde geniş bir alan, ya da Valilerimizden Sayın Muzaffer Dilek tarafından oluşturulan, ancak yıllardan bu yana bir türlü halkın hizmetine açılmayan Cumhuriyet Parkı “ULUSLAR ARASI HEYKEL PARKI”na dönüştürülmelidir.
Heykel yapmaya son derece elverişli, adeta hamur gibi işlenebilen Urfa taşı, büyük bloklar halinde bu parkta davetli heykeltıraşlara 10 gün süreyle teslim edilmelidir. Bu taşlara, Göbeklitepe, Nevalı Çori ve çeşitli arkeolojik kazılardan elde edilen heykellerden, Harran Ulu Camii ve Urfa evlerindeki taş süslemelerden ve Urfa’yı simgeleyen çeşitli konulardan esinlenerek yapılacak olan heykel ve kabartmalar her yıl katlanarak artacak ve bu park, dünyanın en büyük Uluslar Arası Açık Hava Heykel Sergisi’ne mekân olacaktır.
Böylece dünyanın en eski heykel atölyesi Göbeklitepe’ye sahip olan Şanlıurfa, çağdaş dünyanın en büyük açık hava heykel sergisine sahip olmakla da adını dünyaya duyuracaktır.
Festivalde ayrıca, “ULUSLAR ARASI GÖBEKLİTEPE TAŞ HEYKEL VE RÖLYEF SEMPOZYUMU” düzenlenerek insanoğlunun bu en eski plastik sanatı, doğduğu yer Şanlıurfa’da bilimsel düzeyde masaya yatırılmalıdır.
Bu önemli projenin gerçekleştirilmesi konusunda hemen kolları sıvamamız gerekiyor. Bu günden gerekli girişimlerde bulunarak bu festivali önümüzdeki Eylül ya da Ekim ayında başlatabileceğimizi ve her yıl geleneksel hale getirebileceğimizi düşünüyorum.
Böylesine önemli ve dünyanın ilgisini çekebilecek bu projenin Sayın Valimiz Nuri OKUTAN’ın öncülüğünde gerçekleştirilebileceğine inanıyorum.