Mehmet Göncü
24 Nisan 2013
Sevgili okuyucularım, üzüntüyle belirtmeliyim ki,
insanoğlu gezegenimizdeki canlılar arasında en kavgacı olandır.
Araştırmalarıma göre; insanlığın bilinen tarihi
içerisinde, ki bu durum hemen hemen onbinyıla tekabül etmektedir. İşte bu zaman
sürecinde insanlar yalnız üçyüzaltmış yıl savaşmadan yaşayabilmiştir. Üstelik bu durum kesintisiz de değil. Yani
savaşmadığı üç beş yılların toplamı ise ancak üçyüzaltmış yıl.
Öte yandan ademoğlunun bilinen tarihinden önceki
varsayılan yüzellimilyon yılki yaşamı ise bilinmiyor.
Hiç kuşku yok ki tarih öncesi yaşamında da çok
kavgacı bir canlı olduğu bir gerçek.
Hele günümüze bir bakın. Bu gün dünyamızın birçok
bölgesinde savaşlar ve insanlar arasında çeşitli kavgalar devam ediyor.
Televizyonlar bu olayları hemen hemen her gün gösteriyor.
Bu durum karşısında şimdi ben kendi kendime
soruyorum:
Acaba insan denilen bu canlı niçin bu kadar
kavgacı?
Niçin bu kadar türdeşlerine ve çevresine zarar
veriyor?
Bu soruların yanıtını vermek şimdilik çok zor.
Ben şahsen bu durumu çok boyutlu olarak
araştırıyorum. İkna olacak bir sonuca varırsam elbette sizlerle paylaşırım.
İsterseniz biz gelelim yazımızın konu başlığına.
Kıymetli okuyucularım, sizler de birçok defa tanık olmuşsunuzdur gerçekten
savaşlarda en çok zararı çaresiz insanlar görür. İşte bu çaresiz insanların
başında ise, Engelliler, yaşlılar ve çocuklar gelir. Başta açlık, sağlık,
barınma gibi hayati öneme haiz tabii ihtiyaçları gidermek, savaşlar nedeni ile
çok zorlaşır. Bu zor durumla da en çok engelliler, yaşlılar ve çocuklar
karşılaşır.
Bu hususu çok iyi bilen atalarımız, “Yüce Allah kimseyi savaş ve açlıkla
terbiye etmesin” demişlerdir.
Ben yaşım gereği olarak o günleri yaşamış birçok kimseden
dinlediğim ve öğrendiğim; savaş yıllarındaki kıtlığı, insanların içine düştüğü
acıklı halleri yazıp sizleri üzmek istemem. Ayrıca bu konuda dinlediklerimi
doğrulayan, yaşanmış olayları anlatan birçok kitap da okumuşumdur.
Sonuç olarak; insanlık geçmişinde çok çok acıklı
günler yaşamış ve halen de dünyamızın birçok bölgesinde bu acıklı ve ızdıraplı
günleri insan kardeşlerimiz yaşıyor. Örneğin; komşumuz Suriye’de şu an itibarı
ile yaşanmakta olan bir iç savaş var.
Ben şahsen bu savaşın hemen bitmesini istiyorum
ancak sebep ve sonuçlarının ise ne olacağı ile de hiç ilgilenmiyorum.
Beni bir insan olarak ilgilendiren husus; bu iç savaş nedeni ile insanların yaşadığı
çok boyutlu ızdıraplardır. Anne-babasını
kayıp etmiş yetim veya öksüz kalmış çocuklardır. Sahipsiz kalmış, başkasının
yardımıyla yaşamını ancak sürdürebilen yaşlılar ve engellilerdir. Üretim
durduğu için temel gıda ve diğer ihtiyaçlarını temin edemeyen halktır.
Yerinden, yurdundan, işinden gücünden ayrılmış, komşu ülkelere sığınmış ve çok
zor durumda kalmış Suriyeli kardeşlerimizdir.
Bu nedenle insanlık alemi, başta Birleşmiş
Milletler olmak üzere herkes üzerine düşen görevi ivedilikle yerine getirmek
zorundadır.
Bu bağlamda; Yüce Allah (cc) büyük devletimize ve aziz
milletimize zeval vermesin. Türkiye Cumhuriyeti devleti insanlık ve komşuluk
görevini ziyadesiyle yerine getirmiş ve getirmeye de devam ediyor. Yüce Mevla’m
bu konuda gayret gösteren herkesten razı olsun.
Bu manada bütün Türkiye’den yardım geliyor. İlimiz
Urfa’da bu konuda öncü illerden biridir. Geçen hafta Suriyeli kardeşlerimize
altmışaltıncı yardım tırı konvoyu yollandı.
Çeşitli yiyecek, giyecek, yatak ve çocuklar için
süt gibi hayati öneme haiz eşyaları toplayan ve getirip İnsani Yardım
Platformu’na teslim eden gani gönüllü, hamiyetperver Urfalı ve Urfa’da yaşayan tüm
hemşehirlilerimize sonsuz teşekkürler ediyorum.
Ayrıca İnsani Yardım Platformu Başkanı Sayın Osman
Gerem’i, Yardımcısı Yusuf Mert’i ve bu hususta oluşturulan Komitenin başkanı
adil Saraç’ı yürekten kutluyorum.
Hasetsen Suriye’deki tampon bölgede yoksul, çaresiz
ve muhtaç durumdaki halka bu eşyaları dağıtacak olan ve o gün konvoyun hareketi
esnasında orada bulunan BAB eski
Müftüsü, Alim ve Zahit bir zat olarak çevresinde sayılıp sevilen Sayın Zekariye
ELMASUD’a ve Dörezor’un sevilen ve sayılan şahsiyetlerinden Sayın Vail EL RAVİYE’’ye
bu faydalı ve sevap çalışmalarından dolayı başarılar diliyorum.
Dürüst ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride,
kahırda önde olan dostlarınızın çok olması dileği ile kalın sağlıcakla…