Sabri Dişli
19 Nisan 2007
Birinci sırada müşavir… ıkinci sıradaki Noter… Üçüncü sıradaki vatandaş adını ayan beyan ettirmemiş Yukarıdaki üç sırayı paylaşan mükellefleri tebrik edelim. Birinci sırayı alan yeminli müşavir aynı zamanda bir vergi denetmeni sayılır… ıkinci sıradaki Noterse, malum makbuz kesmeden iş yapamaz… Asıl olması gerekenler yok! Çin işi Japon işi yapan, memleketi kanserojen madde içeren plastik, bakalit pil atıklarıyla dolduran ithalatçının veya ihracatçının… Küçücük sağlık kabinlerinden üç-beş ayda Tıp merkezine, oradan büyük özel hastanelere doğru hızla büyüyenlerin… (yeşil kart sağlık karnesi(!)ne alâka) E, tâbidir ki bu saydığımız isimler içinde; zorunlu makbuz ile al gülüm, ver gülümle icraatı yapan, hizmettin bedelini devletten çekmek zorunda olan mükellefler var… Diğer saydığımız meslekler var tâbi, onlar alt sıralarda… ? Efendim kira gelirlerinde 1. sırada da ımam Aslan beyefendi yer almış. Kira gelirlerinde ilk sırada olanlar, mülkiyetini bankalara, büyük mağazalara ve Devlet dairelerine kiraya verenler. Yani kaçar kuçarı zor alan bir mükellef türü… şimdi falan memur veya kamuda çalışan bir işçi vergi kaçırdı! Diyebilir misiniz? Diyebilirsiniz, şu vergi iade fişlerinden kaçırmaya çalışıyorlar, ama… Fişlerin bekâretinin kontrol edildiğini bilmeyen mi var? Kimseyi töhmet altında bırakmak, itham etmek gibi bir niyetimiz yok. Asıl derdimiz istihdam yaratacak olan; sanayici bulmak… Sanayicinin vergi kaçırdığını ima etmeye çalışmıyoruz. Asla! Gönül isterdi ki; rekortmenlerin ilk on sırası istihdam sağlayan sanayicilerden oluşsun. Tabi sanayiciye mikrofonu uzatsan bin ah, işitirsin. “ışçi sigortası ve enerji pahalılığı… Teşviklerde bürokrasi tıkanıklığı… Vs. * Biz GAP’ın başkentiymişiz(!) Dünyanın 9.büyük projesinin inşa edildiği merkezde sanayicisi, vergi mükellefi olarak ilk on sıraya giremiyor. şimdi biz GAP’ın varmak istediği hedefe doğru gittiğimizi söyleyebilir miyiz? ıstihdam yaratan sanayicinin vergi mükellefi olarak ilk onu paylaştığı gün bilin ki bu memlekette işsizlik sorunu çözülmüştür. * Artık benim de bisikletim var! şanlıurfaspor yararına düzenlenen çekilişten bir bilet de ben aldım. 04442 nolu bilete ikramiye çıktı: Bisiklet… ınanın, eşime götürebileceğim bir mikseri (çırpıcı) tercih ederdim. şimdi ben bu bisikleti ne yapacağım? Diyelim ki; sabah sporu yapmak için günümüz çoçosuna (eşeğine) binmeye kalktım. Alaylı gülüşlere tahammül edebilir miyim? …Veya düşüp bir tarafımı kırsam. “Yav senin çoco üzerinde ne işin var (!)?” diyecekler… En iyisi mi fakir bir çocuğu sevindireyim, diye düşündüm. Yok! Olmaz, bisikleti verdiğim çocuk ya bir kaza geçirirse!!! Dayanamam vallahi! Dün belediye önünde bir çift Fransız turiste rastladım. Çift dünya turuna çıkmış. Yaşları şöyle böyle 55 üstü gösteriyordu… Kullandıkları araç neydi biliyor musunuz? Çift kişilik çift pedallı bisiklet. Mantalite farkı… Biz bisikletle ne yaparız diye düşüne duralım, adamlar bisikletle dünya turuna çıkmış. Sahi ben bu bisikleti ne yapacağım?