K. Eren Akalın
7 Eylül 2010
Sevilen bir başhekimdi Kemal Kürkçüoğlu,
6 yıl boyunca başarıyla yürüttüğü Ağız ve Diş Hastalıkları Hastanesi’ndeki başhekimlik görevinden, hiçbir gerekçe gösterilmeden, bir gecede alındı,
Yerine ise AKP’li bir belediye meclis üyesi atandı
Haksızlığa boyun eğmedi başarılı başhekim,
Eğilip-bükülmedi,
Soluğu yargıda aldı,
Ş. Urfa İdare Mahkemesi yapılan bu haksız atamanın yürütmesini durdurdu, yargı süreci devam ediyor.
* * *
Şanlıurfa Cumhuriyet Savcılığı tefecilik yapan bazı kuyumcu ve oto-galerilere bir operasyon düzenledi,
Tarih: 5 Şubat 2009,
AKP’li bir milletvekilimiz, adamlarıyla beraber emniyeti basarak, düzenlenen operasyonda gözaltına alınan şahıslardan birine ait olan tabancayı emniyet mensuplarının tüm uyarılarına gasp etti ve delil kararttı,
Vekilimiz hükümete mensup tabii,
İçişleri Bakanlığı derhal devreye girdi ve olayın üstü kapatılmaya çalışıldı,
Yapılan baskı neticesinde dönemin Valisi ve Emniyet Müdürü vakayı yalanlamak zorunda kaldı,
Kim bozdu bu yalanı ?
“Geçtiğimiz gün basına yansıyan ve Urfa kamuoyunda geniş yankı uyandıran Kuyumcu ve Oto Galericilerle ilgili Soruşturma sırasında bir Urfa Milletvekili’nin soruşturmaya müdahale ettiği ve delilleri karartmaya çalıştığı iddiaları üzerine Yönetim Kurulumuz konuyu gündemine almış ve araştırma yapmıştır. Bu araştırma kapsamında olayın doğruluğunu araştırmak için Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde girişimlerde bulunan Kurulumuz iddiaların dayanağının doğru olduğunu ve bu konuda soruşturma başlatıldığını öğrenmiş durumdadır.” diyen Baro Başkanı Av. Yahya Demirkol ile bakanlığın baskılarına boyun eğmeyen ve Baro’ya her türlü kolaylığı gösteren dönemin Ş.Urfa Cumhuriyet Başsavcısı.
Netice; şimdilik 0 (sıfır)
Olurda bir gün dokunulmazlıklar kalkarsa ( ! ) milletvekilimiz için yargı süreci başlayacak..
* * *
Günahlarıyla-sevaplarıyla, Türkiye Cumhuriyeti’nde yargıçlar ve savcılar hala bağımsız ama siz yine de “Başhekime iyi oldu, n’olmuş hükümet kendisinden birini getirdiyse,liyakat o kadar da önemli değil, bundan doğal ne var ?” veya “tefe günah, tefecilik günah ama varsın benim milletvekilim hukuka müdahale etsin, emniyette bassın, bürokratlara baskı da yapılsın, olay da kapanıyorsa kapansın n’olmuş yani” diyebiliyorsanız , hiç durmayın ve 12 Eylül’de gözü kapalı “Evet” diyin.
Fakat “Evet” derseniz bundan sonra bir daha ne yürütmeyi durduracak hakim, ne de fezleke hazırlayacak bir savcı bulamayabilirsiniz.
Karar elbette sizin !