İbrahim Halil Okuyan
9 Şubat 2007
Osmanlı Devletinin kuruluşunu (1299) işaretleyen bir duvar takvimimizin, 27 Ocak 2007 tarihli yaprağı günün anısına arkasına bir dergiden aldığı şu kısacık notu kayd’etmeyi de ihmal etmemiş: “Osmanlı Devleti Sezarların, Napolyonların saltanatlarından daha parlak, daha şaşaalı ve daha uzun ömürlü olmuştu; olmalıydı da…. Zira bir yanda altın-gümüş, şan-şeref üzerine kurulmuş bir saltanat, diğer yanda, ahlâk, fazilet, inanç üzerine kurulmuş ve insanî ağırlıklı bir hükümrânlık! ınsanlık uğruna mazlumların imdâdına koşan, dünyayı yeni baştan hak ölçüsüne göre plânlayan, câmileri, çeşmeleri, sebilleri, hastaneleri, vakıf ve imâretleriyle yüzlerce insanî müesseseyi gergef gibi işleyen incelerden ince ayrı bir dünya… Dostların vefasızlığına, düşmanların ardı arkası kesilmeyen istilâ ve ifsatlarına uğramasaydı, kim bilir daha neler yapacaktı?” (Sızıntı’dan) Evet, Osmanlı Devleti bu ahval üzere yaşamış, 600 küsûr yıl dünyaya Devlet olmanın en güzel örneklerini vermiş olarak tarihi misyon ve vizyonunu tamamlamıştır. Onun yaşadığı süreçteki topraklarımızın bugünkü halini düşünür ve geçmişle kıyaslarsak Osmanlı Devletinin büyüklüğü ve emsalsiz devlet ıdaresi daha iyi anlaşılır. Osmanlı tarihi sürecinde bünyesinde bulunan kavimlere sonsuz hürriyetler tanınmış, onların rahat ve şerefli bir hayat yaşamaları için elinden geleni yapmıştır. Yükselme devirlerinden, duraklama ve gerileme devirlerine kadar tebaasından insanlığını, toleransın, bağış ve şefkatini esirgememiştir. Ocak ay’ı sonlarında bir Ermeni vatandaşımızın katiline sebep olanlardan bir genc’e Fatih Sultan Mehmed’in zamanında yayınladığı bir Fermanı okununca; “Bunu bilmiyordum. Bilseydim bu yanlışımı yapmaz, o adamın hayatına dokunmazdım.” demiştir. Biz de inanıyoruz ki; o genç ve Ferman’ın varlığını bilse, ruhuna, manasına nüfûz etmiş olsaydı o büyük hatayı yapmaz, ne ölen vatandaşımız mezara giderdi, ne de kendisi, ağır bir ceza ile hapise… Herşey cehaletten kaynaklanıyor. Ecdadımızı gençlerimize tanıtamamaktan, onları sevdirememekten kaynaklanıyor. Bu yüzden bir hain’in dolduruşuna alet oluyorlar ve olmaması gereken işleri yapıyorlar. Devletimizi elâlem karşısında küçük düşürüyorlar. Atalarımız olan Selçuklular, Osmanlılar çağlarının büyük ve adil devletleri idiler. Hele Osmanlılar çağın süper devleti idi. Onların toprakları üzerinde yüzyıllar boyunca yaşamış, incinmemiş, Ülkeler bugün ne haldedirler, ne acıklı durumdadırlar biliyor musunuz? Irak, Filistin, Kudüs, Kosova, Somali, Lübnan ve daha niceleri Osmanlı ıdaresini yana yakıla arıyorlar. Günümüzün süper devleti Amerika Birleşik Devletlerinin zûlmü altında inlemenin, binlerce insanlarını kayb’etmenin, devlet terörünün, işkencenin danıskasını yaşıyorlar. Bu süper devlet(!) sayesinde kimse kendisini güvencede, hissedemiyor. Hiçbir imrenilecek tarafı yok bu süperliğin.. Hep kan, gözyaşı… Halbuki Osmanlı; zamanının sigortası idi. Bir yerde içte veya dışta olsun bir haksızlık mı var?… Ordular yola çıkar, o meseleyi halletmezden dönmezlerdi. ışte devlet, işte insanlık.. ABD’nin Amerikaya hakimiyeti insanlık adına bir cinayet. Dünyaya süper belâsı cinayetler silsilesi. Elbette milyonlarca insanı biriken nefreti Onu da (ABD) birgün silip süpürecektir.