Mehmet Göncü
9 Temmuz 2013
Kıymetli okuyucularım, bildiğiniz gibi hemen hemen altmış yıldan beri, ülkemizde israfı teşvik eden sanki gizli bir el insanımızı ihtiyacından fazla tüketmesi için teşvik ediyor.
Gerçekten ülkemizde çok boyutlu bir israf var. Maalesef üretmeden tüketmek gibi kötü bir alışkanlık edindik. Bu nedenle borcunu ödeyemeyen ve çok zor durumda kalan kişileri zaman zaman medyadan izliyoruz.
Bakın petrol üretmiyoruz ama ulaşımımızı toplu taşıma yerine bireysel araçlarla yapıyoruz. Ülkemiz yollarındaki motorlu kara taşıtları sayısı milyonlara ulaşmış.
Şimdi soruyorum; bütün bu araçlar su ile mi çalışıyor?
Tabi ki petrolle çalışıyor ve biz ülke olarak yeterli petrol üretemiyoruz. Bireysel ulaşıma 1950’li yıllarda Marshall yardımının cazibesiyle başladık.
Bilmeyerek başladığımız bu israf modeli bizi bugün içinden çıkılmaz bir hale getirdi.
Bu yanlışa bir örnek sunacak olursak; bakınız Japonya çok zengin bir ülke. Üstelik dağlık coğrafya ancak ulaşımın temeli toplu taşımaya dayanıyor. Yani raylı sistem, ucuz sistem tıkır tıkır işliyor. Bu konuda çok şey yazılıyor ama dinleyen kim?
Her konuda mutlak bireysel ve toplumsal tasarrufa gitmek zorundayız. Ancak bu hususta sevindirici gelişmeler de var. Pazar günü Başbakanımızın İstanbul’da günde 110 bin yolcu taşıyacak metro sistemini hayata geçirmesi gibi..
Bu konuda büyük düşünür Sinoplu Diyojen: “Tekamül etmiş insan ihtiyacını aza indirmiş olandır” demektedir.
Keza; bir ata sözümüzde şöyledir: “Kanaat sonsuz bir hazinedir”
Özetle; zaman zaman ilimiz Urfa’daki ekmek israfıyla ilgili yazılarımıza ilaveten, abartılı tüketimden kaçınılmalı, hele hele, ekmek ve su israf edilmemelidir. Çünkü yüce dinimiz, “Yiyiniz, içiniz ancak israf etmeyiniz” diye buyurmaktadır.
Bugün başlayacak olan Ramazan-ı Şerif nedeniyle her boyutta israftan kaçınıp, fakirlere ve sosyal yardım kuruluşlarına destek olalım.
Oruç ayı İslam ve insanlık alemine hayırlar getirsin.