‘Önce hanımlarınıza yemek yapmayı öğretin, sonra bizde kusur arayın’
Zamdan sonra son bir haftada sosyal medyada ekmek kalitesiyle ilgili olarak yoğunlaşan eleştirilere fırıncılardan yanıt geldi
Fırıncılar, ekmek kalitesinin iyileşmesi için Un Fabrikalarının denetlenmesi gerektiğini dile getiriyorlar. Mesailerinin önemli bir kısmını yemek pişirmekle geçirdiklerini anlatanlar da az değil.
İşte fırıncılardan ya da onlara hak verenlerden gelen yorumlar:
Celil Dilmaç: Fabrikalara düzgün un imalatı yapmıyorlar, kör tuttuğunu kovalıyor. Biz ev ekmeği yapıyoruz, tadına doyulmuyor. Birde yapamayanlar ne yapsın, harman zamanı buğdayımızı sattık. Kamyonlar geldi yüklemeye, sordum nereye gidiyor. Adıyaman almış, direkt fabrikasına gidiyor, şoföre sordum. Bana dediği bu buğdaya arpa karıştırıp un yapıyorlar. İşte zalim insanların yaptıkları. Soran yok, denetim yok. Çok eskilerde arpa ekmeği de yerlermiş. Ayıp, günah değil, o zaman kıtlık varmış. Şimdi her şey bol, niye orjinal unları bozuyorlar?
İbrahim Halil Kurt: Buğdayın özü gitmiş, eski mahsul yok. Una gelince fabrikalarda unun içine neler konulduğu belli değil. Önce millet olarak ahlak ve edebi düzeltelim, helal haramı bilelim sonra çok bilmiş gibi ötelim
Cengiz Güneş: Kalite istiyormuş Urfalı. Daha kaliteli fırıncı mı var? Tepsisini bedava pişir, ekmeyi ayağına gitsin, borca alsın -vermesin, suyunu nerdeyse ısıtacak adamlar?
Murat Cambaz: Sürekli tepsi gönderirseniz olacağı bu olur. Tepsileri gönderirken sorun olmuyor mu?
Yusuf Küçük: Fırınlarda ekmek dışında tepsi pişirme olayına kesinlikle belediye sınırlama getirmeli. Yoksa kimse tepsi yemeği pişirmekten, balcan isot yemekten vazgeçmeyecek. Millet rahata öyle bi alıştı ki kanuni bi zorunluluk olmasa kimsenin fırıncılara acıyacağı yok.
Selami Demir: Balcan isot tepsi yemeği terk edin, ocakta ekmeği pişirecek yer kalsın. Şatır ekmeği küreğin üstünde pişiriyor. Ha bide ince tırnak ekmek iste, yok ekmeğimin kulağını çek, yok tepsimin üstünü ört, yok koltuğa at, sanki bitek kendisi tepsi getirmiş. Ha bide şegirt gönder evden tepsiyi alsın, sonra eve getirsin, ara ekmek alimısız, yok avrat ekmek sulamış!
Mehmet Bilal Dedecan: Hele siz kadınlarınıza yemek yapmayı öğretin sonra ekmekte kusur arayın
.
Fırın kültürü güzel de ancak Şanlıurfa’nın yeni nesil kadınları maalesef hazır yemeklere alışmaktan geleneksel ev yemeklerini unutmaya başlamışlardır. Şanlıurfa gastronomisi ve mutfak kültürünü geleceğe nasıl taşıyacağız? Yaşça büyük hanımların yeni nesillere geleneksel mutfak kültürlerini mutlaka aktarmaları ve onları teşvik etmeleri lazım. Fırınların da nihayetinde belli bir kapasitesi var. Onlara da çok yüklenmemek gerekir. Onlar da insanlar.