Bülent Okutan
2 Mart 2007
Son yıllarda öyle çok tartışır olduk ki hiç sormayın gitsin. Herşeyi tartışıyoruz ve yalan, yanlış, doğru yaklaşımların girdabında boğuluyoruz. Tartışmak iyi hoştur da, tartışılan konuya değerse hoştur. Yoksa tartışma boştur. Ha bir de bu arada tartışan sayımız da büyük patlama var. Yani filozof enflasyonu yaşıyoruz. Argo tabir ile ağzı olan konuşuyor.
Son birkaç aydır şu yıkılası Kız Meslek Lisesi’ni tartışıyoruz. Yıkılası diyorum çünkü bu konuda o kadar katı düşünceliyim. Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlığı binamızı!… Cumhuriyetin ilk yıllarının ilk betonarme yapısıymış. Cumhuriyet 1923 yılında ilan edildi. Bina 1939 yılı yapımı. Yani ilk yıllar 16’ıncı yıla tekabül ediyor bu hesaba göre. Yekünü zaten 84. Ha bir de betonarme. Yani dünyada kültür, sanat ve tarihi yok eden o gaddar hareketin ismi. Betonlaşmanın bir ürünü yada ilk versiyonlarından biri yani. Bazılarının sesi bu binayı korumak adına çok yüksek çıkıyor. Ben bunu da anlamış değilim. Allah aşkına biraz okumuşluğunuz, mürekkep yalamışlığınız varsa, kitapta karıştırmış ve tarihi eserleri bilen bir insansınızdır. Bir zahmet Akbank’ın önüne geçin ve karşıya bakın. şu meşhur binaya. Bildiğimiz çatılı bir betonarme. Ne bir estetik, ne bir oyma, ne bir el işi (içindede aynı) yok, yok, yok…
Kentin ana damarının ortasına saplanmış bir bıçak. Sadece burası mı? Halk Eğitim Merkezi, Endüstri Meslek Lisesi, Stadyum, Vilayet binası da cabası. Bazı çevreler bu binanın turşusunun kurulmasını isterken, yanına üvertür olarak da saydıklarımı ekliyorlar. Yok efendim bu binalar da kalabilirmiş, kentin kalbi, oluşturulacak başka semtlerde atabilirmiş. Siz ıstanbul’da Taksim’i, Ankara’da Kızılay’ı, ızmir’de Konak Meydanı’nı silebilirmisiniz. şanlıurfa’da da Atatürk Bulvarı, Urfa var olduğu sürece bu kentin ana damarı olacaktır. Ama damarı tıkayamazsanız. Bu yapılar, kandaki pıhtı gibi damarı tıkayan yapılardır. Bu yapılar yüzünden, bu ana damar üzerinde işyeri kiraları aylık on milyardır ve büyük iş merkezleri, dolayısı ile ekmek kapıları yoktur. Estetik ise hak getire.
Bana sorarsanız saydıklarımın tümü yıkılmalıdır. Yıkılmadan önce satılmak kaydıyla. şimdi ki LC WAıKıKı’nin olduğu arsa (ki 500 metrekareydi) bundan 3 yıl önce tam 1 milyon Euro paha biçilmişti. Saydıklarımın yerlerinin ne kadar değerli olduğunu varın siz hesap edin. Ve bunlardan devlete sağlanacak gelirle, kaç okul, kaç sağlık ocağı yapılacağını düşünün bir. En temel iki sorun olan eğitim ve sağlık ile ilgili dev adımlar atılması bu kadar kolay. Ne kadar büyük kaynaklar elimizin altında ama harcamıyoruz.
Gerekçe ne?
Efendim bunlar Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarımızmış. Halk Eğitim Merkezinin, Vilayet binasının, Eski Kız Meslek Lisesi’nin, sözüm ona stadımızın neresi Kültür Varlığı yav?
Satın bunları.
Gelecek finansman ile acil devlet yatırımlarını gerçekleştirin, yerlerine de dev iş ile alışveriş merkezleri, çok katlı otoparklar vs yapılsın.
Dedim ya şehrin ana damarını tıkıyor bazılarının gereksiz fikirleri. Geçmişi onbin yıla dayalı kentte, 50-60 yıllık binayı kurtarayım derken, gelecek yüzlerce yılı tehlikeye atacak, kenti boğacak düşünceler hakim birilerinde bu aralar. Yani By-Pass şart. Hem bulvara, hem bazılarının beynine giden damarlarına… Böylece kent de rahatlar, onlar da.
Hiç değilse rahatça düşünebilirler en azından.
Yanılıyormuyum?