Deniz Güney
28 Ekim 2013
En çok neye üzülüyorum
biliyor musunuz?
Yanlış verilen kararlara.
Çoğu zaman yanlış kararlar
trilyonlara mal oluyor.
Aynı Harran Üniversitesinin
yanlışında olduğu gibi.
Nerede bu yanlış?
Eyyübiye Kampüsünün Süt
Fabrikası’nda, Seralarında, Ahırlarında, Laboratuarlarında.
Nedir bu yanlış?
Çünkü bu saydığım başlıklar,
şu an atıl durumda.
Trilyonluk Süt ve Süt
Ürünleri Fabrikası da öyle.
Kampüsteki Seralar da öyle.
Ahırdaki bilmem kaç büyükbaş
hayvan için de bu böyle.
Ne oldu ki böyle oldu?
Çünkü Ziraat Fakültesi
Eyyübiye kampüsünden taşındı.
Osmanbey Kampüsüne gitti.
Hem de taşınalı çok zaman
oldu.
Bu konuyu dile getirmek için
bir hayli zaman bekledim.
Belki bir çözüm bulunur
dedim.
Ama ortada bir çözüm
göremedim.
Yani öğrenciler
Osmanbey’de, Süt ve Süt Ürünleri
Fabrikası Eyyübiye’de. Seralar da, büyükbaş hayvanların bulunduğu ahırlar da.
Oysa ki buralar Üniversiteye
ciddi gelirler sağlıyordu.
Ama şuan bu saydıklarım atıl
durumda.
Yazık değil mi?
Hem öğrencilere yazık.
Hem hocalara yazık.
Hem üniversiteye yazık.
Yani yazık oğlu yazık.
Anlayan varsa izah etsin
lütfen. Tamam, Osmanbey’de ortam herkes için iyi.Fiziki şartlar kebap. Peki
akademik açıdan nasıl?
Bu soruyu, daha çok Ziraat
Fakültesi için soruyorum.
Bence öğrenciler içinde
hocalar için de bu taşınma iyi olmadı.
Çünkü Osmanbey’de
laboratuarlar bile her bölüm için eşit dağıtılmış, Ama her bölümün öğrencisi
aynı değil ki.
Eşitlik yapılırken bile
yanlışlık yapılmış.
Yani anlayacağınız bu konuda
yanlış üstüne yanlış yapılmış.
Ama yanlışın neresinden
dönülürse kârdır.
Öyle ki üniversite, Tıp
Fakültesi inşaatı için o kadar çırpınırken. Teknoparkı kurmak için kendi
kendini parçalarken Eyyübiye kampüsündeki tesisler çürüyor.
Var mı böyle bir mantık
yavv!…
Günlük 4 ton kapasiteli süt
fabrikası şimdi 500 kilo üretiyor.
Bu durum hiç kimseyi rahatsız
etmiyor mu?
Oysa yaklaşık 10 yıl önce
kurulduğunda;
Biryandan bilimsel
çalışmaların hızını arttırıyordu.
Bir yandan da üretilen
ürünlerin organik olarak sunulmasını sağlıyordu.
Yani Süt Fabrikası son
teknolojiydi.
Peynir, yoğurt, dondurma ve
ayran üretilip satılıyordu.
Eyyübiye’de ki seralar harıl
harıl çalışıyordu.
Öğrenciler bu seralarda
uygulamalı ders yapıyordu.
Araştırmalar yapıyorlardı.
Denemeler yapıyordu.
Zootekni Bölümü öğrencileri
de öyle.
Ahırlarda bulunan büyükbaş,
küçükbaş hayvanlar üzerinde uygulamalı dersleri vardı.
Gıda Bölümü Öğrencileri,
Tarla Bitkileri, Toprak Bölümü, Bahçe Bitkileri.
Yani hepsi için Eyyübiye Kampisi
daha faydalıydı.
Ama şimdi bunların hiç biri
Eyyübiye’de yapılmıyor.
Öğrenciler de Osmanbey’den
Eyyübiye gelip gitmediğine göre. Kii gelip gitmeleri de çok saçma olur.
Yani anlayacağınız….Neyse…
Dönemin Rektörü Uğur
Büyükburç’a şuan öyle kızıyorum ki?
Çünkü Ziraatin Osmanbey’e
taşınma kararını o almıştı.
Devlette geri vites olmayınca
da sonuç böyle oldu.
Yani bu yanlış onun yanlışı.
Ama umarım şimdiki Rektör
Halil Mutlu bir çözüm arayışı içindedir.
Bu olay daha fazla patlak
vermeden hadi sayın rektör bir el at.
Bu cenazeyi kaldıralım.
Vesselam…