Mehmet Göncü
21 Ocak 2015
Kıymetli
okuyucularım, geçen Cumartesi günü saat 09.00 sularında başlayan Yeşilay
Derneği İstişare toplantısına katılmış, bilahare de Eczacı Neşet Uçkan’ın
işyerine gitmiştim.
Sevgili
okuyucularım, Neşet beyi tanıyanlar bilirler. Kendisi bütün bir hayatını insan dahil,
tüm canlılara yardım etmekle kurgulamış ve bundan da büyük mutluluk duyan bir
kimsedir.
Ben
şahsen bu aziz dostumu hemen hemen her gün ziyaret ederim. Bahse konu günde
henüz yeni işlerine gitmiştim ki, Neşet bey beni kapıda karşıladı. “Hadi gidelim,
beni bekleyen kedilere yemek verelim” dedi.
Beraberce
Yıldız Meydanı’ndaki Ulu Cami’ye doğru yürüdük. Cami’nin haziresinin yanındaki
boş bir alanda yaşayan yirmiye yakın kedi bizi henüz caminin kapısından içeri
adımımızı atmıştık ki, hepsi birden koşarak yanımıza geldiler ve sevinç
gösterileri ile etrafımızda dönüp dolaşmaya başladılar.
Kedilerin
barındığı boş alana geldiğimizde Neşet Bey iki kiloya yakın doğranmış ciğeri
kedilere dağıttı.
Dikkat
ettim, kedilerin büyük bir bölümü yaşlı, birkaç tanesinin de ayakları tutmaz
vaziyetteydi.
Özetle;
büyük bir bölümü bakıma muhtaç bir halde bulunan bu güzel canlıların hem
özgürce dolaşıyor ve hem de besleniyor olmaları bana göre bu yardımlaşmanın en
anlamlı yanıydı.
Bu
insani davranışından dolayı Neşet beyi yürekten kutluyorum. Bu manada on ikinci
yüzyılda yaşamış olan büyük düşünür ve şair Sadi Şirazi özetle şöyle
söylemektedir:
“Âdemoğlu sen, bir başka
canlının derdiyle dertlenmiyor ve ona yardım yapmıyorsan o zaman ben sana niye
insan diyeyim”
Ben
de diyorum ki; bu gezegende yaşayan ve aynı vardan var olduğumuz için
kardeşlerimiz sayılan, ağacı, kuşu, toprağı, taşı, böceği çiçeği ve tüm
canlıları sevip sayanlara sonsuz selamlar olsun.
Dürüst
ve şeffaf bir toplumda; lütufta geride, kahırda önde olan engin gönüllü
dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın sağlıcakla..