İbrahim Halil Okuyan
20 Nisan 2015
5
yaşındaki oğlum okumayı yeni öğrendi.
Her
gece, beraber yatağına yatıyoruz ve o bana kısa bir kitap okuyor.
Her
akşam kaçınılmaz bir şekilde, problem yaşadığı bir kelimeye takılıp kalıyor.
Dün
geceki kelime “minnetle” idi.
Oldukça
eziyetli geçen bir dakikanın sonunda kelimenin anlamını buldu.
Sonra
bana dönüp:
“Baba,
bu kelimeyle nasıl mücadele ettiğimi gördüğün için memnun değil misin? Sanırım beynimin
büyüdüğünü hissedebiliyorum.”
Gülümsedim:
Oğlum
şu anda “büyüyen bir zihni” ortaya çıkaran en temel belirtileri kelimelere
döküyordu.
Ama
bunun farkında bile değildi.
Bir
süredir, birkaç yıldır okuduğum bir araştırmayı hayata geçirmeye çalışıyorum:
Zaten
iyi olduğu şeyler konusunda oğlumu övmemeye, sadece zor bulduğu şeyler konusunda
azim gösterirse onu övmeye karar verdim.
Ona
zorluklarla mücadele ettiğinde beyninin büyüdüğünü söyledim.
Zihnin
öğrenme davranışları alanındaki derin araştırmalar ve oğlumla yaşadığım kişisel
deneyimlerim sayesinde, öğrenmeye karşı geliştirilen davranışların,
öğrettiğimiz her şeyden çok daha önemli olduğuna hiç olmadığım kadar ikna
oldum.
Araştırmacılar
uzun bir süredir beynin bir kas gibi çalıştığını biliyor:
Ne
kadar çok kullanırsan, o kadar çok büyür.
Araştırmacılar,
nöral bağlantıların en çok, kolay şeyler yaparak sürekli başarı kazandığımızda
değil, zor bir şeylerle uğraşırken hata yaptığımızda oluştuğunu ve
derinleştiğini söylüyor.
Ancak
maalesef herkes bunun farkında değil.
Stanford
Üniversitesi’nden Dr. Carol Dweck uzun yıllardır öğrenme karşısında insan
zihninin davranışlarını araştırıyor.
Dweck
insanların çoğunun iki zihin davranışını sergilediğini bulduğunu söylüyor:
Sabit
ya da büyüyen.
Sabit
zihin yapıları, yanlış bir şekilde, insanların ya zeki olduğuna ya da zeki
olmadığına ve zekanın genlerle sabitlendiğine inanır.
Büyüyen
zihin yapıları olan insanlar ise, doğru bir şekilde, kapasitenin ve zekanın
çaba, mücadele ve hatalarla büyüdüğüne inanır.
Dweck’e
göre sabit bir zihin yapısı olanlar, başarı olasılığı yüksek olan işler için
çaba gösterirken, mücadele etmek zorunda kalabilecekleri işlerden kaçınırlar.
Bu
da öğrenmelerini kısıtlar.
Büyüyen
bir zihin yapısı olan insanlar ise, mücadelelere kucak açar ve azim ve çabanın
öğrenme sonuçlarını değiştirebileceğini anlarlar.
Tahmin
edebileceğiniz gibi ikinci grup, kendini aktif bir şekilde daha fazla zorlar ve
entelektüel olarak daha çok büyür.
İyi
haber ise şu:
Zihin
davranışları öğretilebilir, çünkü değişebilirler.
Esas
heyecan verici olan Dweck ve diğerlerinin bu konuda çeşitli teknikler geliştirmiş
olmaları.
İletişimdeki
küçük değişimler ya da görünüşteki zararsız yorumlar bile bir insanın zihin
yapısında oldukça uzun süreli etkiler yaratabilir.
Örneğin,
birinin doğuştan gelen bir özelliğini ya da yeteneğini övmek (“Ne kadar
zekisin!”) yerine birinin yaşadığı bir süreci övmek (“Bu problemle mücadele
etme şeklin çok hoşuma gitti”), kişide büyüyen bir zihin davranışını
güçlendirmenin bir yoludur.
Süreci
övmek, gösterilen çabayı onaylar; yeteneği övmek, kişinin sabit bir özelliği
dolayısıyla başarılı olduğu (ya da olmadığı) fikrini güçlendirir.
İnternet
büyüyen bir zihin yapısına sahip bir kişi için cennettir.
İnternet,
zihninizi büyütmenize yardım edecek sonsuz bir içeriğe benzeri görülmemiş bir
erişim sunar.
Yine
de toplum, büyüyen zihin yapıları daha fazla yaygınlaşmadan, bu olanağı sonuna
kadar kullanmayacaktır.
Peki
ya bu durumu tamamen değiştirsek?
Zihnimizdeki
tüm araçları sevdiğimiz tüm insanlarda büyüyen bir zihin yapısı oluşturmak için
kullansak?
Bu
çok önemli bir bilgi.
Bu
bilgiyi, çocuklarınızla nasıl iletişim kurduğunuzdan iş yerindeki takımınızı
nasıl yönettiğinize, yeni bir dili ya da müzik aletini çalmayı nasıl
öğrendiğinize kadar her şeye uygulayabilirsiniz.
Eğer
toplum bir bütün olarak öğrenme mücadelesini anlasa, bunun global insan
potansiyeli açısında ne anlama geleceğini bir düşünün…
Ve
şimdi size bir sürpriz:
Bu
makaleyi okuyarak, siz de büyüyen zihin davranışları geliştirme konusunda çok
büyük bir adım attınız.
Araştırmaya
göre araştırmanın kendisine maruz kalmak bile (örneğin, beynin sorulara doğru
değil yanlış cevaplar vererek büyüdüğünü bilmek) kişinin zihin davranışlarını
değiştirebilir.
Yapabileceğiniz
bir başka şey ise bu bilgileri başkalarıyla paylaşmak.
Bu
yüzden öğrenme mücadelesini öven bir video hazırladık.
Oğlum
ya da başka birisi bana öğrenme ile ilgili soru sorduğunda, onların sadece tek
bir şey bilmelerini istiyorum:
“Mücadeleye
ve hatalara kucak açarsanız, her şeyi öğrenebilirsiniz.”
Salman
Khan