Mahmut Çepoğlu
21 Mart 2007
şiiri geçici bir heves gibi gençlik yıllarında görülse de zamanla bazı yüreklere yerleşerek damarlara akarak yer eder. Bir mürekkep çağlayanı olup akar sayfaların arasına. Bir kara sevda olur, saplanır en hassas yerine şairin. Bir sapsız hançerdir artık. Gezer durur bedenlerde. Yüreğin sesi, zamanın dili, duyguların, hasretlerin, efkarın yumağıdır şiir. Size bir şaireyi tanıtacağım. Ulviye Savtur’u önce sesiyle tanıdım. Sesli okunuşu şiirin aynı zamanda bir beden dili olduğunu söyler gibiydi. Mısralar bir nağme titizliğinde yankılıyordu dilinde. Yaşama, toplumsal sıkıntılara, aşkın derinliklerine yürekten bir sesleniş içindeydi. Sonraları yayınlanmış üç kitabını bana imzaladıktan sonra okuma fırsatım oldu. I ve II kendi şiirleri. Üçüncü kitabı ise bir antoloji. Özenle seçilmiş, üzerinde itina ile çalışılmış değerli, tanınan bilinen kimi şairlerin öz geçmişi, onlarla görüşmesini anlattığı gibi bir araştırma ve incelemeyle hayat hikâyelerini kaleme alırken adeta efsaneleştirmiş Üç kitabına da “Mürekkep” ismini vermiş. Gizi onda saklı. Lakin görünen ve bilinen o dur ki mavi siyah ve kırmızı renklerden oluşan kapaklar. Mürekkepteki üç önemli rengi şiirlerinde anlamlaştırmış. ınsanın damarında kan dolaşır, mısraların rengi mürekkep. “Her duyguyu şiir her insanı şair kabul eden” Ulviye Hanım aynı zamanda “hayatı kitabının sayfalarını açmaya davet ediyorum” demesinden olacak ki kitabı beşinci basımını yapmış. Kendine has olmakla birlikte şiirlere farklı bir misyon (görev, amaç) yüklemesi şiirlerinin okunmasına neden olmuş olacak. Her haneyi bilirdim de günah ve sevap hanesini ondan öğrendim. “Sevap hanesine yazdım adını / seninle günaha girmeyeceğim.” Duygu yüklü gizem dolu mısralar dilden mürekkebe, mürekkeple sayfaların arasına nakşetmiş sözlerini. Yüreğinin sesini dinleyerek şiirin dostluk, şiirin sevgi, yaşamın şen şakrak yüzünü yansıttığı gibi acının, kederin, hüznün bir parçası olduğunu da mısraları ile betimlemekte. Mısraları renklendirdiği mürekkepten, elemin, kasavetin, dertlerin şairinin sesini duymak mümkün. Acının yaktığını, kederin boğazda düğüm düğüm ağıtlaştığını bilir. Tüm bunların şiirin sevgisiyle yok olacağını anlamış olacak ki şiirlerini sevgi yumağıyla oluşturmuş. Yangınların, korkuların, ıstırapların toplumsal döngünün içinde olduğu gibi yüreklere inmesi gerektiğine inanır. En büyük fedakârlığın topluma insanlığa yapılan hizmet olduğunu anlayışı yüreğinde bir kor. şiirin düşünceye güç kattığını, şiirin yüreğin sesi, nüvesi olduğunu hareketle yazmayı ve okumayı sürdürmektedir. şiirlerinde umutsuzluktan ziyade hayata yanlışlıklara karşı duruş sergilemekte olması etkileyici. Yaşam yolunda, umutlu olduğunu seslendiren şaire mutluluğu mısralarında ve şiirinde bulmakta. Zaten yüreğinde bulamadığını hiçbir yerde bulamayacağını anlamış kavramış olacak ki bu kadar içli duygu seli yüklü mısralar döktürmüş. şiirin bir isyan bayrağını olduğunu bildiğinden karşı baş kaldırışı eksik etmiyor. Ben eleştirmeyi sevdiğim gibi eleştirmeyi de ihmal etmem. Eleştirinin doğruların babası olduğuna inanırım. Bazen dirimin yaşam mücadelesindeki rampada azimle yürürken birde bakarsın bir sevdanın korkulukları bile taşıyamıyor. Sevinin sesini bir kadın olarak evrensele taşıma uğraşında olması onun azimli ve kararlı olduğunun göstergesi. Ne yazık ki hayatın her alanında olsun ınsanın damarında dolaşan kanı o sayfaları arasına serpiştirdiği şiirleriyle mürekkep. şiirler II Sayfa 19 “ gün gelir gül yanağım güller ile allanır / mühürlü dudaklarım tadılınca ballanır./ bu gün kapılar çalar yarın mendil sallanır. / söyle seven kalbine unutursa gelmesin.” Halk ozanlarının sesini bir oya tazeliğinde nakşetmiş sayfaları arasına. Bazen bir Karacaoğlan olur pınar başında söylenir, kimi zaman Pir sultan Abdal olur fermanları yırtar sevgisiyle. Hele Yunuslaşıp insan sevgisini yumak ederken onu okumak gerek. Bazen bir sevda karşısında döktüğü göz yaşlarına bile acır. Göz yaşlarının bir ziyan olarak görür. Buna rağmen acıya çekmeye razı. Öyle bir sevdayla tutkun ki söylemleriyle onu dağlama dertleriyle dertlendirmeye doyamıyor yüreği. şiirler I, 5 basım. şiirler II ikinci kitap da 5 şairin kitap hakkındaki düşüncelerine yer vermiş. ıki kitapta da mürekkep ismiyle yazılmış şiirle başlıyor kitabın sonunda bastırılmış üç şiir notasıyla verilmiş olmasının şairenin şiirlerinin bestelendiğin belgesi. Başarılar diyorum.