Köşe Yazısı

Mumcunun Faresi

İbrahim Halil Okuyan

İbrahim Halil Okuyan

Tüm Yazıları Gör

 

Hayat bir
fırsatlar silsilesidir.

İnsanın
yakalayacağı fırsatlar kişinin bakış açısıyla alakalıdır.

Başarıları ve
başarısızlıkları da öyle.

Hayat insanı bir
yaşa kadar ailesiyle destekler,

Eğer bir yaştan
sonra insan kendi sorumluluklarını üzerine alamıyorsa kayıpları başlıyor
demektir.

Hayat sizinle bir
oyun oynar öyle bir oyundur ki bu,

Hayat size sorar
“Akıl mı Para mı?” diye.

Akıl burada büyük
balıktır.

Para ise küçük
balık.

İnsanlar genelde
parayı tercih ederler ve küçük balığın peşine düşerler.

Bu da demektir ki
sabahın altısından akşamın dokuzuna kadar haldır haldır bir şeylerin peşinde
koşturmak.

Kariyer yapmak
ise, daha fazla para demek olacağından;

Aileni,

Sosyal ilişkilerini,

Sevgilerini ve
hatta sağlığını ertelemek ve Sürekli çalışmaktır.

Akılı tercih eden
insan ise parayı tercih edenleri güden çobandır.

Akıl burada büyük
balıktır.

Fikir üretir,

Proje üretir,

Yatırım yapmak
için kaynak yaratır,

İstihdam yaratır
aklını kullanır ve yolunu bulur.

Para onun için
amaç değil araçtır.

Parayı tercih
edenleri bu araç vasıtası ile kiralar ve kendine, geleceğine yatırım yapar.

Hayat insana arzu
ettiği her şeyi sunar aslında.

Fırsatlar
yanımızdan gelip geçerken biz genelde küçük balıklarla meşgul oluyorsak
kaybettiklerimiz için hayatı suçlamak büyük haksızlık olur.

Hayatımız
yönlendiren tercihlerimizdir.

Şanslarımızı
doğuran da.

Hepimize bir büyük
balık sunulmuştur

Başarısızlıklarımız
yanlış tercihlerimizdir.

Bir Öykü ile bu
görüşü açıklayalım.

“Mumcu Sabit
Efendi,

Atadan gördüğü
mesleği dükkânında devam ettiriyordu.

Akşam olunca her
zamanki gibi dükkânını kapayıp evine doğru yollandı. Dedesi mum kralı idi.

Babası kendisinden
daha zengindi.

Sabit efendi ise şimdi
fakir.

Çünkü Elektrik,
Havagazı, Petrol kullanımı arttıkça Sabit Efendi’nin Mum satışları azaldıkça
azaldı.

Sabit efendi
dükkândan çıktıktan sonra farelerin dükkândaki cümbüşü başladı.

Fareler bir yandan
oynaşmaya diğer yandan mumları kemirmeye devam ettiler.

Bekçi Sarman
gelince çil yavrusu gibi dağılmak zorunda kaldılar.

Bunların içinden
genç bir fare komşu duvarını aşarak yürüdü,

Yürüdü nihayet
elektrik dairesine girdi.

Her taraf
kablolarla doluydu.

Başladı kemirmeye.

Kemirdikçe hoşuna
gitti, hoşuna gittikçe daha çok kemirdi.

Birden bire
Beyazıt’tan Fatih’e kadar her yerin elektriği kesildi.

Bir Ramazan
Gecesiydi.

Herkes “Mum, Mum!
diyerek sokağa fırladı.

Mum bir anda büyük
bir çölde bir Bardak Su gibi kıymetlendi.

Sabit efendiyi
evinden çağırdılar.

Dükkanının önünde
uzun kuyruklar oluştu.

Dükkânda on
senedir satılmayan mumlar, yarım saatte tükendi.

Sabit efendinin
keyfine diyecek yoktu.

“Garip Kuşun
Yuvasını Allah yapar.” diye söylendi ve akşamüstü dükkânı kaparken unuttuğu
fare kapanını kurdu, kepenkleri indirip gitti.

Sabahleyin,

Dükkânı açtığında
o genç fareyi,

Ağzında Kablo ve
Kauçuk kırıntıları dolu olarak kapana yakalanmış buldu.

“Bir düşmandan
kurtuldum.” diye sevindi.”

İşte buna benzer,
Hayatında herkesin bazen farkında olmadan kapısını çalan fırsatlar vardır.

Bu fırsatlar
karşımıza o kadar değişik şekillerde çıkabilir ki,

İnsan kendi bile
inanamaz.

Bazen bir sınav,
bazen bir arkadaş, bazen bir sevgili, bazen bir kağıt parçası bile olabilir.

Bunu
değerlendirmek ise bizim elimizdedir.

Kimisi bunları
değerlendirir, bu fırsatı kullanıp hayatını değiştirir.

Kimisi bu fırsatı
teper, farkına bile varmaz.

Kaçırdığımız
fırsatları unutmamalı ama çokta düşünmemeli,

Gelecek fırsatları
ise geri tepmemeliyiz.

Kaçan fırsatları
iyi analiz edip daha iyisini elde etmeye çalışmalıyız.

Hatta bu fırsatlar
çoğu zaman hayatımızın dönüm noktasını dahi oluşturabilir.

Bu noktada
vereceğiniz karar tüm hayatınızı etkileyecektir.

Seçim sizin elinizdedir.

Sözün Özü İse

“Şu Dünyada Nice
İnsan Vardır ki, Bu Mumcunun Faresi Gibidir.”

 

Saygılarımla..

 

İbrahim Halil
Okuyan

İnşaat Yüksek
Mühendisi

2.Aralık.2011
Şanlıurfa

1.272 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Köşe Yazısı

Mumcu’nun faresi

İbrahim Halil Okuyan

İbrahim Halil Okuyan

Tüm Yazıları Gör

       Hayat
bir fırsatlar silsilesidir. İnsanın yakalayacağı fırsatlar kişinin bakış
açısıyla alakalıdır.

Başarıları
ve başarısızlıkları da öyle.

Hayat
insanı bir yaşa kadar ailesiyle destekler, Eğer bir yaştan sonra insan kendi
sorumluluklarını üzerine alamıyorsa kayıpları başlıyor demektir.

Hayat
sizinle bir oyun oynar öyle bir oyundur ki bu, Hayat size sorar “Akıl mı
Para mı?” diye.

Akıl
burada büyük balıktır. Para ise küçük balık.

İnsanlar
genelde parayı tercih ederler ve küçük balığın peşine düşerler.

Bu
da demektir ki sabahın altısından akşamın dokuzuna kadar haldır haldır bir
şeylerin peşinde koşturmak.

Kariyer
yapmak ise, daha fazla para demek olacağından; Aileni, Sosyal ilişkilerini,
Sevgilerini ve hatta sağlığını ertelemek ve Sürekli çalışmaktır.

Akılı
tercih eden insan ise parayı tercih edenleri güden çobandır.

Akıl
burada büyük balıktır.

Fikir
üretir, Proje üretir, Yatırım yapmak için kaynak yaratır, İstihdam yaratır
aklını kullanır ve yolunu bulur. Para onun için amaç değil araçtır. Parayı
tercih edenleri bu araç vasıtası ile kiralar ve kendine, geleceğine yatırım
yapar.

 

Hayat
insana arzu ettiği her şeyi sunar aslında.

Fırsatlar
yanımızdan gelip geçerken biz genelde küçük balıklarla meşgul oluyorsak
kaybettiklerimiz için hayatı suçlamak büyük haksızlık olur.

Hayatımız
yönlendiren tercihlerimizdir. Şanslarımızı doğuran da.

Hepimize
bir büyük balık sunulmuştur Başarısızlıklarımız yanlış tercihlerimizdir.

 

*

Bir
Öykü ile bu görüşü açıklayalım.

 

“Mumcu
Sabit Efendi, Atadan gördüğü mesleği dükkânında devam ettiriyordu.

Akşam
olunca her zamanki gibi dükkânını kapayıp evine doğru yollandı.

Dedesi
mum kralı idi. Babası kendisinden daha zengindi. Sabit efendi ise şimdi fakir.

Çünkü
Elektrik, Havagazı, Petrol kullanımı arttıkça Sabit Efendi’nin Mum satışları
azaldıkça azaldı.

Sabit
efendi dükkândan çıktıktan sonra farelerin dükkândaki cümbüşü başladı. Fareler
bir yandan oynaşmaya diğer yandan mumları kemirmeye devam ettiler. Bekçi Sarman
gelince çil yavrusu gibi dağılmak zorunda kaldılar.

Bunların
içinden genç bir fare komşu duvarını aşarak yürüdü, Yürüdü nihayet elektrik
dairesine girdi.

Her
taraf kablolarla doluydu. Başladı kemirmeye. Kemirdikçe hoşuna gitti, hoşuna
gittikçe daha çok kemirdi.

Birden
bire Beyazıt’tan Fatih’e kadar her yerin elektriği kesildi.

Bir
Ramazan Gecesiydi. Herkes “Mum, Mum! diyerek sokağa fırladı.

Mum
bir anda büyük bir çölde bir Bardak Su gibi kıymetlendi.

Sabit
efendiyi evinden çağırdılar. Dükkanının önünde uzun kuyruklar oluştu. Dükkânda
on senedir satılmayan mumlar, yarım saatte tükendi. Sabit efendinin keyfine
diyecek yoktu.

“Garip
Kuşun Yuvasını Allah yapar.” diye söylendi ve akşamüstü dükkânı kaparken
unuttuğu fare kapanını kurdu, kepenkleri indirip gitti.

Sabahleyin,
Dükkânı açtığında o genç fareyi, Ağzında Kablo ve Kauçuk kırıntıları dolu
olarak kapana yakalanmış buldu.

“Bir
düşmandan kurtuldum.” diye sevindi.”

*

İşte
buna benzer, Hayatında herkesin bazen farkında olmadan kapısını çalan fırsatlar
vardır.

Bu
fırsatlar karşımıza o kadar değişik şekillerde çıkabilir ki, İnsan kendi bile
inanamaz.

Bazen
bir sınav, bazen bir arkadaş, bazen bir sevgili, bazen bir kağıt parçası bile
olabilir. Bunu değerlendirmek ise bizim elimizdedir.

Kimisi
bunları değerlendirir, bu fırsatı kullanıp hayatını değiştirir.

Kimisi
bu fırsatı teper, farkına bile varmaz.

Kaçırdığımız
fırsatları unutmamalı ama çokta düşünmemeli, Gelecek fırsatları ise geri
tepmemeliyiz.

Kaçan
fırsatları iyi analiz edip daha iyisini elde etmeye çalışmalıyız.

Hatta
bu fırsatlar çoğu zaman hayatımızın dönüm noktasını dahi oluşturabilir. Bu
noktada vereceğiniz karar tüm hayatınızı etkileyecektir.

Seçim
sizin elinizdedir.

 

Sözün
Özü İse; “Şu Dünyada Nice İnsan Vardır ki, Bu Mumcunun Faresi Gibidir.”

 

Saygılarımla..

1.174 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Köşe Yazısı

Mumcunun Faresi

İbrahim Halil Okuyan

İbrahim Halil Okuyan

Tüm Yazıları Gör

 


 


Hayat bir fırsatlar silsilesidir.


İnsanın yakalayacağı fırsatlar kişinin bakış açısıyla alakalıdır.


Başarıları ve başarısızlıkları da öyle.


Hayat insanı bir yaşa kadar ailesiyle destekler,


Eğer bir yaştan sonra insan kendi sorumluluklarını üzerine alamıyorsa kayıpları başlıyor demektir.


Hayat sizinle bir oyun oynar öyle bir oyundur ki bu,


Hayat size sorar “Akıl mı Para mı?” diye.


Akıl burada büyük balıktır.


Para ise küçük balık.


İnsanlar genelde parayı tercih ederler ve küçük balığın peşine düşerler.


Bu da demektir ki sabahın altısından akşamın dokuzuna kadar haldır haldır bir şeylerin peşinde koşturmak.


Kariyer yapmak ise, daha fazla para demek olacağından;


Aileni,


Sosyal ilişkilerini,


Sevgilerini ve hatta sağlığını ertelemek ve Sürekli çalışmaktır.


Akılı tercih eden insan ise parayı tercih edenleri güden çobandır.


Akıl burada büyük balıktır.


Fikir üretir,


Proje üretir,


Yatırım yapmak için kaynak yaratır,


İstihdam yaratır aklını kullanır ve yolunu bulur.


Para onun için amaç değil araçtır.


Parayı tercih edenleri bu araç vasıtası ile kiralar ve kendine, geleceğine yatırım yapar.


Hayat insana arzu ettiği her şeyi sunar aslında.


Fırsatlar yanımızdan gelip geçerken biz genelde küçük balıklarla meşgul oluyorsak kaybettiklerimiz için hayatı suçlamak büyük haksızlık olur.


Hayatımız yönlendiren tercihlerimizdir.


Şanslarımızı doğuran da.


Hepimize bir büyük balık sunulmuştur


Başarısızlıklarımız yanlış tercihlerimizdir.


Bir Öykü ile bu görüşü açıklayalım.


“Mumcu Sabit Efendi,


Atadan gördüğü mesleği dükkânında devam ettiriyordu.
Akşam olunca her zamanki gibi dükkânını kapayıp evine doğru yollandı. Dedesi mum kralı idi.


Babası kendisinden daha zengindi.


Sabit efendi ise şimdi fakir.


Çünkü Elektrik, Havagazı, Petrol kullanımı arttıkça Sabit Efendi’nin Mum satışları azaldıkça azaldı.


Sabit efendi dükkândan çıktıktan sonra farelerin dükkândaki cümbüşü başladı.


Fareler bir yandan oynaşmaya diğer yandan mumları kemirmeye devam ettiler.


Bekçi Sarman gelince çil yavrusu gibi dağılmak zorunda kaldılar.


Bunların içinden genç bir fare komşu duvarını aşarak yürüdü,


Yürüdü nihayet elektrik dairesine girdi.


Her taraf kablolarla doluydu.


Başladı kemirmeye.


Kemirdikçe hoşuna gitti, hoşuna gittikçe daha çok kemirdi.


Birden bire Beyazıt’tan Fatih’e kadar her yerin elektriği kesildi.


Bir Ramazan Gecesiydi.


Herkes “Mum, Mum! diyerek sokağa fırladı.


Mum bir anda büyük bir çölde bir Bardak Su gibi kıymetlendi.


Sabit efendiyi evinden çağırdılar.


Dükkanının önünde uzun kuyruklar oluştu.


Dükkânda on senedir satılmayan mumlar, yarım saatte tükendi.


Sabit efendinin keyfine diyecek yoktu.


Garip Kuşun Yuvasını Allah yapar.” diye söylendi ve akşamüstü dükkânı kaparken unuttuğu fare kapanını kurdu, kepenkleri indirip gitti.


Sabahleyin,


Dükkânı açtığında o genç fareyi,


Ağzında Kablo ve Kauçuk kırıntıları dolu olarak kapana yakalanmış buldu.


Bir düşmandan kurtuldum.” diye sevindi.”


İşte buna benzer, Hayatında herkesin bazen farkında olmadan kapısını çalan fırsatlar vardır.


Bu fırsatlar karşımıza o kadar değişik şekillerde çıkabilir ki,


İnsan kendi bile inanamaz.


Bazen bir sınav, bazen bir arkadaş, bazen bir sevgili, bazen bir kağıt parçası bile olabilir.


Bunu değerlendirmek ise bizim elimizdedir.


Kimisi bunları değerlendirir, bu fırsatı kullanıp hayatını değiştirir.


Kimisi bu fırsatı teper, farkına bile varmaz.


Kaçırdığımız fırsatları unutmamalı ama çokta düşünmemeli,


Gelecek fırsatları ise geri tepmemeliyiz.


Kaçan fırsatları iyi analiz edip daha iyisini elde etmeye çalışmalıyız.


Hatta bu fırsatlar çoğu zaman hayatımızın dönüm noktasını dahi oluşturabilir.


Bu noktada vereceğiniz karar tüm hayatınızı etkileyecektir.


Seçim sizin elinizdedir.


Sözün Özü İse


Şu Dünyada Nice İnsan Vardır ki, Bu Mumcunun Faresi Gibidir.”


 


Saygılarımla..


 


İbrahim Halil Okuyan


İnşaat Yüksek Mühendisi


2.Aralık.2011 Şanlıurfa


 


 


 


 

901 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir