Sabri Dişli
25 Mayıs 2006
Tekel Suma Fabrikası’nın yeri atıl kalmasın diye dilim döndüğünce uğraş veriyorum. Tabi Editör ve Haber müdürümüz sevgili şansal konuyu manşete taşıdı… Konuyla ilgilenen Vekilimiz Sayın Mahmut Kaplan, binayı okula dönüştür-mek için girişimlerde bulunmuş. Milli Eğitim Müdürümüz dün binayı incelemiş. Binalar okul olarak kullanılmayacak durumda ama, arsanın okul için ideal olduğunu tespit etmiş. Mahmut Kaplan’ın girişimleri başarılı olur da, arsa okul amaçlı Milli Eğitim’e kazandırılırsa; Okula Mahmut Kaplan’ın adının verilmesini isterim. Yemin ederim yağla falan ilgisi yok! Çok samimîyim. ıMKB- ıÖ Okulu mimarî tarzında yapılmış bir okul düşünün. Hayali bile heyecan verici… Bakın diğer vekillerimizde; Müfit Yetkin kendi adına köyüne 40m2 okul lojmanı bile yaptıramadı… Oysa vekilimizin büyük babası, bir erkek çocuğa kavuşmanın verdiği sevinçle, koca Haşimiye meydanına dükkânlar yaptırarak, fakir-fukaraya dağıtmış. Oğlunun adını da “Haşim” koymuş… O günden sonra meydan, vekilimizin dedesinin adı olan “Haşim” ismiyle “Haşimiye” olarak anılır olmuş. Eee… şimdi o dedenin torunu olan vekilimizin adı tarihe yalnızca vekil olarak geçecek. Yıldızlı televizyon sahibi vekilimiz Mahmut Yıldız’ın adına da bir lise yakışır… Öyle değil mi? Biliyorsunuz, Sayın Vekil Mehmet Özlek lise yaptırıyor… Geçen yıl hizmete girmesi gereken lise inşaatı çok yavaş ilerliyor… Bu gidişle gelecek öğretim yılına da yetişmez. Tabi herkesimin saygı duyduğu “Vedat Melik” adına bir okul levhası görmek isteriz. Bu okul işine taktım bir kere… Arada bir memleketin yetiştirdiği birkaç ismi anmaya devam edeceğim. Kaynak:(Haşimiye isim öyküsü Sayın Naci ıpek’in sunduğu Son Urfalı programındaki Dr. Hazım Açanal’ın anlatımından alınmıştır. **** Yıkılsın Urfa kalası! Urfa kalesinin onarımı ile ilgili bürokratik yazışmalar devam ediyor! Ediyordur herhalde… Bu kalaya beddua eden içten etmiş… Kale Yıkılacak! Efendim, “ödenek ayırmıştık(!) O kurum bu kurum derken(!) ” Sonra topu herkes birbirine atmasın. Asırlardır ayakta duran kale; hele bir yıkılsın! Yıkılan taşlar birilerine mezar olur. Yok ya o kadar da değil. Hani o maçlardaki atılan slogan gibi… “Ka-le si-ze me-zar o-la-cak!” ***** Bağ-Kur tırmanma dağı Emekli, dul, yetim, hasta, hatta sırtta taşınarak giden insanlar bir evrak için bu dağa tırmanıyor… Yıllardır orda bir utanç abidesi gibi duruyor. Bağ-Kur’u yeryüzüne indirmenin vakti geldi de geçiyor bile… Buradan şanlıurfa Dağcılık Federasyon temsilciğine bir çağrı yapıyorum… Gelin bu binaya tırmanalım. Olay Ulusal basına taşınır da, belki birileri görür. Böylece siyasilerimizin yetkililer karşısında eli güçlü olur… **** Kaldırımdan, kaldırılmayan; MOTOSıKLETLER Trafik kurallarına göre MOTOSıKLETLER hafif binek araçlardır… Yol geçiş üstünlüğü, park yapma, diğer araçlar gibi aynı haklara sahiptir. Haddinize düşmüşse motosikletin trafik hakkını ihlal edin. Üstündeki sürücünün nasıl aslan kesildiğini görün. (Aslan değil de diğer canlılardan da örnek verebilirdim) Ama, motosikletli ihlal eder… “Çin işi” motosiklet sayısı çoğaldıkça kural aymazlıkları da birlikte çoğalıyor. Trafik kurallarını ihlal ettikleri yetmiyormuş gibi… Engelliler için yapılan geçişleri kullanarak yaya yollarını cadde gibi veya Park yeri olarak kullanıyorlar. Oldu olacak yaya yollarına bir de motosiklet yolu dizayn edilsin. Millet yürürken ona göre gardını alsın.