Mehmet Göncü
2 Aralık 2015
okuyucularım, bildiğiniz gibi yüce yaratıcı bazı kişilere özel yetenekler
bahşetmiştir.
Güzel
ses, resim ve heykel gibi sanatın birçok dalında öne çıkan ve kendini
kanıtlayan birçok yetenekler vardır. Birçoğu tarihe mal olmuştur.
Bunların
çoğunu siz zaten tanıyorsunuz.
İlimizde
ise yazımın konu başlığında bahsettiğim Nihat Kürkçüoğlu gibi birçok ressamımız
var. Bu sanatçılara her zaman sevgi ve saygımız sonsuzdur.
Sevgili
okuyucularım, yazımın içeriğinde de belirttiğim gibi bir yetenek olan ressamlık
çok boyutlu eğitimle taçlandırılırsa işte o yetenek harika eserler meydana
getirir. Bu bağlamda ilimizde şu an
itibariyle ressamlık faaliyetini sürdüren bazı tanıdık kardeşlerimizin isimlerini
anmadan geçemeyeceğim. Unuttuklarımız bizi hoş görsün. Ebedi hayata intikal
etmiş olanlara da Allah’tan rahmet diliyorum.
Sayın
Hasan Rastgeldi, sayın Burhan Vural,
Sayın Nihat Kürkçüoğlu, Sayın Necla Tosmur, Sayın Remzi Kara, Sayın
Necmi Kaya, Sayın Mehmet İnci, Sayın Neşet Uçkan, Sayın Muharrem Çelik gibi
değerlerimiz var.
Bu
bağlamda geçen hafta Büyükşehir Belediyesi Nikah ve Konferans salonu
girişindeki “Nihat Kürkçüoğlu
Fırçasından Şanlıurfa” adlı Resim sergisi açılışına ben de katıldım. Sanatsever dostlarımızla orada karşılaştım.
50.
sanat yılını kutlayan hemşehrimiz Sayın Nihat Kürkçüoğlu’nun tablolarını
hayranlıkla seyrettim. Katılımcıların övgü dolu sözlerine tanık oldum.
Sayın
Kürkçüoğlu, serginin açılışı ile ilgili söyleminde özetle; ‘En büyük arzum ve emelim en kısa zamanda
Urfamızın tarihinin ve kültürünün tablolara yansıtıldığı ve ressamlarının da ön
plana çıkarılıp tanıtıldığı şanına layık bir Resim Müzesi’ne kavuşmasıdır’
dedi.
Ben
de Sayın Kürkçüoğlu’nun bu temennisine yürekten katılıyorum.
Dürüst
ve şeffaf bir toplumda; engin gönüllü dostlarınızın çok olması dileğiyle kalın
sağlıcakla.