Mahmut Çepoğlu
3 Nisan 2006
ısterseniz; şu “insanlar konuşa konuşa” ata sözünden hareketle başlayın, ister diyalog deyin adına yazdıklarımızın… ınsanların mutlaka doğruları ve güzellikleri bir biriyle bölüşmesine ihtiyaç vardır.. ınsanlığa verilen değer kaldırımların genişlemesi insanların rahat yürümesiyle orantılıdır. Temizliğe verilen önem insanlığın özünden gelir. Aslan yattığı yerden değil, insan yaşadığı yerden bellidir… Sosyal yaşantının renklenmesi, vasıtaların giremediği alanların çoğalması, yeşilliklerin boy atması, yüksek beton örme binaların arasında parkların açılması ile hayat bulması içindir insanın ömrünün. Kültür sokakların açılması, kültür sarayların açılması, bol bol sergi salonlarında, insanların resim fotoğraf el-işi sergilerini seyretmenin tadına varmak, tiyatro seyretme olanağını elde etme, güzel bir film gelmiş bir seyredebilsem özlemi ayaklarımı o yöne itiyorsa ne mutlu bize… Tüm bunlar sosyal yaşantının temelini oluşturur. ınsanlığa verilen değerin en güzelidir. Sosyal yaşantı nedir diye insanlarımız bir kendilerine sorsunlar ne kadar uzak olduklarını görürler… ınsanlar konuşa konuşa festivallar renklenir, şenliklerde şen şakrak mutlu tablolar halka halka açılır… şehir merkezinden kenar mahallere yayılacak günler bizleri fazlasıyla bahtiyar edecektir. Bayram, seyran, temaşa derken bir newroz geride kaldı. ınsanlar renga renk gülen yüzlerde bir başkalık seziliyor, baharla birlikte gök kuşağı açılmış alanlarda yeni bir festival daha sarmalayacak gülmeye, eğlenmeye hasret insanlarımızı…. “Büyüğün yoksa git büyük taşa başını vur” demişler. Buda bir çeşit diyalog yada konuşa konuşa güzelliği bulmadır. ışte Onbir Nisan festivali de her yıl bir mizansenden ibaret olan kutlamalardan kurtularak hayatımızla özdeşleşti. Sosyal yaşantının tarihi kurtuluşun güzelliğiyle birleştirilerek halkı kapsayarak gönülleri ferahlattı. Kurtuluş ve zaferler şenliklerle kutlanır. Belediyenin tuvalet istemeye hakkımız var ancak sokağa tükürenleri dahası balgam atanlara müdahale edebiliyor muyuz? Sana ne!… diyene cevabımız ne olabilir? Hele şu kaldırımları silmek için gelen makine nede hoşuma gitti. Köylü kültürünün sokağa fırlattığı balagamı silecek ya… Halen sokaklarda deli diye tabir ettiğimiz bir genç var.. Yerde gördüğü tükürükleri özellikle bulup ayakları ile basıp siliyor. Deli dediğimiz insanların bile tahammülü yok; acaba onu sokağa atanlar mı akıllı, yoksa silen mi? Yerlere lütfen tükürmeyiniz tabelalarını her köşeye asalım, dersek ne olur. Okuma oranı bu kadar düşük, köylü kültürünün hakim olduğu bir kentte ne işe yarar…Yada yılda bir kez de olsa bir günü sokağa tükürmeme günü diye ilan edelim. Nasıl olsa insanlar konuşa konuşa birbirleri ile anlaşırlar demişler ya… Konuşa konuşa gelin şu şenliği birlikte temizliği insanlara empoze etmeye çalışalım. Elimde tutuğum peçeteyi atacak çöp kutusu ararken, bir başkası siğara izmaritini rastgele fırlatmasını bir konuşabilsek… şu kuru yemişleri çıtırdayıp kaldırıma savuranlara ne dersiniz. Konuşa konuşa bir insanın haklarının bittiği yerde bir insanın hakları devreye girer. Gelin şu demokrasiyi özümseyelim. Orada temizlik var, hak var hukuk var adalet var anlayana. On bir nisan şenlikleri başlamak üzere seviniyoruz. Gülmeye eğlenmeye ihtiyacımız var ancak yoksulları işsizleri unutmamak gerekir. ınsanların yaşamlarını sürdürebilmesi için bir kazanç, bir iş kapısı bulması lazım. Hiçbir geliri olmayan insanlar aç kaldığında her türlü sapkınlığa girer. “Aç kalan it fırın deler” deyimini yakıştıramam. Ama her türlü belanın, musibetin illetin, zilletin, meczup ve çılgınlığın sebebi, yoksulluktur, açlıktır. Konuşa konuşa, yaza yaza neler anlatılmıyor neler yazılmıyor ki. şehitler abidesi topçu meydanında kuruluyor. Biz konuşunca insanlar nede ucuz yama yapıyorlar. Hep konuşmadan doğrulardan uzak durmamızı söylüyor. Neden mi? yirmi yılın kaybettiğimiz bir şehrin ömrünü geri getirme çabasını destekliyoruz diye….destek olmayı değil köstek olmayı insanlar çok sever…Aslında başarısızlık hepimizin, başarıysa herkese mutluluktur, bugün olduğu gibi…Konuşa konuşa olduğu gibi çalışa çalışa geri geleceğine inanıyorum kaybettiğimiz yılların… Başarı sizin mutluluk hepimizin Urfa halkı çalışanlara Urfa’ya hizmet edenlere minnettardır.