Sabri Dişli
23 Mayıs 2006
68 ile78 li yılları yaşayan aklıselim kesim son olaylara gülüyordur herhalde…
“Roller değişti ama, film yine o film” diyorlardır… Fakir, zavallı genç kız ve zengin erkek…
Post bıyıklı babacan zengin, iyi adam: Hulusi Kentmen’e karşı, kötü adam Erol Taş…
Her ikisi de ayrı ayrı lüks arabaya binmiş… Mağdur olan kıza tesadüfen çarpmak için dolaşıyorlar.
Acaba hangisi çarpacak?
ıyi adam çarpar ise ne ala, kızla şakadan evlenir, doğuracağı çocuğa emanetçi baba olur.
Filmin sonunda; kıza zeval vermeden emaneti teslim eder.
Kötü adam Erol Taş’a çarparsa hastane yerine kerhaneye düşer.
Filmin mağdur kızı gibi, işte öyle bekliyoruz…
Bu arada “komplo teorisi” hazırlayan senaristler fazla mesai yapıyor.
Hep Erol Taş’ı öne sürüyor…
Hep kötü son hazırlıyorlar…
Hep karanlığa giden kurşuna bir kurşun daha sıkıyorlar.
Hele biraz zihninizi yoklayıp, üç yıl öncesinin senaryolarını hatırlayın.
Hani bugünkü başbakanı; “seçtirmezler” senaryosunu?
Geçmişte Marjinal kesimin senaryoları sonuçta kime yaradı.
Bugün en çok kime yarar?
Nasılsa, senaristten geçilmiyor.
Benim senaryom bu.
Siz de kafanıza göre takılın…
Alın kalemi elinize, rast gele bir-iki çizgi atın…
Soran olursa, Özgün senaryo deyin…
Senaryosuz kalmayın diye söylüyorum.
Sayın mebusum, Ne oldu Yanık ünitesi?
Vekil Mehmet Özlek “şanlıurfa, bana verebileceği her şeyi vermiş!” demişti.
Sayın vekilimiz bir lise yaptırıyor. Geçen yıl eğitime açılacaktı, olmadı…
Bir lise yapmak öyle kolay değil.
Okul yapılsın da geç olsun…
Vekilimiz, geçen yıl şanlıurfa’nın mahalli televizyonlarından birinde “Yanık ünitesi” yapımı ile ilgili söz aldığını, konunun takipçisi olacağını söylemişti.
Ne oldu yanık ünitesi?
şöyle, bir arada bir yoklama çekiyoruz.
Kelle paça yemeği gibi
Koca bir vekil hakkında atıp tutuyoruz.
Sonra kimseler aramıyor.
Bir iki satır methiye dizdik mi?
“Elinize Kaleminize Sağlık” ne güzel yazmışsınız. Demek bizimi de hoşumuza gidiyor da…
Yahu boş ver şimdi. O yanık ünitesi ne oldu (!)