Nejat Karagöz
2 Nisan 2014
Kavgalı, hır-gürlü bir seçim dönemi geride kaldı.
Birkaç gün de itirazları, yeniden saymaları dinleriz, sonra o da kaybolur gider…
Halk yine/yeni belediyesi ile baş başa kalır.
Öncelikle, içime hiç sinmese de Celalettin Bey’in başkanlığını kutluyorum. Bu işin içime sinmeyen yanını bizzat kendileriyle paylaşmış olduğumdan burada tekrar etmeyeceğim; ancak her şeye rağmen o, memleketimizin yeni belediye başkanıdır, buna saygı duyarız.
Şimdi gözler, seçim vaatlerinde.
763 adet proje!
Genel seçimlerde vaat edilen 400 projeden farklı ve bağımsız, tam 763 adet proje!
Yani en kestirme hesapla ( Hafta sonlarını ve tatilleri saymazsak) iki günde bir proje.
Eh, kulağa da hoş geliyor haliyle…
İnsanlarımız bu gibi şeylere pek dikkat etmiyor.
Öncelikle proje diye sunulan şeyin ne olduğuna yani gerçekten proje denilebilecek bir şey olup olmadığına,
Sonra, yapılabilirliğine
Sonra, hangi ihtiyaca cevap vereceğine ya da buna ihtiyaç olup olmadığına,
Sonra?
Siz bu listeyi istediğiniz kadar uzatın; insanımızın böyle şeylere aldırış ettiği bile yok emin olun. Aylarca konuşuldu, tartışıldı. Her şey söylendi ve fakat inanın hiçbir mecliste bu projelerin tartışıldığını duymadım, şahit olmadım.
Halkın bu projeleri konuşacak hali ve mecali yoktu zira. Çünkü bir “Kepenk Sendromuna” yakalanmıştı
Ki bu “Kepenk Sendromu” iyi de iş çıkardı.
Geçelim.
Şimdi artık seçimin sonuçları da, bunu yapacak veya yapamayacak olan da ortada. Bakacak, göreceğiz hep birlikte…
Bu badirede bizlere düşen, iktidar sahiplerinin uykularını kaçırmaktır. Yaptıklarına gereken değeri vererek ama yapamadıklarının da mutlaka hesabını sorarak…
Yoksa belediyecilik ”ispirto” alevine dönüşür gider de farkına bile varamazsınız.
Ona göre…