İbrahim Halil Okuyan
9 Mart 2007
Tarih boyunca katliamlar, soykırımlar, kadın ve bebek öldürülmeleri eksik olmamış. Yaşlı dünya tarihinin hangi sayfasını çevirirseniz bunlardan birine, ikisine rastlarsınız.
Bunlardan hiç ibret alınmamış ki, zamanımızda da bol bol rastlanıyor. ınsanlığın bu affedilmez ayıbı yüreklerimizi dağlamağa devam ediyor.
Kosovada Hollanda askerlerinin kanlı katillere teslim ettiği sekizbin sivile yapılan kıyım ne büyük felâkettir.. Karabağda aynı akibeti yaşayan Azerbaycanlıların hesabı sorulabiliyor mu? Ermeni katiller hâlâ soykırımdan(!) bahisle göz göre göre işledikleri cinayetleri örtbas etmek istiyorlar. Ne yazık ki, inanmağa hazır Avrupalı dostlarımızı(!) da rahatça inandırabiliyorlar.
Bir Ülkenin zalimlerin işgali ile ne hale gelebileceğini görmek ve yaşamak isteyenlerin bir lâhza Irak’a bakmaları yeterli. Günde 50-60 insanın katl’edilmesi, maddi ve manevi huzursuzluk, Ülke kaynaklarının alabildiğine yad’larca tüketilmesi yarınki nesiller için unutulmaz ibret levhalarıdır. Ancak gafiller ve hainler bu insanlık dışı hadiseleri umursamaz yüreği olan her insan bundan etkilenmiş ve halen de yoğun şekilde üzülmektedirler.
Irak’ta cereyan eden olaylar insanlık tarihi için başlıbaşına bir yüz karasıdır. Ta Hazreti Hüseyin’in Kerbelâda şehid edilmesinden bu yana Irak’ta karagünler eksilmemiştir.
Buna ora halkına verilmiş ilâhi bir garzab olarak bakmak da mümkündür.
Bizim neslin hatırladığı kadarı ile 1950 li yıllarda ardarda gelen ihtilâller suikastler ile; birgün önce paşa veya kral olan kişinin ertesi gün Bağdat sokaklarında sürüklendiğini gördük. “Filler çekişirken hep karıncalar ezildi” Kadınlar dul, çocuklar babasız- atasız kaldı. Bağdatla birlikte Ülkenin öbür şehirleri de perişan oldular. Basra, Süleymaniye, Kerkük, Telafer Türklerin de yoğun şekilde bulunduğu şehirler zûlümden kurtulamadılar. Son ABD işgali ise bütün umutları yıktı. Irak’ı kâmilen harab’eyledi. Halkın Arab’ı Türk’ü, Kürd’ü, Asurisi, Sünnisi, şiisi ile bölük pörçük oluşu, bir bütünlük arz’etmeyişi tam zalimlerin, haçlıların istediği bulanık su, bulutlu hava ortamını yarattı. Onun için Irak’ta kaynaklar sömürülüyor, insanlar bu ortamlarda balık gibi rahatça avlanıyorlar.
Olaylardan bizim de alacağımız çok ibretler var. Ülkemizi o duruma düşürmek isteyenlere karşı çok uyanık olmak zorundayız. Bir huzur adası niteliğindeki Yurdumuzu korumak ecdadımızın yaptığı fedakârlıkları yapmamız sayesinde mümkün olabilecektir. Damarlarımızda dolaşan kanın gerektirdiğine ise onu yapabildiğimiz ölçüde huzurumuz istiklâlimiz ve istikbalimiz devam edecektir. Bunu hiçbir zaman unutmamalıyız.