İbrahim Halil Okuyan
23 Şubat 2007
Din’in insan hayatındaki yerini ve toplumdaki önemini bilen Milletler rahat ve huzur içinde bir ömür sürmüşler, yaşadıkları dönemin en ileri ülkeleri arasında yer almışlardır. Bugün Türkiye’nin lâyık olduğu şekilde yükselmeyişinde; kanaatimizce toplumu olumlu madde ve mânâ âlemine hazırlayamayan, onlara dünya ve ahiret ilimlerini yeterince veremiyen Kâmil hoca ve öğretmenlerin azlığı büyük etken olmuştur.
Kanunî Sultan Süleyman zamanında Osmanlı Devleti en ileri merhalesinde bir süper devletti. Tabii bu durum kendiliğinden oluşmadı. Türklerin Devlet kuruculuğunun binlerce yıllık tecrübesi yanında Osmanlının “Adam yetiştirme mesleği olan hocalığa= öğretmenliğe” verdiği önemin büyüklüğü vardır. Öyle ki, herkes hoca-imam-öğretmen olamadığı gibi olabileceklerde de hassas kıstaslar aranıyordu.
Kanuni zamanında ımam olacak şahıs (ki, aynı zamanda hocalık ve öğretmenliği de uhdesinde bulunduruyordu) yüksek din ilimlerini bilmeliydi. Aynı şekilde fen ilimlerine hâkim olmalıydı. Anatomi bilgisi bulunmalıydı. Arapça, Farsça, Lâtince yazıp konuşabilmeliydi. Müslümanlığın yanında hristiyanlığı da mukayeseli olarak hıfz’etmeliydi.
Ata binmeyi, spor yapmayı sevmeli, güzel giyinme alışkanlığı olmalıydı. Tek hanımın dışında eşi bulunmamalıydı.
Diyeceksiniz, bu kadar bilgisi ve özelliği olan adam niye imamlık yapsın ki.. Veya Osmanlı bu kadar özelliği taşıyan binlerce imamı nerde bulacak? Düşünün ki, üç kıtaya yayılmış koca bir imparatorluk var ortada. Ve bugünkü süper devlet ABD’de görülen edepsizlikleri, katliamları yapmıyor. Dünyada ve ülkesinde yaşayan insanların huzur ve selâmetinden başka hiçbir şey düşünmüyor. Başı ağrıyan Ülkeler ve onların kralları bile Osmanlı padişahının yardımını talep ediyorlar.
Hocalar-öğretmenler maddeten ve manen tatmin ediliyorlar. Ülkenin her tarafında bolca bulunuyorlar ve “adam yetiştirme” görevlerini lâyıkıyle yerine getiriyorlar. Onun için Osmanlı eşsiz süper devletti.
Bugünkü hazin durumumuzda Ülkemiz bir arayış içerisinde. Formüller hazır ama nedense itibar edilmiyor…
Diyanet ışleri Başkanlığı eğer kadro alabilir, adam yetiştirebilir ve dürüst bir seçimde tayinler yapabilirse; Sultanahmet, Kocatepe gibi camiler başta olmak üzere Ülke çapındaki 500 Camie ımam tayin edecek. Umarız bu Proje yürür ve gelişir, Memleket; sözünü-savını bilmeyen, cahil imamlardan kurtulmuş olur.
Tabii bu Projede adam yetiştirme ön plânda tutuluyor. Diyelim bir köydeki genç bir imamın bugün epece noksanları var ama adam çalışıyor, çabalıyor, bir varlık gösteriyor. Ülke bundan yararlanacak, kademe kademe ilerlemesi sağlanacak, bir il’e müftü de olabilecek, Diyanette bir birimin başkanı ola olabilecek. ılerlemesnide sınır tanımayacak. Yeter ki, kendisi buna lâyık olabilsin Memleketimize ve Milletimize yararlı hizmetler olsun.
Dileriz bu Proje Ülkemize yararlar sağlar. Anayasamıza ve bütün yasalara uygun şekilde yetişen münevver insanlar, bütün münevvver insanların yetişmesine de vesile olurlar.