Nejat Karagöz
16 Şubat 2015
Urfa, bahtsız şehir…
Urfa sahipsiz şehir…
Eğitimde,
Sağlıkta,
Sanayileşmede…
Yaşanabilirlik sıralamasında…
Hâsılı gelişmişlik göstergelerinin hemen tümünde dibe
vurmuşluğuyla, hızla tipik bir Ortadoğu köyüne dönüşen koca bir kent…
Son üç senede aldığı neredeyse nüfusunun yarısına denk bir
göç sebebiyle de yaşam koşulları daha da zorlaşmış, yaşam kalitesi daha da
gerilemiştir.
İşsizlik, bir yandan haksız rekabet yüzünden; daha çok, ucuz
çalışmak zorunda olan mülteciler karşısında geçinilebilir bir paraya iş
bulamayan yerli iş gücünün atıl kalması, öte yandan uyduruk bir iç güvenlik
paranoyasından başka derdi olmayan hükümetin ilgisizliği ve beceriksizlikleri
sebebiyle giderek artan bir trend göstermiştir.
Hükümetin, açıklanan yoksulluk, açlık rakamları, işsizlik
rakamları, gelir dağılımındaki adaletsizlik/ eşitsizlik gibi konular yerine,
kendi konumunu tahkim etme telaşı yüzünden de her gün katlanarak büyümektedir.
Medyadan yer alan haberlerden hükümetin Suriyeli mültecilere
çalışma izni verme hazırlığında olduğunu öğreniyoruz. Bu durum son tahlilde
yerli işgücü lehine bir şeyi değiştirmeyecektir. Çünkü zaten yüzde yirmi
düzeyinde olan işsizlik bugün kaçak çalışan bu mültecilerin, yarın resmen
çalışabilir duruma gelmeleriyle de yerli işgücü aleyhine bir trend
gösterecektir.
Burada genel seçimlere üç ay gibi bir zaman kalmış olmasına
rağmen muhalefetin bu mesele üzerinde bırakın bir plan yapmayı, konuya bile
değinmemeleri ise ayrı bir facia.
18. yüzyılda yaşamış oylan bir İngiliz askeri olan Horatio
Nelson’a atfedilen “Hayat, ne bir bayram ne de bir yas günüdür; hayat iş
günüdür.” sözü biz Urfalılar için şu sıra çok daha önem arz ediyor, vesselam…