Işıklar içinde uyu Klaus
Göbeklitepe’nin kaşifi Alman Profesör Klaus Schmidt vefatının 7. yılında sosyal medya paylaşımlarıyla anıldı.
Nurcihan Kalfa: Klaus dünya tarihine çok büyük ve değerli bir kapı araladı, çok sevdi ve sevildi… Unutulmadı.. Şanslı bir insan o.. Huzur içinde uyusun..
Rehber Şükran Rojda: Ruhu şad olsun . Hem insanlığın hem Urfa’nın tarihine büyük katkıları oldu. Asla unutulmayacaktır.
Klaus Schmidt kimdir?
Klaus Schmidt, 1953 yılında Almanya’da doğdu. 1974-1983 yılları arasında Erlangen ve Heidelberg Üniversiteleri’nde prehistorya, yakın tarih, klasik arkeoloji ve jeoloji alanlarında eğitim aldı. Öğrencilik yıllarından itibaren Almanya, Yunanistan, Mısır, Suudi Arabistan ve Ürdün’de çeşitli arkeoloji projelerinde yer aldı. 1978 ve 1979 yıllarında Elazığ Müzesi’nde Norşuntepe kazısı malzemesi üzerinde yaptığı buluntu çalışmalarını doktora tezi yapan Schmidt, 1983’te Heidelberg Üniversitesi’nde doktorasını tamamladı. Doçentlik tezini ise Urfa Nevali Çori kazısı üzerine hazırladı ve 1999 yılında Nürnberg Üniversitesi’nde Doçentlik unvanını aldı. 1978’den itibaren Türkiye’de Norşuntepe, Lidar Höyük ve Nevali Çori kazılarına ekip üyesi olarak katıldı. 1995’ten itibaren Gürcütepe ve Göbekli Tepe kazılarını yürütmekteydi.
Schmidt’in uzmanlık alanı, Yakındoğu neolitik ve paleolitik çağları ve prehistorik dönem sembolizmi ve ikonografisidir. Heidelberg, Bamberg ve Erlangen Üniversiteleri’nde 1996 yılından beri verdiği dersler ve seminerler, bu konular üzerine yoğunlaşmıştır. Alman Arkeoloji Enstitüsü’nün Orient Bölümünde araştırmacı olarak çalışan Schmidt, Göbekli Tepe’de 1995’te Şanlıurfa Müzesi ve Alman Arkeoloji Enstitüsü ortak projesi olarak başlayan, 2007 yılından itibaren “Bakanlar Kurulu kararlı kazı” statüsünde devam eden kazının başkanlığını yürüttü. Schmidt, aynı zamanda Ürdün’de bulunan “Aqaba” Projesinde de, Ricardo Eichmann ve Lütfi Halil ile birlikte proje başkanlığını yürütüyordu.
Prof. Klaus Schmidt’in Norşuntepe ve Nevali Çori kazıları hakkında yayımladığı 3 kitabı bulunuyor. Göbekli Tepe hakkında yazdığı kitabı ise Türkçeye de çevrilerek 2007 yılında yayınlandı. Schmidt, 20 Temmuz’da yüzerken kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi.
En büyük keşfi: Göbeklitepe
Bütün hayatını insanlığın geçmiş yaşantılarının günümüze aktarılmış olan izlerini ortaya çıkarmaya adayan Schmidt’in arkeoloji dünyasına yaptığı en büyük katkı şüphesiz Göbeklitepe’nin keşfidir.
İlk kez 1963’te İstanbul ve Şikago Üniversiteleri’nin birlikte yaptıkları bir yüzey araştırmasında neolitik yerleşme olarak saptanan Göbeklitepe’nin önemi, o yıllardaki arkeoloji bilgisiyle saptanamaz. Schmidt, 1994 yılında bölgede yaptığı gezide Urfa müzesine bir çiftçi tarafından getirilen tarihi eserden yola çıkarak kireçtaşından heykel ve dikilitaş buluntularına rastlar. Schmidt, Göbeklitepe’nin geniş görüş mesafelerine hâkim, alışılmadık coğrafi konumu ve yerleşmenin büyüklüğü nedeniyle çok özel bir neolitik yerleşme ile karşı karşıya olduğunu anlar.
Schmidt’in keşfinin ardından 1995’te Alman Arkeoloji Enstitüsü Müdürü Harald Hauptmann öncülüğünde Göbeklitepe’de kazı çalışmalarına başlanır ve ortaya devasa bir kült merkezi çıkarılır. Bölgede yapılan jeoradar araştırmaları sonucunda 20 civarında yuvarlak ve oval planlı yapı tespit edilir. 18 yıldır sürdürülen kazılarda henüz 6 yapı ortaya çıkarılmış durumda; ancak insanlığın avcı-toplayıcı yaşantıdan yerleşik yaşama geçiş dönemine, bu dönemdeki mimari ve sanatsal becerilerine, inanışlarına ilişkin elde edilen bilgiler muazzam.
Schmidt, bir röportajda Göbeklitepe kazılarının tahminen 60 yıl süreceğini, amaçlarının “buluntuları hızlı şekilde ortaya çıkarmak yerine, az kazı yaparak en fazla veriye ulaşmak” olduğunu söylemişti.
Schmidt, çalışmalarının sonucunda tarih kitaplarını değiştirecek önemli veriler elde edeceklerinin bilincindeydi. Klaus Schmidt’i, bize bıraktığı muazzam keşfiyle birlikte hatırlayacağız. (Bilimvegelecek.com.tr)