Ahmet Karavelioğlu
21 Aralık 2015
İnsanoğlu
var oluşundan bu yana sürekli birbiriyle ilişki içerisinde olmuştur.
Bu
ilişkiler insanların toplu yaşamaya başlamasıyla daha da karmaşık bir hal
almıştır. Çünkü insanların başkalarını anlama ile kendilerini anlatma çabası
içerisinde olma gibi amaçları vardır.
Bu
nedenle insanlar bazen tatlı dil, güler yüz, jest ve mimikler ile ilişkileri
güzelleştirir, bazen de stres içerisinde, somurtarak, kızarıp bozararak
duygularını dile getirirler. Bazen de susarak kendilerini anlatmaya çalışırlar.
Önemli olan ilişkilerde kırıp dökmeden
tatlı güzellikler yaşamak-yaşatmak, hoş bir seda bırakmaktır. Bu sayede
en olumsuz sorunlar çözülür veya bu sorunlar kartopu gibi büyür, içinden
çıkılmaz bir hal alır.
Einstein
diyor ki;
‘Yanlış
yapmayan insan yoktur. Kişinin insanlıktaki derecesi yanlışını kabul etmek ve
düzeltmek için gösterdiği gayret ve titizlikle ölçülmelidir’
Bizler,
birbirimizin yanlışlarını aramamalıyız. İnsanları sevmeli, sevincimizi
paylaşmalı, sıkıntılarımıza, üzüntülerimize ortak olmalıyız.
Yardıma
muhtaç olanlara yardımcı olmak, darda kalanlara destek olmak yüce dinimizin de
emridir. ‘Komşun açken tok yatmamak’ felsefesine sıkı sıkı sarılmalıyız.
Gönül
kırmak kolaydır. Önemli olan gönül yapmaktır.
Bakınız
yıllar önce Karacaoğlan ne demiş; iki dörtlük;
Dinle
sana bir nasihat edeyim.
Hatırdan,
gönülden geçici olma
Yiğidin
başına bir iş gelince
Anı
yad ellere açıcı olma.
Mecliste
ârif ol kelâmı dinle
El
iki söylerse sen birin söyle
Elinden
geldikçe iyilik eyle
Hatıra
dokunup yıkıcı olma.
Değerli
okuyucularım, inanın ki görev gereği de olsa insanı üzmüşsek, onun gönlünü
almadan eve gidersek o akşam rahat uyuyamayız.
Bu
mu güzel yoksa gönül kazanarak, insanları mutlu etmek mi güzel?
Zaman
zaman taziye ziyaretlerine gideriz. Eğer
rahmete ermiş o insan etrafına, insanlara faydalı birisi ise, içten gelen
duygularla; ‘Allah rahmet eylesin’ deriz, yok eğer yaşantısında insanlara zarar
vermiş birisi ise kehren bir fatiha okur, etrafının, akrabalarının hatırı için
yaptığımız taziye ziyaretini kısa keseriz.
Sözlerimi
Yunus Emre’nin şu dörtlüğü ile bitireceğim:
Gelin
tanış olalım
İşi
kolay kılalım
Sevelim,
sevilelim
Dünya
kimseye kalmaz.
Kalın
sağlıcakla.