Mahmut Çepoğlu
11 Ağustos 2006
Siz yazılarımı okurken ben bir yaylada dinlenmedeydim. Elbette orada boş durmadım. Düşüncelerimi anlamlandırarak yazılar yazdım. Öyle yazılacak konu var ki, hangi yazıya öncelik sırasını vereyim diye şaşırıyorum doğrusu. Urfa kamuoyuna karşı artık bir sorumluluğumuz var. Bu sorumluluğu yerine getirmek için düşüncelerimize, kalemimize ve yazılarımıza ivme kazandırmamız gerektiğine inanıyorum. Yapılanlar kadar yapılmayanlar hep bizi düşündürmüştür. Negatifleri yazdığımız kadar pozitif olayları anlatmamız gerekmektedir. ınsani bir eğilimin mevcudiyeti yavaş yavaş gün yüzüne çıkmakta. Hizmetler yapıldıkça, toplumda, güler yüz ve hizmete olan doymazlık sevindiriyor. Hizmetin aksatmamanın temel amacı onlara sahip çıkmaktır. Yapılan hizmetlerin bizler için yapıldığına inanarak topluma benimsetmeyi şiar edinmeliyiz. Sanmayın ben size insan ve meleği anlatacağım. Ben yer yüzünde melek olarak sıfatlandırılanlarla insan olanları kısmen de mukayese etmeye çalışacağım. Tanıdığım biri var. Mahalle muhtarıdır. Laf kalabalığı yapar. Mahallesi için bir hizmet koparmak için adeta belediye başkanların eline ayaklarına kapanır. Belediye başkanları ile konuşurken “siz bir insan değilsiniz, siz bir adam olamazsınız, olsa, olsa siz bir meleksiniz” derdi. Aylar ve yıllar sonra onun haklı olduğunu anladım. Yıllardır biz melek seçiyormuşuz da haberimiz yok. ışte ilk kez. Bir insan seçtik. Hem de adam gibi adam tabiri tam yerinde. Bildiğinden şaşmaz, doğruların yanında belediyenin beş kurşunu gözü gördüğünce kimseye yedirmez. Biz şimdiye kadar insan değil, meleklerle uğraştığımız için hizmetin ne olduğunu bilmedik. Çünkü melekler insana hizmet etmezler. Hem de bu melekler “sapına kadar erkek.” Erkekten melek olur mu oluyormuş ki vatandaş belediye başkanlarını hep melek diye gördü. Osmanlının son dönemlerinde nasıl melekler erkek mi, dışı mi? diye uğraşırken Avrupa’nın matbaasını, barutu ve daha nice icatları ellerinin tersiyle ittilerse bizde aynı minval üzre… şimdiye kadar belediyenin rutin hizmetlerine bile hasrettik. şimdi önemli projelerle Urfa’nın siması değişiyor. Simasıyla birlikte göz estetiğimize renklilik, ferahlık geldi. Ne anlatayım. şehri bir dolaşın, neler olduğunu göreceksiniz. 180 günde bitecek iki tane dalgeç, şehrin önünü açacak toplumsal dinamizme hız kazandıracak trafiği rahatlatacak şUTıM adıyla Hal pazarları kompleksi, ya şu yollar. Yollar ki yıllarımızı tüketen, bizleri kahreden yollar, nasıl da araba parklardan kurtulup yaya kaldırımıyla insanlığa hizmet veriyor. Sokak ve köşe başlarındaki köhne yapıların yıkılması bizleri nasıl sevindiriyor. Vali konağının düzenleme çalışması, kasap taşının doğu cephesindeki kaldırım ve yol düzenlemesi. Hele şu Samsat kapısı denilen mevki nasılda güzelleşti. Ya şu Bediüzaman Mezarlığının kenarındaki düzenleme. “Diriden ölüye olmasa hürmet, yıkılmaya mahkumdur o millet” özlü sözünü uygulanır olması bizleri fazlasıyla mutlu etti. Aynı çalışmayı Harran Kapı Aile Mezarlığında da bekliyoruz. Burada mezarlar üzerinde kısa bir not düşmek istiyorum. Çünkü onlar bizim geleceğimizdir. Mezarların kıymetini ölüler bilmez. Onlardan geride kalanlar bilmelidirler. Mezarlar sır ve gizemli olmakla değil bakımlı ve temiz olmalarıyla bilinmeli. Mezar taşları insanların geçmişi olduğu kadar geleceği ile yüzleşme fırsatı bulurlar. Görkemli olmasalar da mezarlar ahretin birer simgesidir. Temiz ve nezih caddelerin açılması toplumun belediye olan güvenini her geçen gün arttırmaktadır. Peki herkes bundan memnun mu? Yok… Melek olanlar ve melekleri seçenler bu işlerden memnun değiller. Yoksullar, hak bilirler, hizmet arayanlar, sade vatandaşlar yapılanlara dünden razı, gel gör ki, varsılların çoktan yüreklerine karamsarlık inmiş. Karanlık ruhlu insanların düşünceleri şu; bu insanlara hizmet gitmesin. Bu insanlar günlük olaylarla haşır neşir olsunlar, belediyeden haberdar olmasınlar. şehir olduğu gibi yerinde saysın. Bu “insanlar” hizmeti bilmezler. Bu insan niye hizmet ediyor bu kadar. Biz yine bir melek bulalım. şimdi bu insanları bir kaygı almış. Bu adam nereden bu kadar parayı getiriyor. Bana ne sana ne, hizmet veriyor ya, diyenlere olmaz bu belediye yi borçlandırıyor. Eski belediye başkanları hizmet etmeden belediyeyi borçlandırdılar bu da hizmet ederek borçlandırsın bundan güzel ne olabilir. Yapılanlar çok, yapılacak olanlar dağ gibi sıralanmış. Aksatılmamasını dileyerek, temel amaç insan olduktan sonra ve bu insanlar da kendi yönetimine sahip çıkarak destek vermelidirler. Hizmet sizden, takdir bizden, mutluluk hepimizin…