Cüneyt Gökçe
19 Nisan 2013
Hz. Peygamber; 1436 yıl önce, cehalet ve zulmün doruk noktada olduğu bir çevrede dünyayı onurlandırmıştı. Onun gelişi insanlığa can kattı; karanlık kalpler iman nuruyla doldu. Cehalet, zulüm, kin ve düşmanlık; yerini ilim, hak, adalet ve insan sevgisine terk etmek zorunda kaldı. Sığınacak yer bulamayan acımasızlık, şefkat ve merhamete davetiye çıkarmak zorunda kaldı.
Kuşkusuz, bütün bu güzellikler O’nun en üst düzeydeki “örnekliği” ile gerçekleşiyor ve güzellikler O’nun uygulamasıyla varlık âlemindeki yerini alıyordu. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de “And olsun Allah’ın elçisinde sizin için uyulması gereken güzel örnek vardır” buyrularak bu noktaya dikkat çekilmektedir.
Gerçekten de Hz. Peygamber, bütün hal, hareket ve davranışlarıyla insanlık için en güzel örnektir.
O, güvenirliliğiyle cehalet döneminde bile herkes tarafından kabul edilecek ve “Muhammedü’l-emin” olmayı hak edecek kadar “doğru ve güvenilir” bir şahsiyettir. En hoşlanmadığı şey, yalan ve yalancılardır.
O, ne pahasına olursa olsun verdiği sözü yerine getirecek kadar itimad edilir bir zattır.
Kuranî ifadeyle, “Âlemlere rahmet olarak gönderilen” Hz. Peygamber; şefkatin, sevginin ve merhametin timsalidir. Hayatının her aşamasında her türlü güzel özelliği muhafaza ettiği gibi; bu özelliğini de koruyan Hz. Peygamber, hiç kimse için kötülük düşünmemiş ve kalbi sürekli şefkatle çarpmıştır,
İnsanların en cömerdi özelliğine sahip olan Hz. Peygamber, hiç kimseyi boş çevirmemiş; elindeki imkânları muhtaçlara dağıtmış; ancak tembel yaşamaya da asla müsamaha etmemiştir. Bu yüzden dilencileri çalışmaya ve alın terine yönlendirmiş ve el açmayı hoş karşılamamıştır.
Mütevaziliğin zirvesinde bulunan Allah resulü; insan tabakaları arasında ayırım gözetmemiş herkese aynı gözle bakmıştır. Zengin, fakir, siyah ve beyaz farkı gözetmeyen Hz. Peygamber sade bir hayat yaşamıştır.
Edep ve nezaketin şahikasında bulunan Hz. Peygamber, kimsenin sözünü kesmez ve kimseyi mahcup etmezdi. Hataları yüze vurmaktan kaçınan Hz. Peygamber asla kırıcı söz kullanmazdı.
Yapılan hiçbir iyiliği unutmayacak ve takdir edecek kadar vefakâr ve kadirşinas olan Hz. Peygamber; kendisine yapılan kötülükleri ise unutmayı ve bağışlamayı tercih etmiştir.
Cesaret, misafirperverlik ve temizlik konularında da bizlere örnek olan Hz. Peygamber, ibadet konularında da en güzel uygulayıcı olmuştur. O, aile hayatı konusunda da en güzel eş, en sevimli baba ve en şefkatli dededir.
Bu nedenle; O’nu, sahip olduğumuz her şeyden daha fazla sevmek ve O’nun gösterdiği yoldan yürümekle mükellefiz. Bilindiği gibi; Allah’ı sevmenin en belirgin göstergesi, Habibullah’a uymaktan geçer.
Bu vesile bu gece şerefyâb olacağımız Mevlid Kandilinizi tebrik ediyor; hep beraber O’nun şefaatinden mahrum olmamayı Rabbimden niyaz ediyorum.
O’nun gösterdiği nurlu yoldan gidenlere ne mutlu!
O’nun yaşayışını ve ahlâkî davranışlarını örnek alanlara ne mutlu!