Konuk Yazar
14 Nisan 2014
Normal
0
21
false
false
false
MicrosoftInternetExplorer4
Fıkra;”
Çok kısa hikayeler veya gündelik olayların kısa olarak ve iyi bir uslupla
yazılmış şekilleri” olarak tarifi yapılmaktadır.
Halk
arasında genellikle hazırcevap, şair ruhlu ve nüktedan kişiler tarafından
anlatılır. Bu fıkralar ya o kişilerin başından geçen bir olaydır veya
başkasından dinledikleri, bir yerde okudukları bir olaydır.
Fıkrayı
anlatan kişiler çoğu kez karşılarındakilerini güldürmek, bazende güldürürken
düşündürmek için anlatırlar.
Benim
üzerinde durduğum; sırf güldürmek için söylenen fıkralardan ziyade, güldürürken
düşündüren, ders veren fıkralardır.
Urfa’daki
kaynak kişilerden derlediğim fıkraları zaman zaman burada yayınlayacağım.
Zamanla bunları bir kitap haline getirmeyi düşünüyorum.
Katkıda
bulunmak isteyenlerin Urfa ile ilgili fıkraları facebook’da paylaşmalarını veya
[email protected] adresime göndermelerini rica ederim. Böylece
Facebook’dan kültürümüzü paylaşarak yaşattığımız bir ortam olarak istifade
edelim.
*
Urfalı
genç yeni doğacak çocuğu için bir beşik yaptırmak ister, nacar (Marangoz)
pazarında en iyi beşik yapan Nacar Mehmet ustanın yanına varır:
“Doğacak ilk çocuğum için iyi bir beşik
istiyorum” der.
Mehmet
usta da “Hazırda yok acele etmezsen yaparım” yanıtını verir.
Çocuğumun
doğmasına nasıl olsa bir iki ay daha var deyip “Olur usta” deyip
beşik parasını ustaya vermiş. Usta
aldığı parayı elinin yettiği duvar deliğine koymuş.
Çocuğun
olmasına yakın birkaç defa uğradığı halde ustanın beşiği hala yapmadığını
görmüş. Derken gencin bir erkek çocuğu
olmuş. Adam beşiği unutmuş günler günleri kovalamış derken çocuk büyümüş askere
gitmiş gelmiş. Toyla düğünle evlenmiş hanımının karnı burnunda doğumu yakın,
bir beşik gerekmiş. Laf arasında baba ile oğlu konuşurlarken babasının aklına
kendisinin sipariş verdiği beşik gelmiş. Oğluna bundan bahsederek Nacar Mehmet
ustanın yanına gitmesini yıllar önce sipariş verdiği beşiği almasını söylemiş.
Oğlu da babasının söylediği gibi Nacar Mehmet ustayı bulmuş ve kendisini
tanıtarak babasının kendisi için yıllar önce sipariş verdiği beşiği sorunca,
Nacar Mehmet usta elini duvar deliğine atarak orada duran tozlanmış parayı
uzatmış ve şöyle demiş; “Bak yeğenim Hacı emmin acele işi sevmez, eğer
acele ediyorsan işte babandan aldığım para”
Kaynak:
Bu fıkrayı esas mesleği marangozluk olan babam rahmetli Müslüm Akbıyk’tan
dinlemiştim.